クルアーンの対訳 - クルアーン簡潔注釈(トルコ語対訳)

ページ番号:close

external-link copy
25 : 2

وَبَشِّرِ ٱلَّذِينَ ءَامَنُواْ وَعَمِلُواْ ٱلصَّٰلِحَٰتِ أَنَّ لَهُمۡ جَنَّٰتٖ تَجۡرِي مِن تَحۡتِهَا ٱلۡأَنۡهَٰرُۖ كُلَّمَا رُزِقُواْ مِنۡهَا مِن ثَمَرَةٖ رِّزۡقٗا قَالُواْ هَٰذَا ٱلَّذِي رُزِقۡنَا مِن قَبۡلُۖ وَأُتُواْ بِهِۦ مُتَشَٰبِهٗاۖ وَلَهُمۡ فِيهَآ أَزۡوَٰجٞ مُّطَهَّرَةٞۖ وَهُمۡ فِيهَا خَٰلِدُونَ

Eğer (zikri) geçen tehdit kâfirler için ise: Ey Peygamber! Allah'a iman edip, salih amel işleyen Müminleri, saraylar ve ağaçlarının altından ırmaklar akan kendilerini mutlu edecek cennetlerle müjdele. Ne zaman rızık olarak kendilerine cennetin güzel meyveleri verilse, dünya meyvelerine olan aşırı benzerliklerinden dolayı: "Bu, daha önce de rızıklandığımız bir şey" derler. Onlara şekil, isim olarak benzer meyveler sunulmuştur ki bildikleri şeye yönelsinler. Ancak bu meyveler tat ve lezzet olarak çok farklıdırlar. Ve onlar için cennette nefsin arzulamadığı ve dünya insanlarının kirli olarak kabul ettiği şeylerden uzak olan eşler de vardır. Onlar orada kesintiye uğrayan dünya nimetlerinin aksine, sürekli olan ebedî nimetler içindedirler. info
التفاسير:

external-link copy
26 : 2

۞ إِنَّ ٱللَّهَ لَا يَسۡتَحۡيِۦٓ أَن يَضۡرِبَ مَثَلٗا مَّا بَعُوضَةٗ فَمَا فَوۡقَهَاۚ فَأَمَّا ٱلَّذِينَ ءَامَنُواْ فَيَعۡلَمُونَ أَنَّهُ ٱلۡحَقُّ مِن رَّبِّهِمۡۖ وَأَمَّا ٱلَّذِينَ كَفَرُواْ فَيَقُولُونَ مَاذَآ أَرَادَ ٱللَّهُ بِهَٰذَا مَثَلٗاۘ يُضِلُّ بِهِۦ كَثِيرٗا وَيَهۡدِي بِهِۦ كَثِيرٗاۚ وَمَا يُضِلُّ بِهِۦٓ إِلَّا ٱلۡفَٰسِقِينَ

Şüphesiz ki Allah -Subhanehu ve Teâlâ- dilediğini misal olarak getirmekten çekinmez. Sivrisineği örnek olarak vermiştir. Ondan daha büyük veya daha küçük şeyleri de örnek olarak getirir. İnsanlar bu misaller önünde iki kısımdır: Müminler ve kâfirler. Müminler bu misalleri tasdik eder ve verilen bu misallerin ardında bir hikmet olduğunu bilirler. Ancak kâfirler, Allah Teâlâ'nın bu hakir görülen sivrisinek, sinek, örümcek vb. gibi mahlukatı neden misal olarak getirdiğini alay etmek için birbirlerine sorarlar. Allah Teâlâ'dan ise bunlara cevap şu şekilde gelmektedir: Bu misaller yol göstermek, yönlendirmek ve insanları imtihan etmek içindir. Allah, bazılarını verilen bu misalerleri düşünmekten yüz çevirmesiyle sapıklığa sürükler. Bunların sayıları bir hayli çoktur. Sapıklığı hak edenden başkasını saptırmaz. Onlar münafıklar gibi Allah'a itaat etmeyi terk eden kimselerdir. info
التفاسير:

external-link copy
27 : 2

ٱلَّذِينَ يَنقُضُونَ عَهۡدَ ٱللَّهِ مِنۢ بَعۡدِ مِيثَٰقِهِۦ وَيَقۡطَعُونَ مَآ أَمَرَ ٱللَّهُ بِهِۦٓ أَن يُوصَلَ وَيُفۡسِدُونَ فِي ٱلۡأَرۡضِۚ أُوْلَٰٓئِكَ هُمُ ٱلۡخَٰسِرُونَ

Allah'ın kendileriyle yalnızca O'na ibadet etmeyi ve kendisinden önce rasûllerin haber verdiği rasûlüne ittiba etme sözünü aldığı, akrabalık bağı gibi Allah'ın birleştirilmesini emrettiği şeyi kesen ve yeryüzünde günahlar ile fesadı yaymak için çaba sarfeden bu kimselerin dünya ve ahiretteki nasipleri eksiktir. info
التفاسير:

external-link copy
28 : 2

كَيۡفَ تَكۡفُرُونَ بِٱللَّهِ وَكُنتُمۡ أَمۡوَٰتٗا فَأَحۡيَٰكُمۡۖ ثُمَّ يُمِيتُكُمۡ ثُمَّ يُحۡيِيكُمۡ ثُمَّ إِلَيۡهِ تُرۡجَعُونَ

Ey kâfirler! Sizin bu işiniz ne şaşılacak şeydir. Kendi nefislerinizde O'nun kudretine delalet eden şeylere şahit olduğunuz halde Allah'a karşı nasıl kâfir olursunuz. Siz cansız (henüz yok) iken sizi yarattı ve size hayat verdi. Sonra sizi ikinci kez öldürecek, sonra ikinci hayat için sizi diriltecek, sonra yapmış olduklarınızdan dolayı hesaba çekmek için sizi kendisine döndürecektir. info
التفاسير:

external-link copy
29 : 2

هُوَ ٱلَّذِي خَلَقَ لَكُم مَّا فِي ٱلۡأَرۡضِ جَمِيعٗا ثُمَّ ٱسۡتَوَىٰٓ إِلَى ٱلسَّمَآءِ فَسَوَّىٰهُنَّ سَبۡعَ سَمَٰوَٰتٖۚ وَهُوَ بِكُلِّ شَيۡءٍ عَلِيمٞ

Yeryüzündeki nehir, ağaç ve sayılamayacak kadar birçok nimetin tamamını sizin için tek başına yaratan Allah'tır. Sizler o nimetlerden faydalanır ve sizin hizmetinize sunduğu şeylerden istifade edersiniz. Sonra gökyüzüne yönelip onu yedi kat olarak yaratmıştır. İlmi ile her şeyi kuşatan O'dur. info
التفاسير:
本諸節の功徳:
• من كمال النعيم في الجنة أن ملذاتها لا يكدرها أي نوع من التنغيص، ولا يخالطها أي أذى.
Cennetteki nimetlerin mükemmel olmasının sebeplerinden biri de, sunulan lezzetlerini hiçbir tedirginlik ve sıkıntının bulandırmaması, bunlara hiçbir zararın karışmamasıdır. info

• الأمثال التي يضربها الله تعالى لا ينتفع بها إلا المؤمنون؛ لأنهم هم الذين يريدون الهداية بصدق، ويطلبونها بحق.
Allah Teâlâ'nın vermiş olduğu misallerden ancak müminler istifade eder. Çünkü onlar içtenlikle hidayeti isteyen ve hakkıyla onu talep eden kimselerdir. info

• من أبرز صفات الفاسقين نقضُ عهودهم مع الله ومع الخلق، وقطعُهُم لما أمر الله بوصله، وسعيُهُم بالفساد في الأرض.
Fasıkların en belirgin özelliklerinden biri de Allah ve insanlar ile yapmış oldukları anlaşmaları bozmaları, Allah'ın birleştirilmesini emrettiği şeyleri koparmaları ve yeryüzünde fesat çıkarmak için çaba sarf etmeleridir. info

• الأصل في الأشياء الإباحة والطهارة؛ لأن الله تعالى امتنَّ على عباده بأن خلق لهم كل ما في الأرض.
Eşyada asıl olan temizlik ve mübahlıktır. Çünkü Allah Teâlâ yeryüzündeki her şeyi kulları için yaratarak onlara bol bol nimetler vermiştir. info