クルアーンの対訳 - クルアーン簡潔注釈(トルコ語対訳)

ページ番号:close

external-link copy
89 : 2

وَلَمَّا جَآءَهُمۡ كِتَٰبٞ مِّنۡ عِندِ ٱللَّهِ مُصَدِّقٞ لِّمَا مَعَهُمۡ وَكَانُواْ مِن قَبۡلُ يَسۡتَفۡتِحُونَ عَلَى ٱلَّذِينَ كَفَرُواْ فَلَمَّا جَآءَهُم مَّا عَرَفُواْ كَفَرُواْ بِهِۦۚ فَلَعۡنَةُ ٱللَّهِ عَلَى ٱلۡكَٰفِرِينَ

Allah katından bu kimselere sahih ve genel esaslarda Tevrat ve İncil'de zikredilenlerle örtüşen Kur'an-ı Kerim gelmiştir. Onlar Kur'an indirilmeden önce şöyle diyorlardı: "Müşriklere karşı zafer elde edeceğiz, peygamber gönderildiğinde fetihler bize açılacak, o peygambere iman edip, tabi olacağız". Ne var ki; kendilerine Kur'an ve Muhammed -sallallahu aleyhi ve sellem- bildikleri vasıf üzerine ve bildikleri hak üzere geldiğinde onu inkâr ettiler. Allah'ın laneti, Allah'ı ve Resulünü inkâr eden kâfirlerin üzerine olsun. info
التفاسير:

external-link copy
90 : 2

بِئۡسَمَا ٱشۡتَرَوۡاْ بِهِۦٓ أَنفُسَهُمۡ أَن يَكۡفُرُواْ بِمَآ أَنزَلَ ٱللَّهُ بَغۡيًا أَن يُنَزِّلَ ٱللَّهُ مِن فَضۡلِهِۦ عَلَىٰ مَن يَشَآءُ مِنۡ عِبَادِهِۦۖ فَبَآءُو بِغَضَبٍ عَلَىٰ غَضَبٖۚ وَلِلۡكَٰفِرِينَ عَذَابٞ مُّهِينٞ

Allah'a ve Resulüne iman etmeyi nefislerinin arzuladığı şey karşılığında satmaları ne kötü bir şeydir. Allah'ın indirdiğini inkâr ettiler ve resullerini yalanladılar. Peygamberliğin ve Kuran'ın Muhammed -sallallahu aleyhi ve sellem-'e indirilmesinden dolayı haset edip zulmettiler. Muhammed -sallallahu aleyhi ve sellem-'i inkâr etmeleri ve daha önceden de Tevrat'ı tahrif etmelerinden dolayı Allah Teâlâ'nın şiddetli gazabını hak ettiler. Muhammed -sallallahu aleyhi ve sellem-'in peygamberliğini inkâr edenler için kıyamet gününde alçaltıcı bir azap vardır. info
التفاسير:

external-link copy
91 : 2

وَإِذَا قِيلَ لَهُمۡ ءَامِنُواْ بِمَآ أَنزَلَ ٱللَّهُ قَالُواْ نُؤۡمِنُ بِمَآ أُنزِلَ عَلَيۡنَا وَيَكۡفُرُونَ بِمَا وَرَآءَهُۥ وَهُوَ ٱلۡحَقُّ مُصَدِّقٗا لِّمَا مَعَهُمۡۗ قُلۡ فَلِمَ تَقۡتُلُونَ أَنۢبِيَآءَ ٱللَّهِ مِن قَبۡلُ إِن كُنتُم مُّؤۡمِنِينَ

Bu Yahudilere, Allah'ın Resulüne indirdiği hak ve doğru yola iman edin denildiğinde, ancak bizim peygamberlerimize indirilene iman ederiz deyip, kendilerine indirilenin dışında Muhammed-sallallahu aleyhi ve sellem-'e indirileni inkâr ederler. Oysa ki bu Kur'an haktır ve Allah'ın onlara verdiğiyle uyuşur. Eğer gerçekten kendilerine indirilene iman etselerdi, Kur'an'a da iman ederlerdi. -Ey Peygamber- onlara cevap olarak de ki: "Eğer size getirdikleri hakka gerçekten iman eden kimseler idiyseniz, daha önce niçin Allah’ın peygamberlerini öldürüyordunuz?” info
التفاسير:

external-link copy
92 : 2

۞ وَلَقَدۡ جَآءَكُم مُّوسَىٰ بِٱلۡبَيِّنَٰتِ ثُمَّ ٱتَّخَذۡتُمُ ٱلۡعِجۡلَ مِنۢ بَعۡدِهِۦ وَأَنتُمۡ ظَٰلِمُونَ

Ant olsun ki resulünüz Musa -aleyhisselam- kendi doğruluğuna işaret eden apaçık mucizeler ile geldi. Musa, Rabbi ile buluşmak için gittikten sonra buzağıyı ibadet edilen bir ilah edindiniz. Siz Allah'a şirk koştuğunuz için zalimlersiniz. O, ibadetin yalnızca kendisine yapılmasını hak edendir. info
التفاسير:

external-link copy
93 : 2

وَإِذۡ أَخَذۡنَا مِيثَٰقَكُمۡ وَرَفَعۡنَا فَوۡقَكُمُ ٱلطُّورَ خُذُواْ مَآ ءَاتَيۡنَٰكُم بِقُوَّةٖ وَٱسۡمَعُواْۖ قَالُواْ سَمِعۡنَا وَعَصَيۡنَا وَأُشۡرِبُواْ فِي قُلُوبِهِمُ ٱلۡعِجۡلَ بِكُفۡرِهِمۡۚ قُلۡ بِئۡسَمَا يَأۡمُرُكُم بِهِۦٓ إِيمَٰنُكُمۡ إِن كُنتُم مُّؤۡمِنِينَ

Musa -aleyhisselam-'a ittiba edeceğinize ve Allah'ın katından getirdiğini kabul edeceğinize dair sizden aldığımız sözü hatırlayın. Sizi korkutmak için dağı üzerinize kaldırdık. Size: "Tevrat'ta indirmiş olduğumuz şeye ciddiyet ve çalışkanlıkla, kabul etmek için dinleyerek ve itaat ederek sarılın, eğer bunu yapmaz iseniz dağı başınıza geçiririz!" dedik. Sizler de: "Kulaklarımızla işittik, amellerimizle karşı geldik" dediniz. Küfürlerinden dolayı kalplerine, buzağıya ibadet etmeleri yerleşti. Ey Peygamber! de ki: "Eğer müminlerden iseniz Allah'ı inkâr etmenizi emreden bu imanınız ne kötüdür. Çünkü doğru iman ile birlikte küfür olmaz." info
التفاسير:
本諸節の功徳:
• اليهود أعظم الناس حسدًا؛ إذ حملهم حسدهم على الكفر بالله وردِّ ما أنزل، بسبب أن الرسول صلى الله عليه وسلم لم يكن منهم.
Yahudiler insanlar içinde en çok haset eden kimselerdir. Öyle ki hasetleri onları Allah'ı inkâr etmeye ve indirdiğini reddetmeye götürmüştür. Bunun sebebi ise Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-'in kendilerinden olmamasıdır. info

• أن الإيمان الحق بالله تعالى يوجب التصديق بكل ما أَنزل من كتب، وبجميع ما أَرسل من رسل.
Şüphesiz ki, Allah Teâlâ'ya hakiki iman etmek, indirdiği bütün kitapları ve gönderdiği bütün resulleri tasdik etmeyi gerekli kılar. info

• من أعظم الظلم الإعراض عن الحق والهدى بعد معرفته وقيام الأدلة عليه.
Doğru yolu bilip, delillerinin ikame edilmesinden sonra ondan ve haktan yüz çevirmek en büyük zulüm sayılır. info

• من عادة اليهود نقض العهود والمواثيق، وهذا ديدنهم إلى اليوم.
Yahudilerin adetlerinden birisi de anlaşma ve sözleşmeleri bozmalarıdır. Bu da günümüze kadar devam eden davranışlarıdır. info