Bản dịch ý nghĩa nội dung Qur'an - 简易古兰经经注土耳其语翻译

external-link copy
110 : 11

وَلَقَدۡ ءَاتَيۡنَا مُوسَى ٱلۡكِتَٰبَ فَٱخۡتُلِفَ فِيهِۚ وَلَوۡلَا كَلِمَةٞ سَبَقَتۡ مِن رَّبِّكَ لَقُضِيَ بَيۡنَهُمۡۚ وَإِنَّهُمۡ لَفِي شَكّٖ مِّنۡهُ مُرِيبٖ

Musa’ya da Tevrat'ı vermiştik. İnsanlar onda ayrılığa düştüler. İnsanların bir kısmı ona iman etti, bir kısmı ise inkâr etti. Eğer Yüce Allah'ın onlara bu dünyada azabı vermeyeceğine dair takdiri olmasaydı bu dünyada hak ettikleri azabı onların üzerine hemen iniverirdi. Zira Yüce Allah hikmeti gereği onların azabını kıyamet gününe ertelememiştir. Muhakkak ki Yahudilerden ve müşriklerden olan kâfirler; Kur'an hakkında şüphe içindedirler ve insanları kuşkuya düşürürler. info
التفاسير:
Trong những bài học trích được của các câu Kinh trên trang này:
• وجوب الاستقامة على دين الله تعالى.
Allah'ın dininde istikamet üzere olmanın farz oluşu beyan edilmiştir. info

• التحذير من الركون إلى الكفار الظالمين بمداهنة أو مودة.
Dalkavukluk ya da gönülden severek zalim olan kâfirlere meyletmekten sakındırılmıştır. info

• بيان سُنَّة الله تعالى في أن الحسنة تمحو السيئة.
Salih ameller küçük günahları siler. Bu hususun Yüce Allah'ın bir sünneti olduğu beyan edilmiştir. info

• الحث على إيجاد جماعة من أولي الفضل يأمرون بالمعروف، وينهون عن الفساد والشر، وأنهم عصمة من عذاب الله.
İyiliği emredip fesat ve kötülükten alıkoyan fazilet sahibi bir topluluğun oluşturulması teşvik edilmiştir. Onlar, Allah'ın azabından korunmuş kimselerdir. info