قرآن کریم کے معانی کا ترجمہ - المختصر فی تفسیر القرآن الکریم کا ترکی ترجمہ

صفحہ نمبر:close

external-link copy
80 : 9

ٱسۡتَغۡفِرۡ لَهُمۡ أَوۡ لَا تَسۡتَغۡفِرۡ لَهُمۡ إِن تَسۡتَغۡفِرۡ لَهُمۡ سَبۡعِينَ مَرَّةٗ فَلَن يَغۡفِرَ ٱللَّهُ لَهُمۡۚ ذَٰلِكَ بِأَنَّهُمۡ كَفَرُواْ بِٱللَّهِ وَرَسُولِهِۦۗ وَٱللَّهُ لَا يَهۡدِي ٱلۡقَوۡمَ ٱلۡفَٰسِقِينَ

-Ey Peygamber!- Onlar için ister af dile, ister dileme. Sen, onlar için yetmiş kez af dilemiş olsan da çokça af dilemiş olman onları, Allah'ın rahmetine kesinlikle ulaştıramaz. Çünkü onlar, Allah ve Allah'ın resulüne (iman etmeyip) kâfir olmuşlardır. Allah Teâlâ bilerek ve amaçlayarak dininden çıkmış olan kimseleri hakka hidayete muvaffak kılmaz. info
التفاسير:

external-link copy
81 : 9

فَرِحَ ٱلۡمُخَلَّفُونَ بِمَقۡعَدِهِمۡ خِلَٰفَ رَسُولِ ٱللَّهِ وَكَرِهُوٓاْ أَن يُجَٰهِدُواْ بِأَمۡوَٰلِهِمۡ وَأَنفُسِهِمۡ فِي سَبِيلِ ٱللَّهِ وَقَالُواْ لَا تَنفِرُواْ فِي ٱلۡحَرِّۗ قُلۡ نَارُ جَهَنَّمَ أَشَدُّ حَرّٗاۚ لَّوۡ كَانُواْ يَفۡقَهُونَ

Allah'ın resulü -sallallahu aleyhi ve sellem-'e muhalefet ederek Tebuk seferine çıkmayarak, yerlerinde kalıp oturan münafıklar son derece sevindiler. Müminlerin cihat ettiği gibi malları ve canları ile Allah yolunda cihat etmeyi hoş görmediler. Münafık kardeşlerinden alıkoyduklarına "Sıcakta savaşa çıkmayın!" dediler. Tebuk gazvesi sıcağın şiddetli olduğu bir zamanda gerçekleşmişti. -Ey Peygamber!- De ki: "Eğer bilselerdi, münafıkları bekleyen cehennem ateşi, kendisinden kaçtıkları şu ateşten daha şiddetlidir." info
التفاسير:

external-link copy
82 : 9

فَلۡيَضۡحَكُواْ قَلِيلٗا وَلۡيَبۡكُواْ كَثِيرٗا جَزَآءَۢ بِمَا كَانُواْ يَكۡسِبُونَ

Cihattan geri kalan o münafıklar, geçici dünya hayatlarında az gülsünler ve kalıcı olan ahiret hayatlarında ise çok ağlasınlar. Bu; onların dünyada kazandıkları küfür, masiyetler ve günahlar sebebiyledir. info
التفاسير:

external-link copy
83 : 9

فَإِن رَّجَعَكَ ٱللَّهُ إِلَىٰ طَآئِفَةٖ مِّنۡهُمۡ فَٱسۡتَـٔۡذَنُوكَ لِلۡخُرُوجِ فَقُل لَّن تَخۡرُجُواْ مَعِيَ أَبَدٗا وَلَن تُقَٰتِلُواْ مَعِيَ عَدُوًّاۖ إِنَّكُمۡ رَضِيتُم بِٱلۡقُعُودِ أَوَّلَ مَرَّةٖ فَٱقۡعُدُواْ مَعَ ٱلۡخَٰلِفِينَ

-Ey Peygamber!- Eğer Allah Teâlâ seni, nifaklarında sabit olan o münafıklardan bir gruba geri döndürüp onlarla karşılaştıracak olur ve onlar da başka bir savaşa seninle birlikte çıkmayı isterlerse onlara de ki: "-Ey Münafıklar!- Size bir ceza olması adına ve benimle birlikte olmanızın doğuracağı zararlardan dolayı sizler asla benimle Allah yolunda cihada çıkamayacaksınız. Sizler Tebuk gazvesinden geri kalıp yerlerinizde oturmaya razı oldunuz. O halde sizler, savaştan geri kalan hastalar, kadınlar ve çocuklar ile beraber oturup kalın." info
التفاسير:

external-link copy
84 : 9

وَلَا تُصَلِّ عَلَىٰٓ أَحَدٖ مِّنۡهُم مَّاتَ أَبَدٗا وَلَا تَقُمۡ عَلَىٰ قَبۡرِهِۦٓۖ إِنَّهُمۡ كَفَرُواْ بِٱللَّهِ وَرَسُولِهِۦ وَمَاتُواْ وَهُمۡ فَٰسِقُونَ

-Ey Peygamber!- Münafıklardan ölen hiçbir kimsenin (cenaze) namazını kılma ve sakın dua etmek ve mağfiret dilemek için onlardan birinin kabrinin başında durma! Çünkü onlar, Allah’a ve resulüne kâfir oldular ve Allah'a taatten çıkmış olarak öldüler. Kim, böyle ise o kimsenin namazı kılınmaz ve onun için dua edilmez. info
التفاسير:

external-link copy
85 : 9

وَلَا تُعۡجِبۡكَ أَمۡوَٰلُهُمۡ وَأَوۡلَٰدُهُمۡۚ إِنَّمَا يُرِيدُ ٱللَّهُ أَن يُعَذِّبَهُم بِهَا فِي ٱلدُّنۡيَا وَتَزۡهَقَ أَنفُسُهُمۡ وَهُمۡ كَٰفِرُونَ

-Ey Peygamber!- O münafıkların malları ve çocukları seni imrendirmesin. Allah, bunları elde etmek için çektikleri zorluklar ve uğradıkları musibetler ile onların dünyada azaplarını çoğaltmayı ve kendileri küfür üzerinde iken ruhlarının bedenlerinden çıkmasını istemektedir. info
التفاسير:

external-link copy
86 : 9

وَإِذَآ أُنزِلَتۡ سُورَةٌ أَنۡ ءَامِنُواْ بِٱللَّهِ وَجَٰهِدُواْ مَعَ رَسُولِهِ ٱسۡتَـٔۡذَنَكَ أُوْلُواْ ٱلطَّوۡلِ مِنۡهُمۡ وَقَالُواْ ذَرۡنَا نَكُن مَّعَ ٱلۡقَٰعِدِينَ

Allah Teâlâ, Peygamberi Muhammed -sallallahu aleyhi ve sellem-'e Allah'a iman etmeyi ve yolunda cihat etmeyi emreden bir sure indirdiği zaman, zenginlik ve varlık sahibi olan kimseler bundan geri kalmak için senden izin isteyip şöyle dediler: "Bizi bırak zayıflar ve sürekli hastalar gibi özür sahipleri ile beraber olup (savaşa) gitmeyelim.'' info
التفاسير:
حالیہ صفحہ میں آیات کے فوائد:
• الكافر لا ينفعه الاستغفار ولا العمل ما دام كافرًا.
Küfrü üzere olduğu sürece af dilemesi ve amel işlemesi kâfire bir fayda vermez. info

• الآيات تدل على قصر نظر الإنسان، فهو ينظر غالبًا إلى الحال والواقع الذي هو فيه، ولا ينظر إلى المستقبل وما يتَمَخَّض عنه من أحداث.
Ayetler, insanın bakış açısındaki eksikliğe delalet etmektedir. İnsan çoğunlukla içinde bulunduğu duruma ve hâle bakar. Geleceğe ve gelecekten sadır olacak olan olaylara bakmaz. info

• التهاون بالطاعة إذا حضر وقتها سبب لعقوبة الله وتثبيطه للعبد عن فعلها وفضلها.
Vakti gelen ibadetlerde ihmalkâr davranmak; Yüce Allah’ın cezalandırmasına sebep olur. Kulu, ibadetleri yapmaktan ve ibadetlerin faziletinden alıkoyar. info

• في الآيات دليل على مشروعية الصلاة على المؤمنين، وزيارة قبورهم والدعاء لهم بعد موتهم، كما كان النبي صلى الله عليه وسلم يفعل ذلك في المؤمنين.
Ayetlerde tıpkı Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem-'in Müminlere yaptığı gibi öldükten sonra Müminlerin cenaze namazını kılmanın, onların kabirlerini ziyaret etmenin ve onlar için dua etmenin meşruluğu beyan edilmiştir. info