Vertaling van de betekenissen Edele Qur'an - De Turkse vertaling van de samenvatting van de tafsier van de Heilige Koran

Pagina nummer:close

external-link copy
23 : 3

أَلَمۡ تَرَ إِلَى ٱلَّذِينَ أُوتُواْ نَصِيبٗا مِّنَ ٱلۡكِتَٰبِ يُدۡعَوۡنَ إِلَىٰ كِتَٰبِ ٱللَّهِ لِيَحۡكُمَ بَيۡنَهُمۡ ثُمَّ يَتَوَلَّىٰ فَرِيقٞ مِّنۡهُمۡ وَهُم مُّعۡرِضُونَ

Ey peygamber! Allah'ın kendilerine Tevrat'tan ilim ve senin peygamberliğinin delalet ettiği deliller verdiği Yahudilerin halini görmedin mi? Onlar, ihtilaf ettikleri hususlarda aralarında hüküm vermesi için Allah’ın kitabı Tevrat'a çağrılıyorlar da sonra onlardan âlim ve yönetici olanlardan bir kısmı bundan dönüp uzaklaşıyor. Onlar, kendi arzularına uymadığı için Tevrat'ın hükmünden yüz çeviriyorlar. Hâlbuki -kendilerinin Tevrat'a tabi olan kimseler olduklarını iddia eden bu kimselerin- aralarında hüküm verilmesi için Tevrat'a başvuran en hızlı kimseler olmaları gerekirdi. info
التفاسير:

external-link copy
24 : 3

ذَٰلِكَ بِأَنَّهُمۡ قَالُواْ لَن تَمَسَّنَا ٱلنَّارُ إِلَّآ أَيَّامٗا مَّعۡدُودَٰتٖۖ وَغَرَّهُمۡ فِي دِينِهِم مَّا كَانُواْ يَفۡتَرُونَ

Bu, haktan yüz çevirmek ve vazgeçmektir. Çünkü onlar ateşin, kıyamet günü onlara sayılı günlerin dışında dokunmayacağını ve sonra cennete gireceklerini iddia etmişlerdir. Yalanlar ve batıl şeyler ile uydura geldikleri bu zanları onları aldattı. Allah'a ve dinine karşı cüretkâr davrandılar. info
التفاسير:

external-link copy
25 : 3

فَكَيۡفَ إِذَا جَمَعۡنَٰهُمۡ لِيَوۡمٖ لَّا رَيۡبَ فِيهِ وَوُفِّيَتۡ كُلُّ نَفۡسٖ مَّا كَسَبَتۡ وَهُمۡ لَا يُظۡلَمُونَ

O gün onların halleri ve pişmanlıkları nasıl olur? Çok kötü olur. Hakkında şüphe olmayan o gün, kıyamet günüdür, onları hesap için toplarsak, iyiliklerinden eksilterek zulüm edilmeyecek ya da kötülüklerinde de herhangi bir arttırma yapmaksızın her nefse hak ettiği kadar verilecektir. info
التفاسير:

external-link copy
26 : 3

قُلِ ٱللَّهُمَّ مَٰلِكَ ٱلۡمُلۡكِ تُؤۡتِي ٱلۡمُلۡكَ مَن تَشَآءُ وَتَنزِعُ ٱلۡمُلۡكَ مِمَّن تَشَآءُ وَتُعِزُّ مَن تَشَآءُ وَتُذِلُّ مَن تَشَآءُۖ بِيَدِكَ ٱلۡخَيۡرُۖ إِنَّكَ عَلَىٰ كُلِّ شَيۡءٖ قَدِيرٞ

Ey Peygamber! Rabbini överek ve yücelterek de ki: Allah'ım! Dünyada ve ahirette hakimiyetin yegane maliki Sensin! Allah’ım! Mülkü yarattıklarından dilediğine verirsin, dilediğinden de çekip alırsın, dilediğini yükseltir/aziz kılarsın, dilediğini de alçaltır/zelil edersin. Bütün bunlar, senin hikmetinle ve adaletinledir. Hayır tek başına sadece senin elindedir, şüphesiz senin her şeye gücün yeter. info
التفاسير:

external-link copy
27 : 3

تُولِجُ ٱلَّيۡلَ فِي ٱلنَّهَارِ وَتُولِجُ ٱلنَّهَارَ فِي ٱلَّيۡلِۖ وَتُخۡرِجُ ٱلۡحَيَّ مِنَ ٱلۡمَيِّتِ وَتُخۡرِجُ ٱلۡمَيِّتَ مِنَ ٱلۡحَيِّۖ وَتَرۡزُقُ مَن تَشَآءُ بِغَيۡرِ حِسَابٖ

Kudretinin göstergelerinden biri de geceyi gündüze geçirirsin. Böylece gündüz vakti uzar. Gündüzü gecenin içine sokarsın ki, böylece gece uzar. Kâfirden Mümini, taneden ekini çıkardığın gibi, ölüden diriyi çıkarırsın. Tavuktan yumurtayı, müminden kâfiri çıkardığın gibi diriden ölüyü çıkarırsın. Sen, dilediğini geniş bir şekilde hesapsızca ve sayısızca rızıklandıransın.  info
التفاسير:

external-link copy
28 : 3

لَّا يَتَّخِذِ ٱلۡمُؤۡمِنُونَ ٱلۡكَٰفِرِينَ أَوۡلِيَآءَ مِن دُونِ ٱلۡمُؤۡمِنِينَۖ وَمَن يَفۡعَلۡ ذَٰلِكَ فَلَيۡسَ مِنَ ٱللَّهِ فِي شَيۡءٍ إِلَّآ أَن تَتَّقُواْ مِنۡهُمۡ تُقَىٰةٗۗ وَيُحَذِّرُكُمُ ٱللَّهُ نَفۡسَهُۥۗ وَإِلَى ٱللَّهِ ٱلۡمَصِيرُ

Ey Müminler! Sakın Müminleri bırakıp da sevip, yardım ederek kâfirleri veli/dost edinmeyin. Kim bunu yaparsa, Allah’tan uzaklaşmış, Allah da ondan uzaklaşmıştır. Ancak onların hükümranlığında olmanız ve size gelebilecek tehlikelerden korunmanız başkadır. Onlara karşı düşmanlığı gizlemekle birlikte onların eziyetlerinden korunmak için onlara karşı yumuşak söz söylemenizde ve yumuşak davranmanızda bir sıkıntı yoktur. Allah, sizi kendisi hakkında korkutup uyarmaktadır. Sakın O'na isyan ederek gazabına uğramayın. Kıyamet günü amellerinin karşılığını kendilerine vermek üzere kulların dönüşü sadece Allah’adır. info
التفاسير:

external-link copy
29 : 3

قُلۡ إِن تُخۡفُواْ مَا فِي صُدُورِكُمۡ أَوۡ تُبۡدُوهُ يَعۡلَمۡهُ ٱللَّهُۗ وَيَعۡلَمُ مَا فِي ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَمَا فِي ٱلۡأَرۡضِۗ وَٱللَّهُ عَلَىٰ كُلِّ شَيۡءٖ قَدِيرٞ

Ey Peygamber! De ki: Allah'ın yasakladığı şeylerden olan kâfirleri dost edinmek gibi hususları içinizde gizleseniz de açıklasanız da Allah, onu bilir. Hiçbir şey O'na gizli kalmaz. O, göklerde ve yerde olan her şeyi bilir. Allah’ın her şeye gücü yeter. Hiçbir şey O'nu aciz bırakamaz. info
التفاسير:
Voordelen van de verzen op deze pagina:
• أن التوفيق والهداية من الله تعالى، والعلم - وإن كثر وبلغ صاحبه أعلى المراتب - إن لم يصاحبه توفيق الله لم ينتفع به المرء.
Başarı, hidayet ve ilim Allah Teâlâ'dandır. -İlim ne kadar çok olur ve ilim sahibi kimse ne kadar yüksek dereceye ulaşırsa ulaşsın-, yüce Allah ilim ile birlikte muvaffakiyet vermez ise, o kimse ilimden istifade edemez. info

• أن الملك لله تعالى، فهو المعطي المانع، المعز المذل، بيده الخير كله، وإليه يرجع الأمر كله، فلا يُسأل أحد سواه.
Mülk Allah Teâlâ'nındır. Veren de mani olan da O'dur. İzzetli kılan da, zilletli kılan da odur. Hayrın tamamı O'nun elindedir. Her iş O'na döner. O'ndan başkasından istenmez. info

• خطورة تولي الكافرين، حيث توعَّد الله فاعله بالبراءة منه وبالحساب يوم القيامة.
Kâfirleri dost edinmek çok tehlikelidir. Zira Allah, kâfirleri dost edinen kimseyi kendisinden beri olmak ve kıyamet günü hesaba çekmek ile tehdit etmiştir. info