ಪವಿತ್ರ ಕುರ್‌ಆನ್ ಅರ್ಥಾನುವಾದ - ಅಲ್-ಮುಖ್ತಸರ್ ಫಿ ತಫ್ಸೀರಿಲ್ ಕುರ್‌ಆನಿಲ್ ಕರೀಮ್ - ತುರ್ಕಿ ಅನುವಾದ

ಪುಟ ಸಂಖ್ಯೆ: 26:2 close

external-link copy
177 : 2

۞ لَّيۡسَ ٱلۡبِرَّ أَن تُوَلُّواْ وُجُوهَكُمۡ قِبَلَ ٱلۡمَشۡرِقِ وَٱلۡمَغۡرِبِ وَلَٰكِنَّ ٱلۡبِرَّ مَنۡ ءَامَنَ بِٱللَّهِ وَٱلۡيَوۡمِ ٱلۡأٓخِرِ وَٱلۡمَلَٰٓئِكَةِ وَٱلۡكِتَٰبِ وَٱلنَّبِيِّـۧنَ وَءَاتَى ٱلۡمَالَ عَلَىٰ حُبِّهِۦ ذَوِي ٱلۡقُرۡبَىٰ وَٱلۡيَتَٰمَىٰ وَٱلۡمَسَٰكِينَ وَٱبۡنَ ٱلسَّبِيلِ وَٱلسَّآئِلِينَ وَفِي ٱلرِّقَابِ وَأَقَامَ ٱلصَّلَوٰةَ وَءَاتَى ٱلزَّكَوٰةَ وَٱلۡمُوفُونَ بِعَهۡدِهِمۡ إِذَا عَٰهَدُواْۖ وَٱلصَّٰبِرِينَ فِي ٱلۡبَأۡسَآءِ وَٱلضَّرَّآءِ وَحِينَ ٱلۡبَأۡسِۗ أُوْلَٰٓئِكَ ٱلَّذِينَ صَدَقُواْۖ وَأُوْلَٰٓئِكَ هُمُ ٱلۡمُتَّقُونَ

Allah'ın razı olduğu iyilik, yalnızca doğu veya batı yönüne doğru dönülmesi ve bu konuda muhalefet edilmesi değildir. Fakat bütün iyilik, tek ilah olarak Allah'a, kıyamet gününe, bütün meleklere, indirilmiş bütün kitaplara ve birbirinden ayırt etmeden bütün peygamberlere iman eden, malı sevmesine ve ona karşı hırslı olmasına rağmen yakın akrabasına, daha büluğa ermeden babasını kaybetmiş olan çocuklara, ihtiyaç sahiplerine, vatanı ve ailesinden ayrı düşmüş yolda kalmış gurbetçiye, ihtiyaçlarından ötürü insanlardan dilenmek zorunda kalanlara infak eden ve malını esir ve köleleri azat etme yolunda harcayan, namazı Allah'ın emrettiği üzere eksiksiz olarak kılan, farz olan zekâtını veren, söz verdikleri zaman sözlerini tutan, fakirlik ve sıkıntılara, hastalıklara sabreden ve savaşın şiddetlendiği esnada da kaçmayıp sabreden kimselerin yaptıklarıdır. Bu sıfatlarla nitelenen o kimseler, Allah'a iman ve amellerinde doğru olanlardır. Onlar Allah'ın kendilerine emrettiği şeyleri yerine getiren ve yasakladığı şeylerden uzak duran takva sahipleridir. info
التفاسير:

external-link copy
178 : 2

يَٰٓأَيُّهَا ٱلَّذِينَ ءَامَنُواْ كُتِبَ عَلَيۡكُمُ ٱلۡقِصَاصُ فِي ٱلۡقَتۡلَىۖ ٱلۡحُرُّ بِٱلۡحُرِّ وَٱلۡعَبۡدُ بِٱلۡعَبۡدِ وَٱلۡأُنثَىٰ بِٱلۡأُنثَىٰۚ فَمَنۡ عُفِيَ لَهُۥ مِنۡ أَخِيهِ شَيۡءٞ فَٱتِّبَاعُۢ بِٱلۡمَعۡرُوفِ وَأَدَآءٌ إِلَيۡهِ بِإِحۡسَٰنٖۗ ذَٰلِكَ تَخۡفِيفٞ مِّن رَّبِّكُمۡ وَرَحۡمَةٞۗ فَمَنِ ٱعۡتَدَىٰ بَعۡدَ ذَٰلِكَ فَلَهُۥ عَذَابٌ أَلِيمٞ

Ey Allah'a iman eden ve resulüne tabi olanlar! Bilerek ve düşmanca başkalarını öldürmesi halinde, katilin işlediği suçun misliyle cezalandırılması sizlere farz kılındı. Öldürülen hür kimseye karşılık hür kimse, köleye karşılık köle, kadına karşılık da kadın öldürülür. Maktul ölmeden önce veya maktulün velisi diyet karşılığında -diyet katilin affedilmesi için ödediği belli bir miktar maldır- katili affederse, affeden kimse artık başa kakmadan ve eza etmeden örfe uygun bir şekilde katilden diyet talep etmenin ardına düşmesi gerekir. Katil de, diyeti oyalamadan ve ertelemeden güzellikle verir. Bu affetme ve diyet alma izni, Rabbinizden size bir hafifletme ve bu ümmete bir rahmettir. Katilin affedilmesi ve diyetin kabul edilmesinin ardından her kim, katile bir saldırıda bulunursa, Allah Teâlâ tarafından onun için elem verici bir azap vardır. info
التفاسير:

external-link copy
179 : 2

وَلَكُمۡ فِي ٱلۡقِصَاصِ حَيَوٰةٞ يَٰٓأُوْلِي ٱلۡأَلۡبَٰبِ لَعَلَّكُمۡ تَتَّقُونَ

Kanlarınızın dökülmesine ve birbirinize saldırmanıza engel olmasıyla Allah'ın sizin için koyduğu kısas hükmünde hayat vardır. Bunu, O'nun dinini yaşayarak ve emirlerini yerine getirerek Allah Teâlâ’dan korkan akıl sahipleri idrak eder. info
التفاسير:

external-link copy
180 : 2

كُتِبَ عَلَيۡكُمۡ إِذَا حَضَرَ أَحَدَكُمُ ٱلۡمَوۡتُ إِن تَرَكَ خَيۡرًا ٱلۡوَصِيَّةُ لِلۡوَٰلِدَيۡنِ وَٱلۡأَقۡرَبِينَ بِٱلۡمَعۡرُوفِۖ حَقًّا عَلَى ٱلۡمُتَّقِينَ

Sizlerden biriniz üzerinde ölüm alametleri veya sebepleri göründüğünde, eğer çok mal geride bırakacaksa, anasına, babasına ve şeriatın belirlediği akrabaya malın üçte birini aşmaması şartıyla vasiyet etmesi sizlere farz kılındı. Bunu yapmak, Allah Teâlâ'dan korkan kimseler üzerinde tekit edilmiş bir görevdir. Bu hüküm miras ayetlerinin indirilmesinden daha önceydi. Miras ayetleri indiğinde, ölüye kimlerin mirasçı olacağını ve ne kadar miras alacaklarını belirledi. info
التفاسير:

external-link copy
181 : 2

فَمَنۢ بَدَّلَهُۥ بَعۡدَ مَا سَمِعَهُۥ فَإِنَّمَآ إِثۡمُهُۥ عَلَى ٱلَّذِينَ يُبَدِّلُونَهُۥٓۚ إِنَّ ٱللَّهَ سَمِيعٌ عَلِيمٞ

Kim vasiyeti öğrendikten sonra onu artırarak, eksilterek yahut vasiyetin bir bölümünü gizleyerek değişiklik yaparsa, bu değişikliğin günahı mirasçılara değil onu değiştirenlere ait olur. Şüphesiz Allah, kullarının sözlerini işitir, onların yaptıklarını bilir, onların durumlarından hiçbir şey O'na gizli kalmaz. info
التفاسير:
ಈ ಪುಟದಲ್ಲಿರುವ ಶ್ಲೋಕಗಳ ಉಪಯೋಗಗಳು:
• البِرُّ الذي يحبه الله يكون بتحقيق الإيمان والعمل الصالح، وأما التمسك بالمظاهر فقط فلا يكفي عنده تعالى.
Allah'ın sevdiği iyilik, iman ve salih amelin gerçekleşmesiyle olur. Sadece görünen amellerin yerine getirilmesine gelince, bu Allah Teâlâ’nın katında yeterli değildir. info

• من أعظم ما يحفظ الأنفس، ويمنع من التعدي والظلم؛ تطبيق مبدأ القصاص الذي شرعه الله في النفس وما دونها.
Canları muhafaza eden, sataşma ve adaletsizliği önleyen en büyük durumlardan biri de Allah'ın can alma ve daha hafif suçlara dair koyduğu kısas hükmünün uygulanmasıdır. info

• عِظَمُ شأن الوصية، ولا سيما لمن كان عنده شيء يُوصي به، وإثمُ من غيَّر في وصية الميت وبدَّل ما فيها.
Vasiyet etmenin ne kadar önemli olduğu; özellikle de kendisinin vasiyet edeceği şeyleri olan insanların vasiyetinin önemi. Ölen kimsenin vasiyetini değiştiren veya içeriğine müdahale eden kişinin günahı. info