કુરઆન મજીદના શબ્દોનું ભાષાંતર - તૂર્કી ભાષામાં અલ્ મુખ્તસર ફી તફસીરિલ્ કુરઆનિલ્ કરીમ કિતાબનું અનુવાદ

પેજ નંબર: 227:221 close

external-link copy
54 : 11

إِن نَّقُولُ إِلَّا ٱعۡتَرَىٰكَ بَعۡضُ ءَالِهَتِنَا بِسُوٓءٖۗ قَالَ إِنِّيٓ أُشۡهِدُ ٱللَّهَ وَٱشۡهَدُوٓاْ أَنِّي بَرِيٓءٞ مِّمَّا تُشۡرِكُونَ

54-55- "Bizi ilahlara ibadet etmekten nehyetmen sebebiyle biz ancak, bazı ilahlarımızın sana delilik isabet ettirdiğini söyleriz", dediler. Hûd -aleyhisselam- ise onlara şöyle cevap verdi: "Ben, Allah'ı şahit tutuyorum; siz de şahit olun ki ben sizin Allah'tan gayrı ibadet edip kendilerini Allah'a ortak koştuğunuz ilahlarınızdan uzağım. Siz ve bana delilik isabet ettirdiklerini iddia ettiğiniz ilahlarınız bana tuzak kurun. Sonra da bana mühlet de vermeyin.'' info
التفاسير:

external-link copy
55 : 11

مِن دُونِهِۦۖ فَكِيدُونِي جَمِيعٗا ثُمَّ لَا تُنظِرُونِ

54-55- "Bizi ilahlara ibadet etmekten nehyetmen sebebiyle biz ancak, bazı ilahlarımızın sana delilik isabet ettirdiğini söyleriz", dediler. Hûd -aleyhisselam- ise onlara şöyle cevap verdi: "Ben, Allah'ı şahit tutuyorum; siz de şahit olun ki ben sizin Allah'tan gayrı ibadet edip kendilerini Allah'a ortak koştuğunuz ilahlarınızdan uzağım. Siz ve bana delilik isabet ettirdiklerini iddia ettiğiniz ilahlarınız bana tuzak kurun. Sonra da bana mühlet de vermeyin.'' info
التفاسير:

external-link copy
56 : 11

إِنِّي تَوَكَّلۡتُ عَلَى ٱللَّهِ رَبِّي وَرَبِّكُمۚ مَّا مِن دَآبَّةٍ إِلَّا هُوَ ءَاخِذُۢ بِنَاصِيَتِهَآۚ إِنَّ رَبِّي عَلَىٰ صِرَٰطٖ مُّسۡتَقِيمٖ

Muhakkak ki ben, sadece Allah'a tevekkül ettim ve işimde sadece O'na dayandım. O, benim de Rabbim sizin de Rabbinizdir. Yeryüzü üzerinde hareket eden herhangi bir canlı olmasın ki o, Allah'a boyun eğmemiş olsun ve Allah'ın hükmünün ve mülkünün altında olmasın. O, ona dilediği gibi yol verir. Muhakkak ki benim Rabbim hak ve adalet üzerinedir. O, sizin benim üzerime güç sahibi olmanıza izin vermeyecektir. Çünkü ben hak üzereyim sizler ise batıl üzerinesiniz. info
التفاسير:

external-link copy
57 : 11

فَإِن تَوَلَّوۡاْ فَقَدۡ أَبۡلَغۡتُكُم مَّآ أُرۡسِلۡتُ بِهِۦٓ إِلَيۡكُمۡۚ وَيَسۡتَخۡلِفُ رَبِّي قَوۡمًا غَيۡرَكُمۡ وَلَا تَضُرُّونَهُۥ شَيۡـًٔاۚ إِنَّ رَبِّي عَلَىٰ كُلِّ شَيۡءٍ حَفِيظٞ

Eğer benim getirdiğim şeyden yüz çevirip dönecek olursanız, bu durumda bana düşen sadece size tebliğde bulunmaktır. Ben, Allah'ın beni tebliğ etmekle gönderdiği şeyi size tebliğ ettim. Rabbim bunları size tebliğ etmemi emretti. Böylece sizin üzerinize hüccet ikame olunmuş oldu. (Getirmiş olduklarımdan yüz çevirmeniz sebebi ile) Rabbim sizi helak edecek ve sizin yerinize başka bir topluluk getirecektir. Sizler, yalanlamanız ve inkâr etmeniz sebebiyle hiçbir şekilde Allah'a küçük ya da büyük bir zarar veremezsiniz. Çünkü Rabbim kullarından müstağnidir. Muhakkak ki benim Rabbim her şeyi hakkıyla gözetleyendir ve O, sizin bana kurmuş olduğunuz tuzaklara karşı beni koruyandır. info
التفاسير:

external-link copy
58 : 11

وَلَمَّا جَآءَ أَمۡرُنَا نَجَّيۡنَا هُودٗا وَٱلَّذِينَ ءَامَنُواْ مَعَهُۥ بِرَحۡمَةٖ مِّنَّا وَنَجَّيۡنَٰهُم مِّنۡ عَذَابٍ غَلِيظٖ

Onları helak edeceğimize dair emrimiz gelince Hûd'u ve onunla beraber iman edenleri tarafımızdan kendilerine ulaşan bir rahmet ile kurtardık. Onları, (Hûd'un) kâfir kavmini azaplandırdığımız o şiddetli azaptan kurtardık. info
التفاسير:

external-link copy
59 : 11

وَتِلۡكَ عَادٞۖ جَحَدُواْ بِـَٔايَٰتِ رَبِّهِمۡ وَعَصَوۡاْ رُسُلَهُۥ وَٱتَّبَعُوٓاْ أَمۡرَ كُلِّ جَبَّارٍ عَنِيدٖ

İşte o Âd Kavmi! Rableri olan Allah'ın ayetlerini inkâr ettiler. Peygamberleri Hûd -aleyhisselam-'a karşı isyan ettiler ve hak karşısında büyüklenen, azgınlık yapıp hakkı kabul etmeyen ve boyun eğmeyen her zalime uydular. info
التفاسير:

external-link copy
60 : 11

وَأُتۡبِعُواْ فِي هَٰذِهِ ٱلدُّنۡيَا لَعۡنَةٗ وَيَوۡمَ ٱلۡقِيَٰمَةِۗ أَلَآ إِنَّ عَادٗا كَفَرُواْ رَبَّهُمۡۗ أَلَا بُعۡدٗا لِّعَادٖ قَوۡمِ هُودٖ

Bu dünya hayatında onlara alçaklık ve Allah'ın rahmetinden uzaklaştırılmak vardır. Kıyamet günü ise Allah'ın rahmetinden uzak olacaklardır. Bu onların, Allah Teâlâ'yı inkâr etmeleri sebebiyledir. Böylece Allah onları her türlü hayırdan uzak edip onları her türlü şerre yakınlaştırmıştır. info
التفاسير:

external-link copy
61 : 11

۞ وَإِلَىٰ ثَمُودَ أَخَاهُمۡ صَٰلِحٗاۚ قَالَ يَٰقَوۡمِ ٱعۡبُدُواْ ٱللَّهَ مَا لَكُم مِّنۡ إِلَٰهٍ غَيۡرُهُۥۖ هُوَ أَنشَأَكُم مِّنَ ٱلۡأَرۡضِ وَٱسۡتَعۡمَرَكُمۡ فِيهَا فَٱسۡتَغۡفِرُوهُ ثُمَّ تُوبُوٓاْ إِلَيۡهِۚ إِنَّ رَبِّي قَرِيبٞ مُّجِيبٞ

Semud kavmine ise Salih -aleyhisselam'-ı göndermiştik. O, kavmine şöyle demişti: "Ey kavmim! İbadeti hak eden ve kendisinden başka ibadete layık hiçbir ilah bulunmayan Allah'tan başka ilahınız yoktur. Babanız Âdem'i topraktan yaratarak sizi o yerden yaratan ve sizi yeryüzünü imar edenler kılan O'dur. Bu itibarla O'ndan mağfiret dileyin; sonra da taatte bulunup günahlardan sakınarak O'na dönün. Rabbim, şüphesiz ibadeti O'na has kılan kuluna çok yakındır ve onun duasını kabul edendir.'' info
التفاسير:

external-link copy
62 : 11

قَالُواْ يَٰصَٰلِحُ قَدۡ كُنتَ فِينَا مَرۡجُوّٗا قَبۡلَ هَٰذَآۖ أَتَنۡهَىٰنَآ أَن نَّعۡبُدَ مَا يَعۡبُدُ ءَابَآؤُنَا وَإِنَّنَا لَفِي شَكّٖ مِّمَّا تَدۡعُونَآ إِلَيۡهِ مُرِيبٖ

Kavmi O'na şöyle dedi: Ey Salih! Bu davetinden önce sen, bizim aramızda yüce bir makama sahip bir kimseydin. Bizler senin, akıllı ve öğüt veren bir kimse olmanı temenni ederdik. -Ey Salih!- Sen, bizi, atalarımızın ibadet ettiklerine ibadet etmekten yasaklıyor musun? Doğrusu biz, sadece Allah'a ibadet etmek hususunda şüphe içindeyiz. Bu şüphe bizi seni Allah hakkında yalan uydurmakla itham eder kılmıştır. info
التفاسير:
આયતોના ફાયદાઓ માંથી:
• من وسائل المشركين في التنفير من الرسل الاتهام بخفة العقل والجنون.
Müşriklerin peygamberlerden nefret ettirme yöntemlerinden biri de peygamberleri akıl azlığıyla ve delilik ile itham etmeleridir. info

• ضعف المشركين في كيدهم وعدائهم، فهم خاضعون لله مقهورون تحت أمره وسلطانه.
Müşriklerin tuzaklarının ve düşmanlıklarının zayıf olduğu beyan edilmiştir. Müşrikler, Allah'ın emirleri karşısında boyun eğmiş ve O'nun gücü ve otoritesi karşısında söz sahibi değildir. info

• أدلة الربوبية من الخلق والإنشاء مقتضية لتوحيد الألوهية وترك ما سوى الله.
Rububiyet tevhidinin (Allah'ı, fiillerinde birlemenin) delillerinden olan yaratma ve oluşturma; uluhiyet tevhidini (Allah'ı ibadetlerimizde birlemeyi) ve (ibadette) Allah'ın dışındakileri terk etmeyi gerekli kılar. info