Qurani Kərimin mənaca tərcüməsi - Türk dilinə tərcümə - Dr. Əli Ozuk və başqaları.

Sûretu't-Târık

external-link copy
1 : 86

وَٱلسَّمَآءِ وَٱلطَّارِقِ

Gökyüzüne ve târıka (sabah yıldızına ) yemin ederim. info
التفاسير:

external-link copy
2 : 86

وَمَآ أَدۡرَىٰكَ مَا ٱلطَّارِقُ

Tarıkın ne olduğunu nereden bileceksin? info
التفاسير:

external-link copy
3 : 86

ٱلنَّجۡمُ ٱلثَّاقِبُ

(O, karanlığı) delen yıldızdır. info
التفاسير:

external-link copy
4 : 86

إِن كُلُّ نَفۡسٖ لَّمَّا عَلَيۡهَا حَافِظٞ

Hiç kimse yoktur ki üzerinde bir koruyucu, bir denetleyici bulunmasın. info
التفاسير:

external-link copy
5 : 86

فَلۡيَنظُرِ ٱلۡإِنسَٰنُ مِمَّ خُلِقَ

İnsan neden yaratıldığına bir baksın! info
التفاسير:

external-link copy
6 : 86

خُلِقَ مِن مَّآءٖ دَافِقٖ

Atılan bir sudan yaratıldı. info
التفاسير:

external-link copy
7 : 86

يَخۡرُجُ مِنۢ بَيۡنِ ٱلصُّلۡبِ وَٱلتَّرَآئِبِ

(O su) sırt ile göğüs kafesi arasından çıkar. info
التفاسير:

external-link copy
8 : 86

إِنَّهُۥ عَلَىٰ رَجۡعِهِۦ لَقَادِرٞ

İşte Allah (başlangıçta bu şekilde yarattığı) insanı tekrar yaratmaya da kadirdir. info
التفاسير:

external-link copy
9 : 86

يَوۡمَ تُبۡلَى ٱلسَّرَآئِرُ

Gizlenenlerin ortaya döküldüğü günde info
التفاسير:

external-link copy
10 : 86

فَمَا لَهُۥ مِن قُوَّةٖ وَلَا نَاصِرٖ

insan için ne bir güç ne de bir yardımcı vardır. info
التفاسير:

external-link copy
11 : 86

وَٱلسَّمَآءِ ذَاتِ ٱلرَّجۡعِ

Dönüş sahibi olan (yağmur yağdıran) göğe, info
التفاسير:

external-link copy
12 : 86

وَٱلۡأَرۡضِ ذَاتِ ٱلصَّدۡعِ

(nebat ile) yarılan yere yemin ederim ki info
التفاسير:

external-link copy
13 : 86

إِنَّهُۥ لَقَوۡلٞ فَصۡلٞ

Kur’an, (hak ile bâtılı) ayıran bir sözdür. info
التفاسير:

external-link copy
14 : 86

وَمَا هُوَ بِٱلۡهَزۡلِ

O, asla bir şaka değildir. info
التفاسير:

external-link copy
15 : 86

إِنَّهُمۡ يَكِيدُونَ كَيۡدٗا

Onlar bir tuzak kurarlar, info
التفاسير:

external-link copy
16 : 86

وَأَكِيدُ كَيۡدٗا

ben de bir tuzak kurarım. info
التفاسير:

external-link copy
17 : 86

فَمَهِّلِ ٱلۡكَٰفِرِينَ أَمۡهِلۡهُمۡ رُوَيۡدَۢا

Kâfirlere mühlet ver, onları biraz kendi hallerine bırak (pek yakında desteğimiz sana gelecek). info
التفاسير: