İbrahim, İsmail’le birlikte Kâbe’nin temellerini yükseltiyor (ve şöyle dua ediyorlardı): Rabbimiz bizden bu (amelimizi) kabul buyur. Şüphesiz sen işitensin, bilensin.
Rabbimiz, bizi sana teslim olan iki kul ve soyumuzdan da sana teslim olan bir ümmet çıkar. Bize ibadet yollarımızı göster ve tevbelerimizi kabul et, zira tevbeleri kabul edip, çokça rahmet eden ancak sensin!
Rabbimiz onlara içlerinden senin ayetlerini onlara okuyan, kitap ve hikmeti öğreten ve onları (şirkten) arındıran bir rasûl gönder. Şüphesiz Aziz ve Hakim olan ancak sensin.
İbrahim, bunu oğullarına da tavsiye etti. Yakup da öyle yaptı (ve onun da oğullarından son dileği şuydu:) Ey oğullarım! Allah sizin için bu dini seçti. Öyleyse, siz de ancak müslüman olarak can verin!
Yoksa siz, Yakub’a ölüm yaklaşıp da oğullarına: Ey oğullarım, Benden sonra kime ibadet edeceksiniz? diye sorduğu ve onların da: Senin ilahına, ataların İbrahim’in, İsmail’in, İshak’ın, bir tek ilahına ibadet edeceğiz. Biz O’na teslim olanlarız! dediklerinde, siz onların yanında şahit miydiniz?