የቅዱስ ቁርዓን ይዘት ትርጉም - የቁርአን ተፍሲር ሙኽተሰር ትርጉም በቱርክኛ ቋንቋ

የገፅ ቁጥር:close

external-link copy
45 : 21

قُلۡ إِنَّمَآ أُنذِرُكُم بِٱلۡوَحۡيِۚ وَلَا يَسۡمَعُ ٱلصُّمُّ ٱلدُّعَآءَ إِذَا مَا يُنذَرُونَ

-Ey Resul!- De ki: -Ey İnsanlar!- Rabbimin bana indirdiği vahiyle Allah'ın azabından sizi korkutuyorum. Sağır olanlar Allah'ın azabı ile korkutulduklarında, çağrıldıkları hakkı kabul etme kastıyla dinlemezler. info
التفاسير:

external-link copy
46 : 21

وَلَئِن مَّسَّتۡهُمۡ نَفۡحَةٞ مِّنۡ عَذَابِ رَبِّكَ لَيَقُولُنَّ يَٰوَيۡلَنَآ إِنَّا كُنَّا ظَٰلِمِينَ

-Ey Resul- Rabbinin azabından nasibi olan bu aceleci kimselere azap isabet etse o zaman şöyle derler:Yazık bize. Helak ve hüsranımız pek yakındır. Şüphesiz ki biz Allah'a şirk koşarak ve Muhammed -sallallahu aleyhi ve sellem-'in getirdiğini yalanlayarak zalimlerden olduk. info
التفاسير:

external-link copy
47 : 21

وَنَضَعُ ٱلۡمَوَٰزِينَ ٱلۡقِسۡطَ لِيَوۡمِ ٱلۡقِيَٰمَةِ فَلَا تُظۡلَمُ نَفۡسٞ شَيۡـٔٗاۖ وَإِن كَانَ مِثۡقَالَ حَبَّةٖ مِّنۡ خَرۡدَلٍ أَتَيۡنَا بِهَاۗ وَكَفَىٰ بِنَا حَٰسِبِينَ

Kıyamet halkının amellerinin tartılması için adalet terazilerini kurarız. O gün iyiliği azaltılıp, günahları çoğaltılarak hiçbir kimseye zulüm edilmez. Tartılacak olan şey hardal tanesi kadar az dahi olsa onu getiririz. Kullarımızın amellerini hesaplayıp, hesap görücüler olarak biz yeteriz. info
التفاسير:

external-link copy
48 : 21

وَلَقَدۡ ءَاتَيۡنَا مُوسَىٰ وَهَٰرُونَ ٱلۡفُرۡقَانَ وَضِيَآءٗ وَذِكۡرٗا لِّلۡمُتَّقِينَ

Ant olsun ki Musa ve Harun -aleyhisselam-'a hak ve batılın, helal ve haramın arasını ayıran, kendisine iman eden kimseye yol gösteren ve Rableri katından muttakiler için bir öğüt olan Tevrat'ı verdik. info
التفاسير:

external-link copy
49 : 21

ٱلَّذِينَ يَخۡشَوۡنَ رَبَّهُم بِٱلۡغَيۡبِ وَهُم مِّنَ ٱلسَّاعَةِ مُشۡفِقُونَ

Onlar, Rablerini görmemiş olmalarına rağmen O'na iman edip cezalandırmasından korkan kimselerdir. Ve kıyametten de oldukça çekinirler. info
التفاسير:

external-link copy
50 : 21

وَهَٰذَا ذِكۡرٞ مُّبَارَكٌ أَنزَلۡنَٰهُۚ أَفَأَنتُمۡ لَهُۥ مُنكِرُونَ

Muhammed -sallallahu aleyhi ve sellem-'e indirilen bu Kur'an, çokça fayda ve hayır sağlayan, öğüt almak isteyenler için bir hatırlatma ve öğüttür. Bütün bunlara rağmen siz onu inkâr mı ediyorsunuz? İçindekini ikrar etmeden onunla amel etmeden mi? info
التفاسير:

external-link copy
51 : 21

۞ وَلَقَدۡ ءَاتَيۡنَآ إِبۡرَٰهِيمَ رُشۡدَهُۥ مِن قَبۡلُ وَكُنَّا بِهِۦ عَٰلِمِينَ

Ant olsun ki, biz İbrahim'e küçüklüğünde kavmine karşı hüccet getirme yeteğini verdik ve Biz zaten onu biliyorduk. Kavmine karşı (delil) getirmesi için bizim ilmimizden hak ettiği hücceti ona verdik. info
التفاسير:

external-link copy
52 : 21

إِذۡ قَالَ لِأَبِيهِ وَقَوۡمِهِۦ مَا هَٰذِهِ ٱلتَّمَاثِيلُ ٱلَّتِيٓ أَنتُمۡ لَهَا عَٰكِفُونَ

(İbrahim) babası Âzer ve kavmine: "Kendi ellerinizle yaparak ibadet edip durduğunuz bu putlar da nedir?" dedi. info
التفاسير:

external-link copy
53 : 21

قَالُواْ وَجَدۡنَآ ءَابَآءَنَا لَهَا عَٰبِدِينَ

Kavmi ona şöyle dedi: Atalarımızı onlara ibadet ediyor bulduk, biz de onları örnek alarak bu putlara ibadet ettik. info
التفاسير:

external-link copy
54 : 21

قَالَ لَقَدۡ كُنتُمۡ أَنتُمۡ وَءَابَآؤُكُمۡ فِي ضَلَٰلٖ مُّبِينٖ

İbrahim onlara şöyle dedi: -Ey Tabi olanlar!- Andolsun ki siz ve atalarınız hak yoldan ayrılıp apaçık bir sapkınlığı takip eden kimselersiniz. info
التفاسير:

external-link copy
55 : 21

قَالُوٓاْ أَجِئۡتَنَا بِٱلۡحَقِّ أَمۡ أَنتَ مِنَ ٱللَّٰعِبِينَ

Kavmi ona dedi ki: Bu bize söylediklerinle bize gerçeği mi getirdin, yoksa sen alay edenlerden misin? info
التفاسير:

external-link copy
56 : 21

قَالَ بَل رَّبُّكُمۡ رَبُّ ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَٱلۡأَرۡضِ ٱلَّذِي فَطَرَهُنَّ وَأَنَا۠ عَلَىٰ ذَٰلِكُم مِّنَ ٱلشَّٰهِدِينَ

İbrahim şöyle dedi: Bilakis ben size gerçeği getirdim alay da etmiyorum. Rabbiniz göklerin ve yerin Rabbi, daha önce bir benzeri olmadan onları yaratandır. Ben, şüphesiz sizin, göklerin ve yerin Rabbi olduğuna şahitlik edenlerdenim. Bu hususta putlarınızın hiçbir payı yoktur. info
التفاسير:

external-link copy
57 : 21

وَتَٱللَّهِ لَأَكِيدَنَّ أَصۡنَٰمَكُم بَعۡدَ أَن تُوَلُّواْ مُدۡبِرِينَ

İbrahim, kavmi duymayacak bir şekilde şöyle dedi: Vallahi ben bayramınızı (kutlamaya) gittikten sonra putlarınız için hoşlanmadığınız bir tuzak kuracağım. info
التفاسير:
ከአንቀጾቹ የምንማራቸዉ ቁም ነገሮች:
• نَفْع الإقرار بالذنب مشروط بمصاحبة التوبة قبل فوات أوانها.
Günahları itiraf etmek, ancak vakti geçmeden önce tövbe edilirse kişiye fayda verir. info

• إثبات العدل لله، ونفي الظلم عنه.
Allah'ın hakkında adalet ispat edilmiş ve zulüm O'ndan reddedilmiştir. info

• أهمية قوة الحجة في الدعوة إلى الله.
Yüce Allah'a davet ederken delillerin kuvvetli olması çok önemlidir. info

• ضرر التقليد الأعمى.
Körü körüne taklit etmek zararlıdır. info

• التدرج في تغيير المنكر، والبدء بالأسهل فالأسهل، فقد بدأ إبراهيم بتغيير منكر قومه بالقول والصدع بالحجة، ثم انتقل إلى التغيير بالفعل.
Münkerin ortadan kaldırılması aşama aşamadır. En kolay olandan başlanır. İbrahim -aleyhisselam- kavminin içinde bulunduğu münkeri söz ve delili açıkça ilan ederek başlamış, sonra da fiilî olarak değiştirmeye geçmiştir. info