Қуръони Карим маъноларининг таржимаси - Қуръон Каримнинг туркча мухтасар таржимаси

Бет рақами:close

external-link copy
19 : 74

فَقُتِلَ كَيۡفَ قَدَّرَ

Hay lanet olası ve geberesice nasıl da ölçüp biçti! info
التفاسير:

external-link copy
20 : 74

ثُمَّ قُتِلَ كَيۡفَ قَدَّرَ

O lanet olası ve geberesice, sonra yine nasıl da ölçüp biçti! info
التفاسير:

external-link copy
21 : 74

ثُمَّ نَظَرَ

Sonrasında bir daha baktı ve söylediği sözleri tekrar düşündü. info
التفاسير:

external-link copy
22 : 74

ثُمَّ عَبَسَ وَبَسَرَ

Sonra da Kur’an’da aleyhine konuşabileceği bir şey bulamayınca kaşlarını çatarak suratını ekşitti. info
التفاسير:

external-link copy
23 : 74

ثُمَّ أَدۡبَرَ وَٱسۡتَكۡبَرَ

Sonra iman etmekten yüz çevirdi ve Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem-'e ittiba etmeye kibirlendi. info
التفاسير:

external-link copy
24 : 74

فَقَالَ إِنۡ هَٰذَآ إِلَّا سِحۡرٞ يُؤۡثَرُ

Ve şöyle dedi: "Muhammed’in getirmiş olduğu bu şey Allah’ın kelamı değildir. Bilakis o, başkalarından aktardığı bir sihirdir.'' info
التفاسير:

external-link copy
25 : 74

إِنۡ هَٰذَآ إِلَّا قَوۡلُ ٱلۡبَشَرِ

"Bu Allah’ın sözü değildir, bilakis insan sözüdür." info
التفاسير:

external-link copy
26 : 74

سَأُصۡلِيهِ سَقَرَ

Ben bu kâfiri, sıcaklığının ızdırabını çekeceği cehennem ateşinin tabakalarından bir tabaka olan Sekar’a sokacağım. info
التفاسير:

external-link copy
27 : 74

وَمَآ أَدۡرَىٰكَ مَا سَقَرُ

-Ey Muhammed!- Sekar'ın ne olduğu hakkında sen ne biliyorsun? info
التفاسير:

external-link copy
28 : 74

لَا تُبۡقِي وَلَا تَذَرُ

Bu ateş, içinde azap gören kimseden geride hiçbir şey kalmayana kadar onu perişan eder ve asla onun peşini bırakmaz. Eski haline geri döndükten sonra tekrar onu perişan eder ve bu hal arka arkaya devam eder. info
التفاسير:

external-link copy
29 : 74

لَوَّاحَةٞ لِّلۡبَشَرِ

Derileri çok güçlü bir şekilde yakar ve değiştirir. info
التفاسير:

external-link copy
30 : 74

عَلَيۡهَا تِسۡعَةَ عَشَرَ

Üzerinde oranın muhafızları olan on dokuz melek vardır. info
التفاسير:

external-link copy
31 : 74

وَمَا جَعَلۡنَآ أَصۡحَٰبَ ٱلنَّارِ إِلَّا مَلَٰٓئِكَةٗۖ وَمَا جَعَلۡنَا عِدَّتَهُمۡ إِلَّا فِتۡنَةٗ لِّلَّذِينَ كَفَرُواْ لِيَسۡتَيۡقِنَ ٱلَّذِينَ أُوتُواْ ٱلۡكِتَٰبَ وَيَزۡدَادَ ٱلَّذِينَ ءَامَنُوٓاْ إِيمَٰنٗا وَلَا يَرۡتَابَ ٱلَّذِينَ أُوتُواْ ٱلۡكِتَٰبَ وَٱلۡمُؤۡمِنُونَ وَلِيَقُولَ ٱلَّذِينَ فِي قُلُوبِهِم مَّرَضٞ وَٱلۡكَٰفِرُونَ مَاذَآ أَرَادَ ٱللَّهُ بِهَٰذَا مَثَلٗاۚ كَذَٰلِكَ يُضِلُّ ٱللَّهُ مَن يَشَآءُ وَيَهۡدِي مَن يَشَآءُۚ وَمَا يَعۡلَمُ جُنُودَ رَبِّكَ إِلَّا هُوَۚ وَمَا هِيَ إِلَّا ذِكۡرَىٰ لِلۡبَشَرِ

Biz, Cehennem'in muhafızlarını yalnızca meleklerden kıldık. Çünkü beşerin buna gücü yetmezdi. Biz, bu sayıyı Allah’a karşı inkârcı olanlar için bir imtihan vesilesi kıldık. Onlar da böylece söylemiş oldukları sözleri dile getirdiler ve azapları kat kat artırıldı. Aynı zamanda bu imtihanı, kendilerine Tevrat verilen Yahudiler'in ve kendilerine İncil verilen Hristiyanlar'ın kitaplarında bulunanları tasdik eden Kur’an indiğinde, şüphe duymadan iman etmeleri, ehli kitap onlara muvafakat gösterdiğinde Müminler'in imanının artması, iman etmekte tereddüt edenlerin ve kâfirlerin; "Allah, bu garip sayıyla neyi murat etti?” diye sorması için bir vesile kıldık. Bu sayısı inkâr eden kişinin saptırılması, bunu tasdik edene hidayet olunması Yüce Allah’ın sapıtmasını dilediği kimseyi saptırması ve hidayete ermeyi dilediği kimseye de hidayet etmesi babındandır. Sayılarının çokluğu sebebiyle, Allah'ın ordusunu Allah -Subhânehû ve Teâlâ-'dan başkası bilemez. Cehennem, insanoğlunun Allah -Subhânehû ve Teâlâ-’nın azametini öğrendiği bir hatırlatmadan başka bir şey değildir. info
التفاسير:

external-link copy
32 : 74

كَلَّا وَٱلۡقَمَرِ

Hayır durum bazı müşriklerin iddia ettiği gibi değildir. Zira onlar bazı arkadaşlarının cehennemdeki görevli meleklere üstün geleceklerini ileri sürmüşlerdir. Ardından Yüce Allah, Ay’a yemin etmiştir. info
التفاسير:

external-link copy
33 : 74

وَٱلَّيۡلِ إِذۡ أَدۡبَرَ

Ve dönüp geldiği zaman geceye yemin etmiştir. info
التفاسير:

external-link copy
34 : 74

وَٱلصُّبۡحِ إِذَآ أَسۡفَرَ

Aydınlattığı zaman sabah vaktine yemin etmiştir. info
التفاسير:

external-link copy
35 : 74

إِنَّهَا لَإِحۡدَى ٱلۡكُبَرِ

Şüphesiz cehennem ateşi büyük belalardan biridir. info
التفاسير:

external-link copy
36 : 74

نَذِيرٗا لِّلۡبَشَرِ

İnsanlar için korkutucu ve tehdit edicidir. info
التفاسير:

external-link copy
37 : 74

لِمَن شَآءَ مِنكُمۡ أَن يَتَقَدَّمَ أَوۡ يَتَأَخَّرَ

-Ey insanlar!- İçinizden Allah’a iman edip, salih amel işleyerek öne geçmeyi veya küfür ve günahlarla geri kalmayı dileyen kimseler için. info
التفاسير:

external-link copy
38 : 74

كُلُّ نَفۡسِۭ بِمَا كَسَبَتۡ رَهِينَةٌ

Her bir kimse yaptığı amelleriyle alıkonulacaktır. Amelleri onu helak edecek ya da onu helak olmaktan kurtaracak ve koruyacaktır. info
التفاسير:

external-link copy
39 : 74

إِلَّآ أَصۡحَٰبَ ٱلۡيَمِينِ

Ancak Müminler böyle değildirler. Doğrusu onlar günahlarından ötürü sorumlu tutulmayacak, bilakis sahip oldukları salih ameller sebebiyle o günahları bağışlanacaktır. info
التفاسير:

external-link copy
40 : 74

فِي جَنَّٰتٖ يَتَسَآءَلُونَ

Onlar kıyamet günü cennetler içinde birbirlerini soracaklar. info
التفاسير:

external-link copy
41 : 74

عَنِ ٱلۡمُجۡرِمِينَ

İşledikleri günahlar yüzünden kendilerini helak etmiş olan kâfirlere şöyle sorarlar: info
التفاسير:

external-link copy
42 : 74

مَا سَلَكَكُمۡ فِي سَقَرَ

Onlara: "Sizi cehenneme sokan şey neydi?" derler. info
التفاسير:

external-link copy
43 : 74

قَالُواْ لَمۡ نَكُ مِنَ ٱلۡمُصَلِّينَ

Kâfirler de onlara cevap olarak şöyle derler: "Biz, dünya hayatında farz olan namazı kılan kimseler değildik." info
التفاسير:

external-link copy
44 : 74

وَلَمۡ نَكُ نُطۡعِمُ ٱلۡمِسۡكِينَ

“Ve Allah’ın bize vermiş olduğu yemeklerin bir bölümüyle fakirleri de doyurmuyorduk.'' info
التفاسير:

external-link copy
45 : 74

وَكُنَّا نَخُوضُ مَعَ ٱلۡخَآئِضِينَ

“Bizler, gittikleri her yerde batıl ehli insanlarla beraberdik. Sapkın ve azgın kimselerle konuşuyorduk.'' info
التفاسير:

external-link copy
46 : 74

وَكُنَّا نُكَذِّبُ بِيَوۡمِ ٱلدِّينِ

“Hesap gününü de yalanlıyorduk.'' info
التفاسير:

external-link copy
47 : 74

حَتَّىٰٓ أَتَىٰنَا ٱلۡيَقِينُ

“Ölüm bize gelip çatıncaya dek yalanlamaya devam ettik.'' info
التفاسير:
Ушбу саҳифадаги оят фойдаларидан:
• خطورة الكبر حيث صرف الوليد بن المغيرة عن الإيمان بعدما تبين له الحق.
Hakkın ona apaçık beyan olmasının ardından Velit b. el-Muğira'yı iman etmekten alıkoyan kibrin tehlikesi ifade edilmiştir. info

• مسؤولية الإنسان عن أعماله في الدنيا والآخرة.
İnsanoğlu yaptığı amellerinden dünyada ve ahirette sorumludur. info

• عدم إطعام المحتاج سبب من أسباب دخول النار.
İhtiyacı olan kimseleri doyurmamak, cehenneme girme sebeplerinden biridir. info