قۇرئان كەرىم مەنىلىرىنىڭ تەرجىمىسى - تۈركچە تەرجىمىسى - د. ئەلى ئۆزەك ۋە باشقىلار

بەت نومۇرى:close

external-link copy
40 : 44

إِنَّ يَوۡمَ ٱلۡفَصۡلِ مِيقَٰتُهُمۡ أَجۡمَعِينَ

Şüphesiz (hakkı bâtıldan ayıran) hüküm günü, hepsinin bir arada buluşacağı gündür. info
التفاسير:

external-link copy
41 : 44

يَوۡمَ لَا يُغۡنِي مَوۡلًى عَن مَّوۡلٗى شَيۡـٔٗا وَلَا هُمۡ يُنصَرُونَ

O gün, dostun dosta hiçbir faydası olmaz, kendilerine yardım da edilmez. info
التفاسير:

external-link copy
42 : 44

إِلَّا مَن رَّحِمَ ٱللَّهُۚ إِنَّهُۥ هُوَ ٱلۡعَزِيزُ ٱلرَّحِيمُ

Ancak Allah'ın merhamet ettiği kimseler böyle değildir. Şüphesiz O, üstündür, merhametlidir. info
التفاسير:

external-link copy
43 : 44

إِنَّ شَجَرَتَ ٱلزَّقُّومِ

Şüphesiz zakkum ağacı, info
التفاسير:

external-link copy
44 : 44

طَعَامُ ٱلۡأَثِيمِ

günahkârların yemeğidir. info
التفاسير:

external-link copy
45 : 44

كَٱلۡمُهۡلِ يَغۡلِي فِي ٱلۡبُطُونِ

O, karınlarda suyun kaynaması gibi kaynar. info
التفاسير:

external-link copy
46 : 44

كَغَلۡيِ ٱلۡحَمِيمِ

Maden eriyiği gibi. info
التفاسير:

external-link copy
47 : 44

خُذُوهُ فَٱعۡتِلُوهُ إِلَىٰ سَوَآءِ ٱلۡجَحِيمِ

(Allah zebânilere emreder): Tutun onu! cehennemin ortasına sürükleyin! info
التفاسير:

external-link copy
48 : 44

ثُمَّ صُبُّواْ فَوۡقَ رَأۡسِهِۦ مِنۡ عَذَابِ ٱلۡحَمِيمِ

Sonra başına azap olarak kaynar su dökün! info
التفاسير:

external-link copy
49 : 44

ذُقۡ إِنَّكَ أَنتَ ٱلۡعَزِيزُ ٱلۡكَرِيمُ

(ve deyin ki:) Tat bakalım. Hani sen kendince üstündün, şerefliydin! info
التفاسير:

external-link copy
50 : 44

إِنَّ هَٰذَا مَا كُنتُم بِهِۦ تَمۡتَرُونَ

İşte bu, şüphelenip durduğunuz şeydir. info
التفاسير:

external-link copy
51 : 44

إِنَّ ٱلۡمُتَّقِينَ فِي مَقَامٍ أَمِينٖ

Müttakîler ise hakikaten güvenilir bir makamdadırlar. info
التفاسير:

external-link copy
52 : 44

فِي جَنَّٰتٖ وَعُيُونٖ

Bahçelerde ve pınar başlarındadırlar. info
التفاسير:

external-link copy
53 : 44

يَلۡبَسُونَ مِن سُندُسٖ وَإِسۡتَبۡرَقٖ مُّتَقَٰبِلِينَ

İnce ipekten ve parlak atlastan giyerek karşılıklı otururlar. info
التفاسير:

external-link copy
54 : 44

كَذَٰلِكَ وَزَوَّجۡنَٰهُم بِحُورٍ عِينٖ

İşte böyle. Bunun yanısıra biz onları, iri gözlü hûrilerle evlendiririz. info
التفاسير:

external-link copy
55 : 44

يَدۡعُونَ فِيهَا بِكُلِّ فَٰكِهَةٍ ءَامِنِينَ

Orada, güven içinde (canlarının çektiği) her meyveyi isterler. info
التفاسير:

external-link copy
56 : 44

لَا يَذُوقُونَ فِيهَا ٱلۡمَوۡتَ إِلَّا ٱلۡمَوۡتَةَ ٱلۡأُولَىٰۖ وَوَقَىٰهُمۡ عَذَابَ ٱلۡجَحِيمِ

İlk tattıkları ölüm dışında, orada artık ölüm tatmazlar ve Allah onları cehennem azabından korumuştur (sürekli hayata kavuşmuşlardır). info
التفاسير:

external-link copy
57 : 44

فَضۡلٗا مِّن رَّبِّكَۚ ذَٰلِكَ هُوَ ٱلۡفَوۡزُ ٱلۡعَظِيمُ

(Bunlar) Rabbinden bir lütuf olarak (verilmiştir). İşte büyük kurtuluş budur. info
التفاسير:

external-link copy
58 : 44

فَإِنَّمَا يَسَّرۡنَٰهُ بِلِسَانِكَ لَعَلَّهُمۡ يَتَذَكَّرُونَ

Biz onu (Kur'an'ı), öğüt alırlar diye senin dilinde indirerek kolayca anlaşılmasını sağladık. info
التفاسير:

external-link copy
59 : 44

فَٱرۡتَقِبۡ إِنَّهُم مُّرۡتَقِبُونَ

(Yine de inanmayanların başlarına gelecekleri) bekle; onlar da beklemektedirler.  info
التفاسير: