قۇرئان كەرىم مەنىلىرىنىڭ تەرجىمىسى - تۈركچە تەرجىمىسىنى رۇۋۋاد تەرجىمە مەركىزى قىلغان

بەت نومۇرى:close

external-link copy
17 : 2

مَثَلُهُمۡ كَمَثَلِ ٱلَّذِي ٱسۡتَوۡقَدَ نَارٗا فَلَمَّآ أَضَآءَتۡ مَا حَوۡلَهُۥ ذَهَبَ ٱللَّهُ بِنُورِهِمۡ وَتَرَكَهُمۡ فِي ظُلُمَٰتٖ لَّا يُبۡصِرُونَ

Onların (münafıkların) hali, (geceleyin) ateş yakan kimsenin haline benzer. Ateş etrafını aydınlattığı sırada Allah, onun ışığını giderir ve onları karanlıklar içerisinde görmez bir halde bırakır. info
التفاسير:

external-link copy
18 : 2

صُمُّۢ بُكۡمٌ عُمۡيٞ فَهُمۡ لَا يَرۡجِعُونَ

Onlar sağır, dilsiz ve körlerdir. Bu sebeple onlar asla dönmezler. info
التفاسير:

external-link copy
19 : 2

أَوۡ كَصَيِّبٖ مِّنَ ٱلسَّمَآءِ فِيهِ ظُلُمَٰتٞ وَرَعۡدٞ وَبَرۡقٞ يَجۡعَلُونَ أَصَٰبِعَهُمۡ فِيٓ ءَاذَانِهِم مِّنَ ٱلصَّوَٰعِقِ حَذَرَ ٱلۡمَوۡتِۚ وَٱللَّهُ مُحِيطُۢ بِٱلۡكَٰفِرِينَ

Yahut onlar gökten boşalan bir yağmura tutulmuş kimselere benzerler. O yağmurda karanlıklar, gök gürültüsü ve şimşek vardır. Onlar yıldırımın şiddetinden ve ölüm korkusundan dolayı parmaklarıyla kulaklarını tıkayıp, kapatırlar. Şüphesiz Allah, kâfirleri çepeçevre kuşatmıştır. info
التفاسير:

external-link copy
20 : 2

يَكَادُ ٱلۡبَرۡقُ يَخۡطَفُ أَبۡصَٰرَهُمۡۖ كُلَّمَآ أَضَآءَ لَهُم مَّشَوۡاْ فِيهِ وَإِذَآ أَظۡلَمَ عَلَيۡهِمۡ قَامُواْۚ وَلَوۡ شَآءَ ٱللَّهُ لَذَهَبَ بِسَمۡعِهِمۡ وَأَبۡصَٰرِهِمۡۚ إِنَّ ٱللَّهَ عَلَىٰ كُلِّ شَيۡءٖ قَدِيرٞ

(O esnada) şimşek onların gözlerini aniden alacakmış gibi olur. Şimşek parıldadığında yürürler, ortalık birden kararınca da orada dikilip kalıverirler. Eğer Allah isteseydi onların kulaklarını sağır ve gözlerini kör ederdi. Şüphesiz Allah her şeye gücü yetendir. info
التفاسير:

external-link copy
21 : 2

يَٰٓأَيُّهَا ٱلنَّاسُ ٱعۡبُدُواْ رَبَّكُمُ ٱلَّذِي خَلَقَكُمۡ وَٱلَّذِينَ مِن قَبۡلِكُمۡ لَعَلَّكُمۡ تَتَّقُونَ

Ey insanlar! Sizi ve sizden öncekileri yaratan Rabbinize ibadet ediniz ki, böylece takva sahibi olur, sakınırsınız. info
التفاسير:

external-link copy
22 : 2

ٱلَّذِي جَعَلَ لَكُمُ ٱلۡأَرۡضَ فِرَٰشٗا وَٱلسَّمَآءَ بِنَآءٗ وَأَنزَلَ مِنَ ٱلسَّمَآءِ مَآءٗ فَأَخۡرَجَ بِهِۦ مِنَ ٱلثَّمَرَٰتِ رِزۡقٗا لَّكُمۡۖ فَلَا تَجۡعَلُواْ لِلَّهِ أَندَادٗا وَأَنتُمۡ تَعۡلَمُونَ

O, sizin için yeryüzünü döşedi ve gökyüzünü bina etti. Gökten su indirip onunla size rızık olsun diye ürünler yetiştirdi. Öyleyse, bunları bile bile Allah’a ortak koşmayın. info
التفاسير:

external-link copy
23 : 2

وَإِن كُنتُمۡ فِي رَيۡبٖ مِّمَّا نَزَّلۡنَا عَلَىٰ عَبۡدِنَا فَأۡتُواْ بِسُورَةٖ مِّن مِّثۡلِهِۦ وَٱدۡعُواْ شُهَدَآءَكُم مِّن دُونِ ٱللَّهِ إِن كُنتُمۡ صَٰدِقِينَ

Kulumuza indirdiğimiz (Kur’an) dan bir şüpheniz varsa; haydi siz de ona benzer bir sûre getirin. Eğer doğru sözlüler iseniz, Allah’tan başka güvendiklerinizi de yardıma çağırın. info
التفاسير:

external-link copy
24 : 2

فَإِن لَّمۡ تَفۡعَلُواْ وَلَن تَفۡعَلُواْ فَٱتَّقُواْ ٱلنَّارَ ٱلَّتِي وَقُودُهَا ٱلنَّاسُ وَٱلۡحِجَارَةُۖ أُعِدَّتۡ لِلۡكَٰفِرِينَ

Eğer bu işi yapamazsanız ki, elbette yapamayacaksınız. O zaman, kâfirler için hazırlanan (ve) yakıtı insanlar ve taşlar olan ateşten kendinizi koruyun. info
التفاسير: