വിശുദ്ധ ഖുർആൻ പരിഭാഷ - അൽ മുഖ്തസ്വർ ഫീ തഫ്സീറിൽ ഖുർആനിൽ കരീം (തുർകി വിവർത്തനം)

പേജ് നമ്പർ:close

external-link copy
80 : 16

وَٱللَّهُ جَعَلَ لَكُم مِّنۢ بُيُوتِكُمۡ سَكَنٗا وَجَعَلَ لَكُم مِّن جُلُودِ ٱلۡأَنۡعَٰمِ بُيُوتٗا تَسۡتَخِفُّونَهَا يَوۡمَ ظَعۡنِكُمۡ وَيَوۡمَ إِقَامَتِكُمۡ وَمِنۡ أَصۡوَافِهَا وَأَوۡبَارِهَا وَأَشۡعَارِهَآ أَثَٰثٗا وَمَتَٰعًا إِلَىٰ حِينٖ

Allah, -Subhânehu ve Teâlâ- taşlardan ve başka şeylerden yaptığınız evlerinizin içinde sizlere istikrar ve rahatlık verdi. Sizlere, deve, inek ve koyun derilerinden, şehirdeki evler gibi, çöllerde kurulan çadırlar ve evler verdi. Yolculuklarınızda onları bir yerden başka bir yere taşıması size kolay gelir. Bir yerde konakladığınız zaman da onları kurmasını size kolaylaştırdı. Sizlere, belli bir zaman boyunca yararlanmanız ve koyunların yünlerinden, develerin tüylerinden ve keçilerin kıllarından evleriniz için ev eşyaları, giysiler ve örtüler verdi. info
التفاسير:

external-link copy
81 : 16

وَٱللَّهُ جَعَلَ لَكُم مِّمَّا خَلَقَ ظِلَٰلٗا وَجَعَلَ لَكُم مِّنَ ٱلۡجِبَالِ أَكۡنَٰنٗا وَجَعَلَ لَكُمۡ سَرَٰبِيلَ تَقِيكُمُ ٱلۡحَرَّ وَسَرَٰبِيلَ تَقِيكُم بَأۡسَكُمۡۚ كَذَٰلِكَ يُتِمُّ نِعۡمَتَهُۥ عَلَيۡكُمۡ لَعَلَّكُمۡ تُسۡلِمُونَ

Yüce Allah, sıcaktan korunup gölgelenesiniz diye size ağaçlardan ve binalardan gölgelikler yaptı. Dağlarda sizin için soğuktan, sıcaktan ve düşmandan gizlendiğiniz, örtündüğünüz tüneller, mağaralar ve sığınaklar yaptı. Size pamuktan ve başka şeylerden soğuğu ve sıcağı engelleyen gömlekler ve elbiseler verdi. Sizlere, savaşta birbirinizin saldırısından koruyan zırhlar verdi. Böylece silah darbeleri vücudunuza tesir etmez. Nitekim Yüce Allah zikri geçen o nimetleri sizlere bahşederek vermiş olduğu nimetleri tamamlamaktadır. Böylece Allah Teâlâ, bir tek O'na boyun eğmenizi ve O'na hiçbir şeyi ortak koşmamanızı sizlerden istemektedir. info
التفاسير:

external-link copy
82 : 16

فَإِن تَوَلَّوۡاْ فَإِنَّمَا عَلَيۡكَ ٱلۡبَلَٰغُ ٱلۡمُبِينُ

-Ey Peygamber!- Eğer iman etmekten ve senin getirdiğini doğrulamaktan yüz çevirirlerse, senin sorumluluğun tebliğ etmekle emrolunduğun şeyi apaçık bir şekilde tebliğ etmekten başka bir şey değildir. Onlara hidayeti benimsetmek/inandırmak senin görevin değildir. info
التفاسير:

external-link copy
83 : 16

يَعۡرِفُونَ نِعۡمَتَ ٱللَّهِ ثُمَّ يُنكِرُونَهَا وَأَكۡثَرُهُمُ ٱلۡكَٰفِرُونَ

Müşrikler, Allah’ın onları nimetlendirdiği nimetlerini bilirler. Bunlardan biri de onlara Peygamber - sallallahu aleyhi ve sellem-'i göndermesidir. Ardından da şükretmeyerek ve peygamberini yalanlayarak, Allah’ın nimetlerini inkâr ederler. Onların çoğu Allah -Subhânehu ve Teâlâ-’nın nimetlerini inkâr ederler. info
التفاسير:

external-link copy
84 : 16

وَيَوۡمَ نَبۡعَثُ مِن كُلِّ أُمَّةٖ شَهِيدٗا ثُمَّ لَا يُؤۡذَنُ لِلَّذِينَ كَفَرُواْ وَلَا هُمۡ يُسۡتَعۡتَبُونَ

-Ey Peygamber!- Allah’ın her bir topluluktan iman edenlerin imanına, küfredenlerin de küfürlerine şahitlik etmek için gönderdiği peygamberleri dirilteceği o günü hatırla. Bunun ardından kâfirlerin üzerinde bulundukları küfürden özür dilemeleri ve Rablerinin razı olduğu amelleri yerine getirmek için tekrar dünyaya dönmelerine izin verilmeyecektir. Ahiret yurdu, amel etme yeri değil, bir hesap verme yurdudur. info
التفاسير:

external-link copy
85 : 16

وَإِذَا رَءَا ٱلَّذِينَ ظَلَمُواْ ٱلۡعَذَابَ فَلَا يُخَفَّفُ عَنۡهُمۡ وَلَا هُمۡ يُنظَرُونَ

O zalim müşrikler, kendi gözleriyle azabı gördükleri zaman, artık azap onlara hafifletilmeyecek ve de ertelenmesi için onlara vakit verilmeyecektir. Bilakis oraya kalıcı olarak ebediyen çıkmamak üzere gireceklerdir. info
التفاسير:

external-link copy
86 : 16

وَإِذَا رَءَا ٱلَّذِينَ أَشۡرَكُواْ شُرَكَآءَهُمۡ قَالُواْ رَبَّنَا هَٰٓؤُلَآءِ شُرَكَآؤُنَا ٱلَّذِينَ كُنَّا نَدۡعُواْ مِن دُونِكَۖ فَأَلۡقَوۡاْ إِلَيۡهِمُ ٱلۡقَوۡلَ إِنَّكُمۡ لَكَٰذِبُونَ

Müşrikler, Allah’ın dışında ibadet ettikleri mabutlarını ahirette kendi gözleriyle görünce şöyle derler: "Ey Rabbimiz! Bizim senin dışında kendilerine ibadet ederek ortak kıldıklarımız işte bunlardır." Bu sözleri, günahların onlara yüklenmesi için söylerler. Yüce Allah da onların mabutlarını konuşturur da onlara cevap verirler: "Ey müşrikler! Muhakkak sizler Allah'a ortak kıldığınız ibadetlerinizde yalancısınız. Oysa O'nun hiçbir ortağı yoktur ki ibadet edilerek şirk koşulsun." info
التفاسير:

external-link copy
87 : 16

وَأَلۡقَوۡاْ إِلَى ٱللَّهِ يَوۡمَئِذٍ ٱلسَّلَمَۖ وَضَلَّ عَنۡهُم مَّا كَانُواْ يَفۡتَرُونَ

Müşrikler, bir tek Allah’a boyun eğerek teslim olurlar ve putlarının hakkında uydurmuş oldukları Allah’ın katında şefaat edeceği iddiaları onlardan kaybolup gider. info
التفاسير:
ഈ പേജിലെ ആയത്തുകളിൽ നിന്നുള്ള പാഠങ്ങൾ:
• دلت الآيات على جواز الانتفاع بالأصواف والأوبار والأشعار على كل حال، ومنها استخدامها في البيوت والأثاث.
Ayetler; yünlerden, tüylerden ve kıllardan, ev yapımı ve ev eşyalarında kullanılması gibi her durumda yararlanmanın caiz olduğuna delalet etmektedir. info

• كثرة النعم من الأسباب الجالبة من العباد مزيد الشكر، والثناء بها على الله تعالى.
Nimetlerin çokluğu, kulların Allah Teâlâ’ya daha fazla şükür ve sena etmesini celbeden sebeplerdendir. info

• الشهيد الذي يشهد على كل أمة هو أزكى الشهداء وأعدلهم، وهم الرسل الذين إذا شهدوا تمّ الحكم على أقوامهم.
Her ümmete şahitlik edecek olan en temiz ve en adaletli şahitler peygamberlerdir. Zira onların şahitlik etmeleri halinde kavimleri hakkında hüküm kesin olacaktır. info

• في قوله تعالى: ﴿وَسَرَابِيلَ تَقِيكُم بِأْسَكُمْ﴾ دليل على اتخاذ العباد عدّة الجهاد؛ ليستعينوا بها على قتال الأعداء.
Allah Teâlâ’nın "Sizi tehlikelerden koruyan elbiseler" ayetinde kulların cihat esnasında düşmana karşı savaşta kullanacağı teçhizat edinmesinin delili vardır. info