Traduzione dei Significati del Sacro Corano - Traduzione turca dell'Abbreviata Esegesi del Nobile Corano

Numero di pagina:close

external-link copy
114 : 5

قَالَ عِيسَى ٱبۡنُ مَرۡيَمَ ٱللَّهُمَّ رَبَّنَآ أَنزِلۡ عَلَيۡنَا مَآئِدَةٗ مِّنَ ٱلسَّمَآءِ تَكُونُ لَنَا عِيدٗا لِّأَوَّلِنَا وَءَاخِرِنَا وَءَايَةٗ مِّنكَۖ وَٱرۡزُقۡنَا وَأَنتَ خَيۡرُ ٱلرَّٰزِقِينَ

İsa onların bu taleplerini kabul ederek Allah'a şöyle dua etti: Rabbimiz, gökten bize bir yemek sofrası indir. Onu bize indirdiğin günden itibaren, bizden hayatta olanlar ve bizden sonra gelecek olanlar için sana olan şükrümüzü tazim edeceğimiz bayram günü edinelim. Senin vahdaniyetine ve gönderdiklerinin doğruluğuna delalet eden apaçık bir mucize olur. Sana ibadet etmemize yardımcı olacak rızıkla bizi rızıklandır. Ey Rabbimiz! Sen rızık verenlerin en hayırlısısın. info
التفاسير:

external-link copy
115 : 5

قَالَ ٱللَّهُ إِنِّي مُنَزِّلُهَا عَلَيۡكُمۡۖ فَمَن يَكۡفُرۡ بَعۡدُ مِنكُمۡ فَإِنِّيٓ أُعَذِّبُهُۥ عَذَابٗا لَّآ أُعَذِّبُهُۥٓ أَحَدٗا مِّنَ ٱلۡعَٰلَمِينَ

Yüce Allah İsa -aleyhisselam-'ın duasına icabet etti ve şöyle buyurdu: Ben istemiş olduğunuz bu sofrayı size indireceğim. Kim bu sofra indikten sonra küfrederse, kendi nefsinden başkasını suçlamasın ve ben onu hiç kimseye yapmadığım şiddetli bir azapla azaplandıracağım. Çünkü bu kimse apaçık mucizeleri görmüştür. Onun küfrü inadî bir küfürdür. Nihayet Allah vaadini gerçekleştirerek onlara sofrayı indirmiştir. info
التفاسير:

external-link copy
116 : 5

وَإِذۡ قَالَ ٱللَّهُ يَٰعِيسَى ٱبۡنَ مَرۡيَمَ ءَأَنتَ قُلۡتَ لِلنَّاسِ ٱتَّخِذُونِي وَأُمِّيَ إِلَٰهَيۡنِ مِن دُونِ ٱللَّهِۖ قَالَ سُبۡحَٰنَكَ مَا يَكُونُ لِيٓ أَنۡ أَقُولَ مَا لَيۡسَ لِي بِحَقٍّۚ إِن كُنتُ قُلۡتُهُۥ فَقَدۡ عَلِمۡتَهُۥۚ تَعۡلَمُ مَا فِي نَفۡسِي وَلَآ أَعۡلَمُ مَا فِي نَفۡسِكَۚ إِنَّكَ أَنتَ عَلَّٰمُ ٱلۡغُيُوبِ

Kıyamet günü Yüce Allah'ın Meryemoğlu İsa -aleyhisselam-'a hitap ederek: "Ey Meryemoğlu İsa! Beni ve annemi Allah'tan başka iki mabut olarak edinin! diye insanlara sen mi söyledin?" dediği zamanı hatırla! İsa Rabbini tenzih ederek şöyle cevap verdi: Onlara haktan başka bir şeyi söylemem bana yakışmaz. Eğer ben böyle söylemiş olsaydım, kesinlikle sen bunu bilirdin. Çünkü hiçbir şey sana gizli kalmaz. Sen benim nefsimde gizlediğim şeyi bilirsin, ama ben ise senin nefsinde olanı bilmem. Şüphesiz sen tek başına her gizli ve açık olanı bilensin. info
التفاسير:

external-link copy
117 : 5

مَا قُلۡتُ لَهُمۡ إِلَّا مَآ أَمَرۡتَنِي بِهِۦٓ أَنِ ٱعۡبُدُواْ ٱللَّهَ رَبِّي وَرَبَّكُمۡۚ وَكُنتُ عَلَيۡهِمۡ شَهِيدٗا مَّا دُمۡتُ فِيهِمۡۖ فَلَمَّا تَوَفَّيۡتَنِي كُنتَ أَنتَ ٱلرَّقِيبَ عَلَيۡهِمۡۚ وَأَنتَ عَلَىٰ كُلِّ شَيۡءٖ شَهِيدٌ

İsa Rabbine şöyle dedi: "Rabbim ben insanlara sadece senin bana söylememi emrettiğin ibadette yalnız seni birlemelerinin dışında bir şey söylemedim. Ve ben onların arasında bulunduğum sürece onların söylediklerini gözeten idim. Benim onların arasındaki, süremi sona erdirip beni göğe diri olarak yükseltiğinde, ey Rabbim! Onların amellerini gözetleyen sadece Sen vardın. Sen her şeye şahitsin, sana hiçbir şey gizli kalmaz. Ne benim onlara söylediklerim ve ne de benden sonra onların söylemiş oldukları sana gizli kalmaz." info
التفاسير:

external-link copy
118 : 5

إِن تُعَذِّبۡهُمۡ فَإِنَّهُمۡ عِبَادُكَۖ وَإِن تَغۡفِرۡ لَهُمۡ فَإِنَّكَ أَنتَ ٱلۡعَزِيزُ ٱلۡحَكِيمُ

Ey Rabbim! Eğer onlara azap edersen, şüphesiz onlar senin kullarındır ve onlara istediğini yaparsın. Eğer onlardan iman edenlere mağfiret edip bağışlarsan, seni bundan hiçbir şey engelleyemez. Çünkü sen kendisine kimsenin galip gelemediği mutlak güç sahibi ve takdir ettiğinde hikmet sahibisin. info
التفاسير:

external-link copy
119 : 5

قَالَ ٱللَّهُ هَٰذَا يَوۡمُ يَنفَعُ ٱلصَّٰدِقِينَ صِدۡقُهُمۡۚ لَهُمۡ جَنَّٰتٞ تَجۡرِي مِن تَحۡتِهَا ٱلۡأَنۡهَٰرُ خَٰلِدِينَ فِيهَآ أَبَدٗاۖ رَّضِيَ ٱللَّهُ عَنۡهُمۡ وَرَضُواْ عَنۡهُۚ ذَٰلِكَ ٱلۡفَوۡزُ ٱلۡعَظِيمُ

Allah İsa -aleyhisselam'a şöyle buyurur: İşte bugün niyetleri, amelleri ve sözleri doğru olanlara doğruluklarının fayda vereceği bir gündür. Onlar için köşklerinin ve ağaçlarının altından nehirler akan cennetler vardır. Onlar o cennetlerde ebedî ikamet ederler. Onlara ölüm gelip çatmaz. Allah onlardan razı olur ve onlara ebedîyen öfkelenip gazaplanmaz. Nail olmuş oldukları kesintisiz nimetlerden dolayı onlar da Allah'tan razı olmuşlardır. Bu mükâfat ve onlardan razı olması büyük bir başarıdır. Bu başarının eşi benzeri yoktur. info
التفاسير:

external-link copy
120 : 5

لِلَّهِ مُلۡكُ ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَٱلۡأَرۡضِ وَمَا فِيهِنَّۚ وَهُوَ عَلَىٰ كُلِّ شَيۡءٖ قَدِيرُۢ

Göklerin ve yerin mülkü yalnız Allah'ındır. O, o ikisini yaratan ve işlerini idare edendir. Göklerdeki ve yerde bulunan bütün yaratılmışların mülkü O'nundur. O'nun gücü her şeye yeter. Hiçbir şey O'nu aciz bırakamaz. info
التفاسير:
Alcuni insegnamenti da trarre da questi versi sono:
• توعد الله تعالى كل من أصرَّ على كفره وعناده بعد قيام الحجة الواضحة عليه.
Apaçık deliller kendisine ikame edildikten sonra inat ve küfrüne devam eden kimseyi Allah Teâlâ tehdit etmektedir. info

• تَبْرئة المسيح عليه السلام من ادعاء النصارى بأنه أبلغهم أنه الله أو أنه ابن الله أو أنه ادعى الربوبية أو الألوهية.
Mesih -aleyhisselam- Hristiyanların iddia ettiği gibi Allah ya da Allah'ın oğlu yahut rububiyet ve uluhiyet iddiasında bulunmaktan uzaktır. info

• أن الله تعالى يسأل يوم القيامة عظماء الناس وأشرافهم من الرسل، فكيف بمن دونهم درجة؟!
Şüphesiz Allah, kıyamet gününde insanların önderlerini ve şerefli resullerini sorguya çekecektir. Makam olarak onlardan aşağı durumda olanların durumu nicedir? info

• علو منزلة الصدق، وثناء الله تعالى على أهله، وبيان نفع الصدق لأهله يوم القيامة.
Kıyamet gününde doğru olanların derecesinin yüksek oluşu, Allah Teâlâ'nın doğru olanları övmesi ve doğruluğun sahibine faydalı olması beyan edilmiştir. info