Traduction des sens du Noble Coran - La traduction turque du Résumé dans l'Exégèse du noble Coran

Numéro de la page:close

external-link copy
44 : 12

قَالُوٓاْ أَضۡغَٰثُ أَحۡلَٰمٖۖ وَمَا نَحۡنُ بِتَأۡوِيلِ ٱلۡأَحۡلَٰمِ بِعَٰلِمِينَ

(Yorumcular) dediler ki: Bunlar karmakarışık rüyalardır. Böyle olan rüyaların yorumu yoktur. Bizler böyle karışık düşlerin yorumunu bilenlerden değiliz. info
التفاسير:

external-link copy
45 : 12

وَقَالَ ٱلَّذِي نَجَا مِنۡهُمَا وَٱدَّكَرَ بَعۡدَ أُمَّةٍ أَنَا۠ أُنَبِّئُكُم بِتَأۡوِيلِهِۦ فَأَرۡسِلُونِ

Zindanda olan iki delikanlıdan şarap sunan ve oradan kurtulan delikanlı, bir müddet sonra Yusuf -aleyhisselam-'ı ve onun sahip olduğu rüya tabiri ilmini hatırladı ve şöyle dedi: Ben, hükümdarın görmüş olduğu rüyanın yorumunu, rüya yorumu ilmini bilen kimseye sorduktan sonra size haber vereceğim. Ey Hükümdar! Rüyanı yorumlaması için beni Yusuf -aleyhisselam-'a gönder! info
التفاسير:

external-link copy
46 : 12

يُوسُفُ أَيُّهَا ٱلصِّدِّيقُ أَفۡتِنَا فِي سَبۡعِ بَقَرَٰتٖ سِمَانٖ يَأۡكُلُهُنَّ سَبۡعٌ عِجَافٞ وَسَبۡعِ سُنۢبُلَٰتٍ خُضۡرٖ وَأُخَرَ يَابِسَٰتٖ لَّعَلِّيٓ أَرۡجِعُ إِلَى ٱلنَّاسِ لَعَلَّهُمۡ يَعۡلَمُونَ

Kurtulan kimse, Yusuf -aleyhisselam-'ın yanına varınca ona şöyle dedi: Ey Yusuf! Ey doğru sözlü kişi! Rüyada, yedi şişman ineğin yediği yedi semiz inek ile yedi yeşil başak ve de kuru yedi başakları gören kimsenin gördüğü rüyanın yorumunu bize haber ver. Ümit ederim ki ben, hükümdarın ve onun yanındakilerin yanına isabetli yorumunla dönerim de belki onlar rüyanın tabirini öğrenirler ve senin üstünlüğünü ve kıymetini anlarlar. info
التفاسير:

external-link copy
47 : 12

قَالَ تَزۡرَعُونَ سَبۡعَ سِنِينَ دَأَبٗا فَمَا حَصَدتُّمۡ فَذَرُوهُ فِي سُنۢبُلِهِۦٓ إِلَّا قَلِيلٗا مِّمَّا تَأۡكُلُونَ

Yusuf -aleyhisselam- bu rüyayı yorumlayarak şöyle dedi: Yedi sene boyunca ciddiyetle devamlı ekin ekersiniz. Bu süre boyunca her yıl ektiğiniz üründen elde edilen mahsulden yemek ihtiyacınız için ayırdığınız az miktarı dışında kalanları çürüyüp kurtlanmaması için başağında bırakın. info
التفاسير:

external-link copy
48 : 12

ثُمَّ يَأۡتِي مِنۢ بَعۡدِ ذَٰلِكَ سَبۡعٞ شِدَادٞ يَأۡكُلۡنَ مَا قَدَّمۡتُمۡ لَهُنَّ إِلَّا قَلِيلٗا مِّمَّا تُحۡصِنُونَ

Sonra verimli olarak ekim yaptığınız yedi senenin ardından, yedi zor ve kurak seneler gelir ve insanlar, verimli geçen seneler boyunca hasat edilen ürünlerden tohum olarak sakladıkları az bir miktar haricindekileri yerler. info
التفاسير:

external-link copy
49 : 12

ثُمَّ يَأۡتِي مِنۢ بَعۡدِ ذَٰلِكَ عَامٞ فِيهِ يُغَاثُ ٱلنَّاسُ وَفِيهِ يَعۡصِرُونَ

Sonra da kurak geçen yılların ardından yağmurların yağacağı bir yıl gelecektir. Ekinler bitecek ve bu yıl içinde insanlar ihtiyaç duydukları üzüm, zeytin ve şeker kamışı gibi mahsulleri sıkacaklardır. info
التفاسير:

external-link copy
50 : 12

وَقَالَ ٱلۡمَلِكُ ٱئۡتُونِي بِهِۦۖ فَلَمَّا جَآءَهُ ٱلرَّسُولُ قَالَ ٱرۡجِعۡ إِلَىٰ رَبِّكَ فَسۡـَٔلۡهُ مَا بَالُ ٱلنِّسۡوَةِ ٱلَّٰتِي قَطَّعۡنَ أَيۡدِيَهُنَّۚ إِنَّ رَبِّي بِكَيۡدِهِنَّ عَلِيمٞ

Yusuf -aleyhisselam-'ın (hükümdarın) rüyasına yaptığı yorum hükümdara ulaşınca yardımcılarına şöyle dedi: O'nu zindandan çıkarıp bana getirin. Hükümdarın elçisi Yusuf -aleyhisselam-'a gelince Yusuf -aleyhisselam- elçiye dedi ki: Hükümdar efendine dön. Zindandan çıkmadan önce (Yusuf'un) suçsuzluğunun ortaya çıkması için ellerini kesen kadınların kıssasını ona sor. Şüphesiz Rabbim, kadınların beni ayartıp aldatmak için yaptıklarını hakkıyla bilendir. Bundan hiçbir şey O'na gizli kalmaz. info
التفاسير:

external-link copy
51 : 12

قَالَ مَا خَطۡبُكُنَّ إِذۡ رَٰوَدتُّنَّ يُوسُفَ عَن نَّفۡسِهِۦۚ قُلۡنَ حَٰشَ لِلَّهِ مَا عَلِمۡنَا عَلَيۡهِ مِن سُوٓءٖۚ قَالَتِ ٱمۡرَأَتُ ٱلۡعَزِيزِ ٱلۡـَٰٔنَ حَصۡحَصَ ٱلۡحَقُّ أَنَا۠ رَٰوَدتُّهُۥ عَن نَّفۡسِهِۦ وَإِنَّهُۥ لَمِنَ ٱلصَّٰدِقِينَ

Hükümdar, kadınlara hitaben şöyle dedi: Sizinle birlikte o çirkin fiili yapması için hile ile Yûsuf'u arzuladığınız zaman sizin durumunuz neydi? Kadınlar hükümdara cevap olarak: Hâşâ! Yûsuf suçlanmaktadır. Vallahi biz onun bir kötülüğünü görmedik dediler. O sırada hükümdarın karısı, kendi yaptığı şeyi ikrar ederek şöyle dedi: İşte hak şimdi ortaya çıkıyor. Ben, O'nu yoldan çıkarmak istedim. O ise beni yoldan çıkarmaya yeltenmedi. Şüphesiz o (Yûsuf), benim kendisine iftira attığım şeyden beri olduğuna dair iddiasında doğru söyleyenlerdendir. info
التفاسير:

external-link copy
52 : 12

ذَٰلِكَ لِيَعۡلَمَ أَنِّي لَمۡ أَخُنۡهُ بِٱلۡغَيۡبِ وَأَنَّ ٱللَّهَ لَا يَهۡدِي كَيۡدَ ٱلۡخَآئِنِينَ

Hükümdarın karısı şöyle dedi: Yusuf şunu bilmelidir ki, ben onu baştan çıkarmaya çalıştığımı ikrar ettim. Şüphesiz ki o, hükümdarın yokluğunda ona ihanet etmediğime dair iddiasında da doğru söylemektedir. Benim için de şu açıklığa kavuşmuştur. Şüphesiz Allah Teâlâ yalan söyleyen ve hile yapan kimseleri muvaffak kılmaz. info
التفاسير:
Parmi les bénéfices ( méditations ) des versets de cette page:
• من كمال أدب يوسف أنه أشار لحَدَث النسوة ولم يشر إلى حَدَث امرأة العزيز.
Bu olay ile alakalı Yusuf -aleyhisselam-'ın kadınları işaret edip hükümdarın karısını işaret etmemesi onun ahlak ve edebinin mükemmel olmasındandır. info

• كمال علم يوسف عليه السلام في حسن تعبير الرؤى.
Yusuf -aleyhisselam-'ın rüyaları güzel bir şekilde yorumlama hususundaki ilminin tam olduğu beyan edilmiştir. info

• مشروعية تبرئة النفس مما نُسب إليها ظلمًا، وطلب تقصّي الحقائق لإثبات الحق.
Kişinin, kendisine haksız yere nispet edilen şeyden berî olduğunu beyan etmesinin ve hakikatlerin ortaya çıkması için olayın anlatılmasını istemesinin meşruluğu beyan edilmiştir. info

• فضيلة الصدق وقول الحق ولو كان على النفس.
Kendi nefsi aleyhine dahi olsa kişinin, doğruluk ve doğru söz üzere olmasının fazileti beyan edilmiştir. info