Übersetzung der Bedeutungen von dem heiligen Quran - Die türkische Übersetzung von Al-Mukhtasar - Eine Kurzfassung der Bedeutungen des edlen Qurans

Nummer der Seite:close

external-link copy
31 : 7

۞ يَٰبَنِيٓ ءَادَمَ خُذُواْ زِينَتَكُمۡ عِندَ كُلِّ مَسۡجِدٖ وَكُلُواْ وَٱشۡرَبُواْ وَلَا تُسۡرِفُوٓاْۚ إِنَّهُۥ لَا يُحِبُّ ٱلۡمُسۡرِفِينَ

Ey Âdemoğlu! Namaz ve tavaf esnasında mahrem yerlerinizi örten, kendisi ile güzelleştiğiniz tertemiz elbiseler giyinin. Allah’ın helal kıldığı temiz olan şeylerden dilediğinizi yiyin ve için. Sakın belirlenen mutedil sınırları aşmayın. Sakın helalleri aşıp haramlara bulaşmayın. Şüphesiz Allah, mutedil sınırları aşan kimseleri sevmez. info
التفاسير:

external-link copy
32 : 7

قُلۡ مَنۡ حَرَّمَ زِينَةَ ٱللَّهِ ٱلَّتِيٓ أَخۡرَجَ لِعِبَادِهِۦ وَٱلطَّيِّبَٰتِ مِنَ ٱلرِّزۡقِۚ قُلۡ هِيَ لِلَّذِينَ ءَامَنُواْ فِي ٱلۡحَيَوٰةِ ٱلدُّنۡيَا خَالِصَةٗ يَوۡمَ ٱلۡقِيَٰمَةِۗ كَذَٰلِكَ نُفَصِّلُ ٱلۡأٓيَٰتِ لِقَوۡمٖ يَعۡلَمُونَ

-Ey Resul!- Elbise, temiz yemekler ve diğer şeyler arasından Allah’ın helal kıldıklarını haram kılan müşriklere cevap olarak de ki: “Sizler için bir ziynet olan elbiseleri size kim haram kıldı? Allah’ın sizleri rızıklandırdığı tertemiz yiyecekleri, içecekleri ve diğer şeyleri size kim haram kıldı?” -Ey Resul!- De ki: "Muhakkak bu temiz şeylerden dünyada başkaları faydalanıyor olsa da, kıyamet günü yalnızca Müminlere has olacaktır. Kâfirler onlar gibi yararlanamayacaklardır. Çünkü cennet, kâfirlere haram kılınmıştır." İşte bu ayrıntı gibi anlayıp, idrak eden topluluklar için ayetlerimizi kapsamlı bir şekilde açıklıyoruz. Çünkü bu ayetlerden sadece onlar faydalanmaktadır. info
التفاسير:

external-link copy
33 : 7

قُلۡ إِنَّمَا حَرَّمَ رَبِّيَ ٱلۡفَوَٰحِشَ مَا ظَهَرَ مِنۡهَا وَمَا بَطَنَ وَٱلۡإِثۡمَ وَٱلۡبَغۡيَ بِغَيۡرِ ٱلۡحَقِّ وَأَن تُشۡرِكُواْ بِٱللَّهِ مَا لَمۡ يُنَزِّلۡ بِهِۦ سُلۡطَٰنٗا وَأَن تَقُولُواْ عَلَى ٱللَّهِ مَا لَا تَعۡلَمُونَ

-Ey Resul!- Allah’ın helal kıldıklarını haram kılan o müşriklere de ki: “Muhakkak Allah, kullarına fuhşiyatı haram kılmıştır. Bunlar açıktan ve gizliden işlenen çok çirkin günahlardır. Yüce Allah bütün günahları, insanların kanlarına, mallarına ve ırzlarına haksızca sarkıntılık edip, saldırmayı da haram kıldı. Sizlere, hiçbir deliliniz olmadığı halde, Allah’tan başkasını Ona ortak koşmanızı da haram kıldı. Ayrıca Allah’ın isimleri, sıfatları, yaptığı işler ve şeriati hakkında ilim sahibi olmaksızın söz söylemenizi de haram kıldı.” info
التفاسير:

external-link copy
34 : 7

وَلِكُلِّ أُمَّةٍ أَجَلٞۖ فَإِذَا جَآءَ أَجَلُهُمۡ لَا يَسۡتَأۡخِرُونَ سَاعَةٗ وَلَا يَسۡتَقۡدِمُونَ

Her nesil ve milletin belirli bir süresi ve ecellerinin bir vadesi vardır. Onların takdir edilen vadeleri geldiği zaman az bir süre dahi olsa onu ne geciktirebilirler, ne de öne alabilirler. info
التفاسير:

external-link copy
35 : 7

يَٰبَنِيٓ ءَادَمَ إِمَّا يَأۡتِيَنَّكُمۡ رُسُلٞ مِّنكُمۡ يَقُصُّونَ عَلَيۡكُمۡ ءَايَٰتِي فَمَنِ ٱتَّقَىٰ وَأَصۡلَحَ فَلَا خَوۡفٌ عَلَيۡهِمۡ وَلَا هُمۡ يَحۡزَنُونَ

Ey Âdemoğlu! İnsanlara indirdiğim kitaplarımı sizlere okuyan, kendi içinizden size gönderdiğim peygamberlerim sizlere gelirse, onlara itaat edin ve getirdiklerine uyun. Allah’ın emirlerini yerine getirip yasaklarından sakınarak Allah'tan korkan ve amellerini ıslah edenlere kıyamet günü herhangi bir korku yoktur. Onlar, elde edemedikleri dünya lezzetlerinden ötürü üzülecek de değillerdir. info
التفاسير:

external-link copy
36 : 7

وَٱلَّذِينَ كَذَّبُواْ بِـَٔايَٰتِنَا وَٱسۡتَكۡبَرُواْ عَنۡهَآ أُوْلَٰٓئِكَ أَصۡحَٰبُ ٱلنَّارِۖ هُمۡ فِيهَا خَٰلِدُونَ

Peygamberler tarafından getirilen ayetlerimizi yalanlayan, onlara iman etmeyen ve kibirlenerek büyüklük taslayan kâfirler ise, cehennem ashabıdır. Ebediyen orada kalacak ve oraya yerleşeceklerdir. info
التفاسير:

external-link copy
37 : 7

فَمَنۡ أَظۡلَمُ مِمَّنِ ٱفۡتَرَىٰ عَلَى ٱللَّهِ كَذِبًا أَوۡ كَذَّبَ بِـَٔايَٰتِهِۦٓۚ أُوْلَٰٓئِكَ يَنَالُهُمۡ نَصِيبُهُم مِّنَ ٱلۡكِتَٰبِۖ حَتَّىٰٓ إِذَا جَآءَتۡهُمۡ رُسُلُنَا يَتَوَفَّوۡنَهُمۡ قَالُوٓاْ أَيۡنَ مَا كُنتُمۡ تَدۡعُونَ مِن دُونِ ٱللَّهِۖ قَالُواْ ضَلُّواْ عَنَّا وَشَهِدُواْ عَلَىٰٓ أَنفُسِهِمۡ أَنَّهُمۡ كَانُواْ كَٰفِرِينَ

Allah’a bir ortak, bir noksanlık veya söylemediği bir sözü nispet ederek, yalan sözlerle iftira eden veya doğru yoluna ileten açık ayetlerini yalanlayan kimseden daha zalim hiç kimse yoktur. Bunlarla nitelenen o kimseler Levh-i Mahfuz'da kendilerine yazılmış olan hayır ve şerre nail olacaklardır. Nihayet ölüm meleği ve meleklerden yardımcıları ruhlarını kabzetmek üzere onlara gelince onları kınamak için, “Allah’ın dışında ibadet ettiğiniz ilahlarınız nerede? Sizlere bir fayda vermesi için haydi onları çağırın.” derler. Müşrikler meleklere, “Doğrusu ibadet ettiğimiz ilahlarımız bizden gitti ve ortadan kayboluverdi. Onlar neredeler bilmiyoruz.” diyerek kendilerinin kâfir olduklarını ikrar ederler. Fakat onların bu itirafı, o zaman onların aleyhine bir delil olur. Onlara bir fayda vermez. info
التفاسير:
Die Nutzen der Versen in dieser Seite:
• المؤمن مأمور بتعظيم شعائر الله من خلال ستر العورة والتجمل في أثناء صلاته وخاصة عند التوجه للمسجد.
Mümin bir kimse, özellikle camiye giderken, namaz esnasında mahrem yerlerini örtmek ve güzel elbiseler giymek suretiyle Allah’ın şiarlarını tazim etmekle emrolunmuştur. info

• من فسر القرآن بغير علم أو أفتى بغير علم أو حكم بغير علم فقد قال على الله بغير علم وهذا من أعظم المحرمات.
Kim, ilim sahibi olmadığı halde Kur’an’ı tefsir eder veya fetva verir ya da hüküm verirse, kuşkusuz Allah adına bilgisizce söz söylemiş olur. Bu da en büyük haramlardan biridir. info

• في الآيات دليل على أن المؤمنين يوم القيامة لا يخافون ولا يحزنون، ولا يلحقهم رعب ولا فزع، وإذا لحقهم فمآلهم الأمن.
Ayetlerde, kıyamet günü Müminlerin korkmayacaklarına, üzülmeyeceklerine, dehşet ve paniğe kapılmayacaklarına dair bir delil vardır. Onların başına bu tür şeyler gelse bile sonucu güvendir. info

• أظلم الناس من عطَّل مراد الله تعالى من جهتين: جهة إبطال ما يدل على مراده، وجهة إيهام الناس بأن الله أراد منهم ما لا يريده الله.
İnsanların en zalimi Allah Teâlâ’nın muradını iki yönüyle iptal eden kimsedir. Birincisi, O'nun muradına delalet eden şeylerin iptal edilmesi. Diğeri ise, Yüce Allah’ın istemediği bir şeyi insanlara Allah’ın onlardan istediği bir şeymiş gibi göstermek. info