Übersetzung der Bedeutungen von dem heiligen Quran - Die türkische Übersetzung von Al-Mukhtasar - Eine Kurzfassung der Bedeutungen des edlen Qurans

Nummer der Seite: 107:106 close

external-link copy
6 : 5

يَٰٓأَيُّهَا ٱلَّذِينَ ءَامَنُوٓاْ إِذَا قُمۡتُمۡ إِلَى ٱلصَّلَوٰةِ فَٱغۡسِلُواْ وُجُوهَكُمۡ وَأَيۡدِيَكُمۡ إِلَى ٱلۡمَرَافِقِ وَٱمۡسَحُواْ بِرُءُوسِكُمۡ وَأَرۡجُلَكُمۡ إِلَى ٱلۡكَعۡبَيۡنِۚ وَإِن كُنتُمۡ جُنُبٗا فَٱطَّهَّرُواْۚ وَإِن كُنتُم مَّرۡضَىٰٓ أَوۡ عَلَىٰ سَفَرٍ أَوۡ جَآءَ أَحَدٞ مِّنكُم مِّنَ ٱلۡغَآئِطِ أَوۡ لَٰمَسۡتُمُ ٱلنِّسَآءَ فَلَمۡ تَجِدُواْ مَآءٗ فَتَيَمَّمُواْ صَعِيدٗا طَيِّبٗا فَٱمۡسَحُواْ بِوُجُوهِكُمۡ وَأَيۡدِيكُم مِّنۡهُۚ مَا يُرِيدُ ٱللَّهُ لِيَجۡعَلَ عَلَيۡكُم مِّنۡ حَرَجٖ وَلَٰكِن يُرِيدُ لِيُطَهِّرَكُمۡ وَلِيُتِمَّ نِعۡمَتَهُۥ عَلَيۡكُمۡ لَعَلَّكُمۡ تَشۡكُرُونَ

Ey İman edenler! Namaz kılmak istediğinizde abdestiniz yoksa abdest alınız. Abdest alırken yüzlerinizi ve ellerinizi dirseklere kadar yıkamanız, başlarınıza mesh etmeniz ve ayaklarınızı aşık kemikleriyle beraber ayak bileğine kadar yıkamanız gerekir. Eğer gusül almanız gereken bir durum varsa gusül alınız. Eğer hastaysanız ve gusülden dolayı hastalığınızın artacağından, hastalığın iyileşmesinin gecikmesinden korkuyorsanız, sağlıklı olduğunuz halde yolcuysanız, tuvalet ihtiyacını giderme sebebiyle abdestiniz bozulduysa veya eşleriniz ile cinsel ilişkiye girmeniz sebebiyle gusül almanız gerekiyorsa (bütün bu hallerde) abdest için su arayıp bulamazsanız yeryüzündeki toprağa yönelin. Ellerinizle toprağa vurduktan sonra yüzlerinize ve ellerinize sürünüz. Allah hükümlerinin yerine getirilmesinde sizlere darlık ve zorluk vermek istememiştir. Size zarar vereceğinden dolayı suyu kullanmanızı zorunlu kılıp darlık ve zorluk vermez. Bir hastalıktan dolayı suyun kullanılması imkansız olduğunda veya bulunmadığında onun yerine zarar görmeyesiniz diye sizin üzerinize nimetini tamamlamak için toprakla (teyemmüm yapmayı) meşru kıldı. Umulur ki Allah'ın size olan nimetine şükreder ve onu inkâr etmezsiniz. info
التفاسير:

external-link copy
7 : 5

وَٱذۡكُرُواْ نِعۡمَةَ ٱللَّهِ عَلَيۡكُمۡ وَمِيثَٰقَهُ ٱلَّذِي وَاثَقَكُم بِهِۦٓ إِذۡ قُلۡتُمۡ سَمِعۡنَا وَأَطَعۡنَاۖ وَٱتَّقُواْ ٱللَّهَۚ إِنَّ ٱللَّهَ عَلِيمُۢ بِذَاتِ ٱلصُّدُورِ

Allah'ın sizi İslam’a hidayet ettiği, üzerinize olan nimetini hatırlayın. Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem- ile anlaşma yaptığınız zaman ona kolaylıkta da zorlukta da işitmek ve itaat etmek üzere biat ettiğinizde verdiğiniz sözü hatırlayın: Senin sözünü işittik ve emrine itaat ettik. Emirlerine itaat ederek ve yasaklarından kaçınarak Allah'tan korkun. -Ahitleşmeler de bu emir kapsamına girer- Muhakkak ki, yüce Allah kalplerde olanı hakkıyla bilendir ve hiç bir şey Allah'a gizli kalmaz. info
التفاسير:

external-link copy
8 : 5

يَٰٓأَيُّهَا ٱلَّذِينَ ءَامَنُواْ كُونُواْ قَوَّٰمِينَ لِلَّهِ شُهَدَآءَ بِٱلۡقِسۡطِۖ وَلَا يَجۡرِمَنَّكُمۡ شَنَـَٔانُ قَوۡمٍ عَلَىٰٓ أَلَّا تَعۡدِلُواْۚ ٱعۡدِلُواْ هُوَ أَقۡرَبُ لِلتَّقۡوَىٰۖ وَٱتَّقُواْ ٱللَّهَۚ إِنَّ ٱللَّهَ خَبِيرُۢ بِمَا تَعۡمَلُونَ

Ey Allah'a ve resulüne iman edenler! Allah'ın üzerinizdeki haklarını Allah'ın rızasını dileyerek yerine getiriniz. Ve adaletle şahitlik ediniz. Zulme şahitlik yapmayın. Bir topluluğa olan nefretiniz sizi onlara karşı adaleti terk etmeye itmesin. İstenilen husus, adaletin dosta ve düşmana karşı eşit olarak uygulanmasıdır. Adalet Allah'a karşı takvalı olmaya ve korkmaya en yakın olandır. Baskı ve zulüm Allah'a karşı en cesaret ettirici davranıştır. Emirlerine itaat ederek ve yasaklarından kaçınarak Allah'tan korkun. Allah yaptıklarınızdan hakkıyla haberdardır. Yapmış olduğunuz amellerden hiç biri O'na gizli kalmaz. Sizlere yapmış olduğunuz amellerinizin karşılığını verecektir. info
التفاسير:

external-link copy
9 : 5

وَعَدَ ٱللَّهُ ٱلَّذِينَ ءَامَنُواْ وَعَمِلُواْ ٱلصَّٰلِحَٰتِ لَهُم مَّغۡفِرَةٞ وَأَجۡرٌ عَظِيمٞ

Yüce Allah -vermiş olduğu sözü hiç değiştirmeyen- Allah'a ve resullerine iman edip salih amel işleyenlerin günahlarını bağışlayacağını ve onlara büyük mükâfat olan cennete girmelerini vadetmiştir. info
التفاسير:
Die Nutzen der Versen in dieser Seite:
• الأصل في الطهارة هو استعمال الماء بالوضوء من الحدث الأصغر، والغسل من الحدث الأكبر.
Temizlikte asıl olan küçük hadesten temizlenmek için abdest alırken ve büyük hadesten temizlenmek için gusül alırken suyun kullanılmasıdır. info

• في حال تعذر الحصول على الماء، أو تعذّر استعماله لمرض مانع أو برد قارس، يشرع التيمم (بالتراب) لرفع حكم الحدث (الأصغر أو الأكبر).
Su bulunmaması veya kullanılmasını engelleyen bir hastalıktan veya aşırı soğuktan dolayı kullanılmasının imkânsızlaşması durumunda (küçük ve büyük) hadesin hükmünü kaldırmak için (toprakla) teyemmüm yapmak meşrudur. info

• الأمر بتوخي العدل واجتناب الجور حتى في معاملة المخالفين.
Muhaliflere yapılan muamelede dahi adaletli olmak, zulüm ve adaletsizlikten uzak durmak emredilmiştir. info