Übersetzung der Bedeutungen von dem heiligen Quran - Die türkische Übersetzung von Al-Mukhtasar - Eine Kurzfassung der Bedeutungen des edlen Qurans

Nummer der Seite:close

external-link copy
7 : 10

إِنَّ ٱلَّذِينَ لَا يَرۡجُونَ لِقَآءَنَا وَرَضُواْ بِٱلۡحَيَوٰةِ ٱلدُّنۡيَا وَٱطۡمَأَنُّواْ بِهَا وَٱلَّذِينَ هُمۡ عَنۡ ءَايَٰتِنَا غَٰفِلُونَ

Allah'a kavuşmayı ummayan ve kalıcı olan ahiret hayatı yerine geçici olan ve nefislerinin de kendisi ile huzur bulduğu dünya hayatına razı olan kâfirler var ya işte onlar, Allah'ın ayetlerinden ve delillerinden yüz çevirmişlerdir. Bunu umursamazlar. info
التفاسير:

external-link copy
8 : 10

أُوْلَٰٓئِكَ مَأۡوَىٰهُمُ ٱلنَّارُ بِمَا كَانُواْ يَكۡسِبُونَ

İşte bu nitelikler ile vasıflanmış olan kimselerin barınaklarının ateş olmasının sebebi, onların kıyamet gününü yalanlama ve inkâr suçunu işlemeleridir. info
التفاسير:

external-link copy
9 : 10

إِنَّ ٱلَّذِينَ ءَامَنُواْ وَعَمِلُواْ ٱلصَّٰلِحَٰتِ يَهۡدِيهِمۡ رَبُّهُم بِإِيمَٰنِهِمۡۖ تَجۡرِي مِن تَحۡتِهِمُ ٱلۡأَنۡهَٰرُ فِي جَنَّٰتِ ٱلنَّعِيمِ

Allah, iman edip salih amel işleyenleri rızasına ulaştıran salih amelleri işlemeleri için doğru yola hidayet ederek rızıklandırır. Bu, onların iman etmeleri sebebiyledir. Sonra Allah, onları kıyamet günü daimî olan ve altlarından ırmaklar akan Naim cennetlerine girdirecektir. info
التفاسير:

external-link copy
10 : 10

دَعۡوَىٰهُمۡ فِيهَا سُبۡحَٰنَكَ ٱللَّهُمَّ وَتَحِيَّتُهُمۡ فِيهَا سَلَٰمٞۚ وَءَاخِرُ دَعۡوَىٰهُمۡ أَنِ ٱلۡحَمۡدُ لِلَّهِ رَبِّ ٱلۡعَٰلَمِينَ

Onların cennetteki duaları; Allah’ı tespih ve takdis etmek, Allah'ın, meleklerin ve onların birbirlerine olan selamlaşmaları selam sözüdür. Dualarının sonu ise bütün mahlukatın Rabbi olan Allah'ı övmektir. info
التفاسير:

external-link copy
11 : 10

۞ وَلَوۡ يُعَجِّلُ ٱللَّهُ لِلنَّاسِ ٱلشَّرَّ ٱسۡتِعۡجَالَهُم بِٱلۡخَيۡرِ لَقُضِيَ إِلَيۡهِمۡ أَجَلُهُمۡۖ فَنَذَرُ ٱلَّذِينَ لَا يَرۡجُونَ لِقَآءَنَا فِي طُغۡيَٰنِهِمۡ يَعۡمَهُونَ

Eğer Allah -Subhânehu ve Teâlâ-, insanların kızgınlık anında kendi nefislerine, evlatlarına ve malları aleyhine yaptıkları dualarını (beddualarını) kabul etmekte onların hayrı istedikleri dualarını kabul etmesinde acele ettiği gibi acele etseydi onlar helak olurlardı. Fakat yüce Allah, onlara mühlet verir ve O'na kavuşmayı ummayanları kendi hallerine bırakır. Çünkü onlar Allah'ın cezalandırmasından korkmazlar ve O'nun vereceği sevabı da ummazlar. İşte yüce Allah, onları hesap günü kararsızlar, şaşırmışlar ve şüpheciler olarak (bırakıp) terk eder. info
التفاسير:

external-link copy
12 : 10

وَإِذَا مَسَّ ٱلۡإِنسَٰنَ ٱلضُّرُّ دَعَانَا لِجَنۢبِهِۦٓ أَوۡ قَاعِدًا أَوۡ قَآئِمٗا فَلَمَّا كَشَفۡنَا عَنۡهُ ضُرَّهُۥ مَرَّ كَأَن لَّمۡ يَدۡعُنَآ إِلَىٰ ضُرّٖ مَّسَّهُۥۚ كَذَٰلِكَ زُيِّنَ لِلۡمُسۡرِفِينَ مَا كَانُواْ يَعۡمَلُونَ

Haddi aşarak kendi nefislerine zulmeden insana bir hastalık yahut kötü bir hal isabet ettiğinde yan yatarak, oturarak yahut da ayakta olduğu halde bu durumun kendisinden kaldırılması için yalvarıp yakarır. Duasını kabul edip ondaki kötü durumu ortadan kaldırdığımızda ise sanki içinde bulunduğu o darlığın kendisinden kaldırılması için daha önce bize hiç dua edip yalvarmamış gibi eski haline geri döner. İşte, sapıklığında devam eden (haktan) yüz çeviren bu kimseye yaptığı şey süslü kılındığı gibi küfür ve isyan üzerine yaptıkları amelleri ile haddi aşan, inkâr eden ve günah işleyen ve bunları terk etmeyen kimselere de yaptıkları şey süslü kılındı. info
التفاسير:

external-link copy
13 : 10

وَلَقَدۡ أَهۡلَكۡنَا ٱلۡقُرُونَ مِن قَبۡلِكُمۡ لَمَّا ظَلَمُواْ وَجَآءَتۡهُمۡ رُسُلُهُم بِٱلۡبَيِّنَٰتِ وَمَا كَانُواْ لِيُؤۡمِنُواْۚ كَذَٰلِكَ نَجۡزِي ٱلۡقَوۡمَ ٱلۡمُجۡرِمِينَ

-Ey müşrikler!- Allah'ın resullerini yalanlamaları ve işledikleri günahlar sebebiyle sizden önceki ümmetleri helak ettik. Kendilerine göndermiş olduğumuz elçilerimizin ve onların Rableri katından getirdiklerinin doğruluğuna dair açık delillerimiz geldiği halde iman etmeye hazır olmadıkları için onlar iman üzere olamadılar. Bundan dolayı yüce Allah onları rezil rüsva etti. Onları iman etmeye muvaffak kılmadı. Zalim ümmetleri cezalandırdığımız gibi her zaman ve mekânda onlar gibi olan ümmetleri de cezalandırırız. info
التفاسير:

external-link copy
14 : 10

ثُمَّ جَعَلۡنَٰكُمۡ خَلَٰٓئِفَ فِي ٱلۡأَرۡضِ مِنۢ بَعۡدِهِمۡ لِنَنظُرَ كَيۡفَ تَعۡمَلُونَ

Sonra -ey insanlar!- Nasıl amel edeceğinizi görmek için helak ettiğimiz yalanlayıcı ümmetlerden sonra sizleri o ümmetlerin halefi yaptık. Bakalım sizler, hayırlı ameller işleyip bu amellere karşılık sevap mı alacaksınız yoksa kötü ameller işleyip bundan dolayı cezalandırılacak mısınız? info
التفاسير:
Die Nutzen der Versen in dieser Seite:
• لطف الله عز وجل بعباده في عدم إجابة دعائهم على أنفسهم وأولادهم بالشر.
Allah -Azze ve Celle-, kullarının kendi nefisleri ve evlatları aleyhine kötülük gelmesi için yaptıkları duaları kabul etmemekle onlara lütufta bulunmuştur. info

• بيان حال الإنسان بالدعاء في الضراء والإعراض عند الرخاء والتحذير من الاتصاف بذلك.
İnsanın sıkıntı halinde dua ettiği ve rahatlık anında ise yüz çevirdiği beyan edilmiştir. Bir kimsenin bu özellikler ile vasıflanmaması gerektiği hususunda uyarı yapılmıştır. info

• هلاك الأمم السابقة كان سببه ارتكابهم المعاصي والظلم.
Önceki ümmetlerin helak edilmelerinin sebebi, onların işledikleri günahları ve yaptıkları zulümlerdir. info