அல்குர்ஆன் மொழிபெயர்ப்பு - அரபு மொழி- அல்முக்தஸர் பீ தப்ஸீரில் குர்ஆனில் கரீமுக்கான துருக்கி மொழிபெயர்ப்பு

Sûretu'l-Muddessir

சூராவின் இலக்குகளில் சில:
الأمر بالاجتهاد في دعوة المكذبين، وإنذارهم بالآخرة والقرآن.
Dini yalanlayanları davet etmede gayretli olmak, onları ahiret ve Kur'an ile uyarmak emredilmektedir. info

external-link copy
1 : 74

يَٰٓأَيُّهَا ٱلۡمُدَّثِّرُ

Ey elbisesine sarılmış, bürünmüş olan! (Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem- kastediliyor.) info
التفاسير:

external-link copy
2 : 74

قُمۡ فَأَنذِرۡ

Kalk ve Allah'ın azabından korkut! info
التفاسير:

external-link copy
3 : 74

وَرَبَّكَ فَكَبِّرۡ

Ve Rabbini yücelt. info
التفاسير:

external-link copy
4 : 74

وَثِيَابَكَ فَطَهِّرۡ

Kendini günahlardan, elbiseni de pisliklerden arındır. info
التفاسير:

external-link copy
5 : 74

وَٱلرُّجۡزَ فَٱهۡجُرۡ

Putlara ibadet etmekten de uzak dur! info
التفاسير:

external-link copy
6 : 74

وَلَا تَمۡنُن تَسۡتَكۡثِرُ

Salih amellerini çok görerek Rabbine minnet etme! info
التفاسير:

external-link copy
7 : 74

وَلِرَبِّكَ فَٱصۡبِرۡ

Başına gelen sıkıntılara Allah için sabret! info
التفاسير:

external-link copy
8 : 74

فَإِذَا نُقِرَ فِي ٱلنَّاقُورِ

Sûr’a ikinci defa üflendiği zaman. info
التفاسير:

external-link copy
9 : 74

فَذَٰلِكَ يَوۡمَئِذٖ يَوۡمٌ عَسِيرٌ

İşte o gün, çok sıkıntılı bir gündür. info
التفاسير:

external-link copy
10 : 74

عَلَى ٱلۡكَٰفِرِينَ غَيۡرُ يَسِيرٖ

Allah’a ve resulüne karşı kâfir olan kimseler için kolay değildir. info
التفاسير:

external-link copy
11 : 74

ذَرۡنِي وَمَنۡ خَلَقۡتُ وَحِيدٗا

-Ey Peygamber!- Annesinin karnında herhangi bir malı veya çocuğu olmadan tek başına yarattığım o kimseyi bana bırak. (Bu kimseden kasıt, el-Velid b. el-Muğira'dır.) info
التفاسير:

external-link copy
12 : 74

وَجَعَلۡتُ لَهُۥ مَالٗا مَّمۡدُودٗا

Ona çok büyük bir mal varlığı verdim. info
التفاسير:

external-link copy
13 : 74

وَبَنِينَ شُهُودٗا

Ona; meclislere beraber katıldığı, servetinin çokluğu sebebiyle herhangi bir yolculuk için yanından ayrılmayan, sürekli yanında bulunan erkek evlatlar verdim. info
التفاسير:

external-link copy
14 : 74

وَمَهَّدتُّ لَهُۥ تَمۡهِيدٗا

Geçimini, rızkını ve evlatlarını artırdıkça artırdım. info
التفاسير:

external-link copy
15 : 74

ثُمَّ يَطۡمَعُ أَنۡ أَزِيدَ

Bütün bunları verdikten sonra bana karşı inkârcılığıyla beraber bir de daha da artırmamı bekliyor. info
التفاسير:

external-link copy
16 : 74

كَلَّآۖ إِنَّهُۥ كَانَ لِأٓيَٰتِنَا عَنِيدٗا

Durum hiç de tasavvur ettiği gibi değildir. Şüphesiz o, resulümüze indirilmiş ayetlerimizi yalanlayarak onlara karşı inatçılık ediyordu. info
التفاسير:

external-link copy
17 : 74

سَأُرۡهِقُهُۥ صَعُودًا

Onu dayanamayacağı azap dolu bir sıkıntıya sokacağım. info
التفاسير:

external-link copy
18 : 74

إِنَّهُۥ فَكَّرَ وَقَدَّرَ

O nimetler ile nimetlendirdiğim bu kâfir, onu (Kur'an'ı) geçersiz kılmak için Kur’an hakkında söylediği sözü düşündü, sonra da bunu kendince takdir etti. info
التفاسير:
இப்பக்கத்தின் வசனங்களிலுள்ள பயன்கள்:
• المشقة تجلب التيسير.
Zorluk, kolaylığı getirir. info

• وجوب الطهارة من الخَبَث الظاهر والباطن.
Maddi ve manevi bütün pisliklerden temizlenmenin gerekli olduğu ifade edilmiştir. info

• الإنعام على الفاجر استدراج له وليس إكرامًا.
Facir, günahkâr kimselere nimet verilmesi, onlara bir ikram değil, adım adım cehenneme sürüklenmeleri içindir. info

external-link copy
19 : 74

فَقُتِلَ كَيۡفَ قَدَّرَ

Hay lanet olası ve geberesice nasıl da ölçüp biçti! info
التفاسير:

external-link copy
20 : 74

ثُمَّ قُتِلَ كَيۡفَ قَدَّرَ

O lanet olası ve geberesice, sonra yine nasıl da ölçüp biçti! info
التفاسير:

external-link copy
21 : 74

ثُمَّ نَظَرَ

Sonrasında bir daha baktı ve söylediği sözleri tekrar düşündü. info
التفاسير:

external-link copy
22 : 74

ثُمَّ عَبَسَ وَبَسَرَ

Sonra da Kur’an’da aleyhine konuşabileceği bir şey bulamayınca kaşlarını çatarak suratını ekşitti. info
التفاسير:

external-link copy
23 : 74

ثُمَّ أَدۡبَرَ وَٱسۡتَكۡبَرَ

Sonra iman etmekten yüz çevirdi ve Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem-'e ittiba etmeye kibirlendi. info
التفاسير:

external-link copy
24 : 74

فَقَالَ إِنۡ هَٰذَآ إِلَّا سِحۡرٞ يُؤۡثَرُ

Ve şöyle dedi: "Muhammed’in getirmiş olduğu bu şey Allah’ın kelamı değildir. Bilakis o, başkalarından aktardığı bir sihirdir.'' info
التفاسير:

external-link copy
25 : 74

إِنۡ هَٰذَآ إِلَّا قَوۡلُ ٱلۡبَشَرِ

"Bu Allah’ın sözü değildir, bilakis insan sözüdür." info
التفاسير:

external-link copy
26 : 74

سَأُصۡلِيهِ سَقَرَ

Ben bu kâfiri, sıcaklığının ızdırabını çekeceği cehennem ateşinin tabakalarından bir tabaka olan Sekar’a sokacağım. info
التفاسير:

external-link copy
27 : 74

وَمَآ أَدۡرَىٰكَ مَا سَقَرُ

-Ey Muhammed!- Sekar'ın ne olduğu hakkında sen ne biliyorsun? info
التفاسير:

external-link copy
28 : 74

لَا تُبۡقِي وَلَا تَذَرُ

Bu ateş, içinde azap gören kimseden geride hiçbir şey kalmayana kadar onu perişan eder ve asla onun peşini bırakmaz. Eski haline geri döndükten sonra tekrar onu perişan eder ve bu hal arka arkaya devam eder. info
التفاسير:

external-link copy
29 : 74

لَوَّاحَةٞ لِّلۡبَشَرِ

Derileri çok güçlü bir şekilde yakar ve değiştirir. info
التفاسير:

external-link copy
30 : 74

عَلَيۡهَا تِسۡعَةَ عَشَرَ

Üzerinde oranın muhafızları olan on dokuz melek vardır. info
التفاسير:

external-link copy
31 : 74

وَمَا جَعَلۡنَآ أَصۡحَٰبَ ٱلنَّارِ إِلَّا مَلَٰٓئِكَةٗۖ وَمَا جَعَلۡنَا عِدَّتَهُمۡ إِلَّا فِتۡنَةٗ لِّلَّذِينَ كَفَرُواْ لِيَسۡتَيۡقِنَ ٱلَّذِينَ أُوتُواْ ٱلۡكِتَٰبَ وَيَزۡدَادَ ٱلَّذِينَ ءَامَنُوٓاْ إِيمَٰنٗا وَلَا يَرۡتَابَ ٱلَّذِينَ أُوتُواْ ٱلۡكِتَٰبَ وَٱلۡمُؤۡمِنُونَ وَلِيَقُولَ ٱلَّذِينَ فِي قُلُوبِهِم مَّرَضٞ وَٱلۡكَٰفِرُونَ مَاذَآ أَرَادَ ٱللَّهُ بِهَٰذَا مَثَلٗاۚ كَذَٰلِكَ يُضِلُّ ٱللَّهُ مَن يَشَآءُ وَيَهۡدِي مَن يَشَآءُۚ وَمَا يَعۡلَمُ جُنُودَ رَبِّكَ إِلَّا هُوَۚ وَمَا هِيَ إِلَّا ذِكۡرَىٰ لِلۡبَشَرِ

Biz, Cehennem'in muhafızlarını yalnızca meleklerden kıldık. Çünkü beşerin buna gücü yetmezdi. Biz, bu sayıyı Allah’a karşı inkârcı olanlar için bir imtihan vesilesi kıldık. Onlar da böylece söylemiş oldukları sözleri dile getirdiler ve azapları kat kat artırıldı. Aynı zamanda bu imtihanı, kendilerine Tevrat verilen Yahudiler'in ve kendilerine İncil verilen Hristiyanlar'ın kitaplarında bulunanları tasdik eden Kur’an indiğinde, şüphe duymadan iman etmeleri, ehli kitap onlara muvafakat gösterdiğinde Müminler'in imanının artması, iman etmekte tereddüt edenlerin ve kâfirlerin; "Allah, bu garip sayıyla neyi murat etti?” diye sorması için bir vesile kıldık. Bu sayısı inkâr eden kişinin saptırılması, bunu tasdik edene hidayet olunması Yüce Allah’ın sapıtmasını dilediği kimseyi saptırması ve hidayete ermeyi dilediği kimseye de hidayet etmesi babındandır. Sayılarının çokluğu sebebiyle, Allah'ın ordusunu Allah -Subhânehû ve Teâlâ-'dan başkası bilemez. Cehennem, insanoğlunun Allah -Subhânehû ve Teâlâ-’nın azametini öğrendiği bir hatırlatmadan başka bir şey değildir. info
التفاسير:

external-link copy
32 : 74

كَلَّا وَٱلۡقَمَرِ

Hayır durum bazı müşriklerin iddia ettiği gibi değildir. Zira onlar bazı arkadaşlarının cehennemdeki görevli meleklere üstün geleceklerini ileri sürmüşlerdir. Ardından Yüce Allah, Ay’a yemin etmiştir. info
التفاسير:

external-link copy
33 : 74

وَٱلَّيۡلِ إِذۡ أَدۡبَرَ

Ve dönüp geldiği zaman geceye yemin etmiştir. info
التفاسير:

external-link copy
34 : 74

وَٱلصُّبۡحِ إِذَآ أَسۡفَرَ

Aydınlattığı zaman sabah vaktine yemin etmiştir. info
التفاسير:

external-link copy
35 : 74

إِنَّهَا لَإِحۡدَى ٱلۡكُبَرِ

Şüphesiz cehennem ateşi büyük belalardan biridir. info
التفاسير:

external-link copy
36 : 74

نَذِيرٗا لِّلۡبَشَرِ

İnsanlar için korkutucu ve tehdit edicidir. info
التفاسير:

external-link copy
37 : 74

لِمَن شَآءَ مِنكُمۡ أَن يَتَقَدَّمَ أَوۡ يَتَأَخَّرَ

-Ey insanlar!- İçinizden Allah’a iman edip, salih amel işleyerek öne geçmeyi veya küfür ve günahlarla geri kalmayı dileyen kimseler için. info
التفاسير:

external-link copy
38 : 74

كُلُّ نَفۡسِۭ بِمَا كَسَبَتۡ رَهِينَةٌ

Her bir kimse yaptığı amelleriyle alıkonulacaktır. Amelleri onu helak edecek ya da onu helak olmaktan kurtaracak ve koruyacaktır. info
التفاسير:

external-link copy
39 : 74

إِلَّآ أَصۡحَٰبَ ٱلۡيَمِينِ

Ancak Müminler böyle değildirler. Doğrusu onlar günahlarından ötürü sorumlu tutulmayacak, bilakis sahip oldukları salih ameller sebebiyle o günahları bağışlanacaktır. info
التفاسير:

external-link copy
40 : 74

فِي جَنَّٰتٖ يَتَسَآءَلُونَ

Onlar kıyamet günü cennetler içinde birbirlerini soracaklar. info
التفاسير:

external-link copy
41 : 74

عَنِ ٱلۡمُجۡرِمِينَ

İşledikleri günahlar yüzünden kendilerini helak etmiş olan kâfirlere şöyle sorarlar: info
التفاسير:

external-link copy
42 : 74

مَا سَلَكَكُمۡ فِي سَقَرَ

Onlara: "Sizi cehenneme sokan şey neydi?" derler. info
التفاسير:

external-link copy
43 : 74

قَالُواْ لَمۡ نَكُ مِنَ ٱلۡمُصَلِّينَ

Kâfirler de onlara cevap olarak şöyle derler: "Biz, dünya hayatında farz olan namazı kılan kimseler değildik." info
التفاسير:

external-link copy
44 : 74

وَلَمۡ نَكُ نُطۡعِمُ ٱلۡمِسۡكِينَ

“Ve Allah’ın bize vermiş olduğu yemeklerin bir bölümüyle fakirleri de doyurmuyorduk.'' info
التفاسير:

external-link copy
45 : 74

وَكُنَّا نَخُوضُ مَعَ ٱلۡخَآئِضِينَ

“Bizler, gittikleri her yerde batıl ehli insanlarla beraberdik. Sapkın ve azgın kimselerle konuşuyorduk.'' info
التفاسير:

external-link copy
46 : 74

وَكُنَّا نُكَذِّبُ بِيَوۡمِ ٱلدِّينِ

“Hesap gününü de yalanlıyorduk.'' info
التفاسير:

external-link copy
47 : 74

حَتَّىٰٓ أَتَىٰنَا ٱلۡيَقِينُ

“Ölüm bize gelip çatıncaya dek yalanlamaya devam ettik.'' info
التفاسير:
இப்பக்கத்தின் வசனங்களிலுள்ள பயன்கள்:
• خطورة الكبر حيث صرف الوليد بن المغيرة عن الإيمان بعدما تبين له الحق.
Hakkın ona apaçık beyan olmasının ardından Velit b. el-Muğira'yı iman etmekten alıkoyan kibrin tehlikesi ifade edilmiştir. info

• مسؤولية الإنسان عن أعماله في الدنيا والآخرة.
İnsanoğlu yaptığı amellerinden dünyada ve ahirette sorumludur. info

• عدم إطعام المحتاج سبب من أسباب دخول النار.
İhtiyacı olan kimseleri doyurmamak, cehenneme girme sebeplerinden biridir. info

external-link copy
48 : 74

فَمَا تَنفَعُهُمۡ شَفَٰعَةُ ٱلشَّٰفِعِينَ

Kıyamet günü meleklerden, peygamberlerden ve salih kimselerden olan şefaatçilerin aracılıkları onlara bir fayda vermez. Çünkü şefaatin kabul edilme şartlarından biri de kendisine şefaat edilen kimseden razı olunmasıdır. info
التفاسير:

external-link copy
49 : 74

فَمَا لَهُمۡ عَنِ ٱلتَّذۡكِرَةِ مُعۡرِضِينَ

Bu müşriklerin Kur'an'dan yüz çevirmelerine sebep olan nedir? info
التفاسير:

external-link copy
50 : 74

كَأَنَّهُمۡ حُمُرٞ مُّسۡتَنفِرَةٞ

Onlar, Kur’an’dan yüz çevirmelerinde ve ondan kaçmalarında sanki süratle kaçan vahşi eşekler gibidirler. info
التفاسير:

external-link copy
51 : 74

فَرَّتۡ مِن قَسۡوَرَةِۭ

Aslandan korkarak kaçan. info
التفاسير:

external-link copy
52 : 74

بَلۡ يُرِيدُ كُلُّ ٱمۡرِيٕٖ مِّنۡهُمۡ أَن يُؤۡتَىٰ صُحُفٗا مُّنَشَّرَةٗ

Bilakis o müşriklerden her biri, Muhammed'in Allah’ın gönderdiği bir elçi olduğunu ona haber veren yanı başında açılmış bir kitap olsun istiyor. Bunun sebebi ise delillerin azlığı veya kanıtların zayıflığı değildir. O ancak inat ve büyüklük taslamaktır. info
التفاسير:

external-link copy
53 : 74

كَلَّاۖ بَل لَّا يَخَافُونَ ٱلۡأٓخِرَةَ

Durum hiç de öyle değildir. Bilakis sapıklıklarında devam etmelerinin asıl sebebi onların ahiret azabına iman etmiyor olmalarıdır. Bu yüzden kâfir olarak kalmışlardır. info
التفاسير:

external-link copy
54 : 74

كَلَّآ إِنَّهُۥ تَذۡكِرَةٞ

Dikkat ediniz! Bu Kur’an ancak bir öğüt ve nasihattir. info
التفاسير:

external-link copy
55 : 74

فَمَن شَآءَ ذَكَرَهُۥ

Artık kim Kur’an’ı okuyup ondan öğüt almak isterse, onu okusun ve öğüt alsın. info
التفاسير:

external-link copy
56 : 74

وَمَا يَذۡكُرُونَ إِلَّآ أَن يَشَآءَ ٱللَّهُۚ هُوَ أَهۡلُ ٱلتَّقۡوَىٰ وَأَهۡلُ ٱلۡمَغۡفِرَةِ

Onlar, Allah’ın öğüt almalarını dilemesi dışında öğüt almazlar. O -Subhanehu ve Teâlâ- emirleri yerine getirerek ve yasaklarından sakınarak korkulmaya layıktır. Aynı zamanda kendisine tövbe eden kullarının günahlarını bağışlayıcıdır. info
التفاسير:
இப்பக்கத்தின் வசனங்களிலுள்ள பயன்கள்:
• مشيئة العبد مُقَيَّدة بمشيئة الله.
Kulun dilemesi Allah'ın dilemesine bağlıdır. info

• حرص رسول الله صلى الله عليه وسلم على حفظ ما يوحى إليه من القرآن، وتكفّل الله له بجمعه في صدره وحفظه كاملًا فلا ينسى منه شيئًا.
Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-'in, kendisine vahyedilen Kur’an’ı ezberlemeye olan hırsı aktarılmıştır. Rasûlullah'ın Kur’an’dan hiçbir şey unutmadan, bütünüyle Kur'an'ı onun kalbinde toplama ve ezberleme sorumluluğunu Yüce Allah üstlenmiştir. info