அல்குர்ஆன் மொழிபெயர்ப்பு - அரபு மொழி- அல்முக்தஸர் பீ தப்ஸீரில் குர்ஆனில் கரீமுக்கான துருக்கி மொழிபெயர்ப்பு

Sûratu'l-İsrâ

சூராவின் இலக்குகளில் சில:
تثبيت الله لرسوله صلى الله عليه وسلم وتأييده بالآيات البينات، وبشارته بالنصر والثبات.
Bu surede; Allah Teâlâ'nın rasûlü Muhammed -sallallahu aleyhi ve sellem-'i apaçık ayetler ile destekleyip sağlamlaştırdığı, yardım ve sebat ile onu müjdelediği açıklanmıştır. info

external-link copy
1 : 17

سُبۡحَٰنَ ٱلَّذِيٓ أَسۡرَىٰ بِعَبۡدِهِۦ لَيۡلٗا مِّنَ ٱلۡمَسۡجِدِ ٱلۡحَرَامِ إِلَى ٱلۡمَسۡجِدِ ٱلۡأَقۡصَا ٱلَّذِي بَٰرَكۡنَا حَوۡلَهُۥ لِنُرِيَهُۥ مِنۡ ءَايَٰتِنَآۚ إِنَّهُۥ هُوَ ٱلسَّمِيعُ ٱلۡبَصِيرُ

Allah -Subhânehu ve Teâlâ-, kendisinden başka hiçbir kimsenin gücü yetmeyeceği şeylere gücü yettiğinden dolayı her türlü noksanlıktan beridir ve yücedir. O kulu Muhammed -sallallahu aleyhi ve sellem-'i ruhu ve bedeni ile uyanık olarak gecenin bir bölümünde, etrafını meyveler, ekinler ve peygamberlerin -aleyhimusselam- oraya yerleşmesiyle mübarek kıldığımız Mescid-i Haram'dan Mescid-i Aksa'ya götürmüştür. Bunu da her türlü noksanlıktan münezzeh olan Allah -Subhânehu ve Teâlâ-'nın kudretine delil olan bazı ayetlerini görmesi için yapmıştır. Şüphesiz O, kendisinden hiçbir işitilenin gizlenemeyeceği her şeyi ve yine kendisinden hiçbir görünenin saklanamayacağı her görüneni görendir. info
التفاسير:

external-link copy
2 : 17

وَءَاتَيۡنَا مُوسَى ٱلۡكِتَٰبَ وَجَعَلۡنَٰهُ هُدٗى لِّبَنِيٓ إِسۡرَٰٓءِيلَ أَلَّا تَتَّخِذُواْ مِن دُونِي وَكِيلٗا

Biz, Musa -aleyhisselam-'a Tevrat'ı verdik ve onu İsrailoğulları'na hidayet edici ve rehber kıldık. Ve İsrailoğulları'na şöyle dedik: "İşlerinizi kendisine havale ederek benden başkasını vekil edinmeyin. Bilakis sadece bana tevekkül ediniz." info
التفاسير:

external-link copy
3 : 17

ذُرِّيَّةَ مَنۡ حَمَلۡنَا مَعَ نُوحٍۚ إِنَّهُۥ كَانَ عَبۡدٗا شَكُورٗا

Siz, Allah'ın Nuh -aleyhisselam- ile beraber tufanda boğulmaktan kurtardığı kimselerin neslindensiniz. Bu nimeti hatırlayınız. Sadece Allah Teâlâ'ya ibadet ve itaat ederek şükrediniz. Ve bu hususta Nuh -aleyhisselam-'a uyunuz. Doğrusu Nuh, Allah Teâlâ'ya çokça şükrederdi. info
التفاسير:

external-link copy
4 : 17

وَقَضَيۡنَآ إِلَىٰ بَنِيٓ إِسۡرَٰٓءِيلَ فِي ٱلۡكِتَٰبِ لَتُفۡسِدُنَّ فِي ٱلۡأَرۡضِ مَرَّتَيۡنِ وَلَتَعۡلُنَّ عُلُوّٗا كَبِيرٗا

Biz,Tevrat'ta işledikleri günahlar ve yapmış oldukları şımarıklık sebebiyle yeryüzünde onlardan iki defa kötülüğün vuku bulacağını, zulümle, haksızlıkla insanlara sahip oluyorsunuz ve onların üzerinde hakimiyet kurmada haddi aşıyorsunuz diye İsrailoğulları'na haber verdik ve bildirdik. info
التفاسير:

external-link copy
5 : 17

فَإِذَا جَآءَ وَعۡدُ أُولَىٰهُمَا بَعَثۡنَا عَلَيۡكُمۡ عِبَادٗا لَّنَآ أُوْلِي بَأۡسٖ شَدِيدٖ فَجَاسُواْ خِلَٰلَ ٱلدِّيَارِۚ وَكَانَ وَعۡدٗا مَّفۡعُولٗا

Onlar tarafından birinci bozgunculuk hasıl olunca, üzerlerine güçlü kuvvetli kullarımızı göndeririz ve musallat ederiz. Onları, öldürürler ve onları kovarlar. Bunlar meskenleri arasında dolaşarak geçtikleri yerleri fesada uğratırlar. Bu kullarımız uğradıkları yerleri yıkıp bozarlar. Bu Allah'ın mutlaka yerine getireceği ve gerçekleşecek olan bir vaattir. info
التفاسير:

external-link copy
6 : 17

ثُمَّ رَدَدۡنَا لَكُمُ ٱلۡكَرَّةَ عَلَيۡهِمۡ وَأَمۡدَدۡنَٰكُم بِأَمۡوَٰلٖ وَبَنِينَ وَجَعَلۡنَٰكُمۡ أَكۡثَرَ نَفِيرًا

-Ey İsrailoğulları!- Siz Allah'a tövbe ettiğinizde size musallat olanlardan tekrar devletinizi geri alıp, iade ettik. Mallarınız gasp edilip talan edildikten sonra tekrar size mal verdik ve evlatlarınız esir edildikten sonra size tekrar geri verdik. Böylece sizin sayınızı düşmanlarınızdan daha fazla çoğalttık. info
التفاسير:

external-link copy
7 : 17

إِنۡ أَحۡسَنتُمۡ أَحۡسَنتُمۡ لِأَنفُسِكُمۡۖ وَإِنۡ أَسَأۡتُمۡ فَلَهَاۚ فَإِذَا جَآءَ وَعۡدُ ٱلۡأٓخِرَةِ لِيَسُـُٔواْ وُجُوهَكُمۡ وَلِيَدۡخُلُواْ ٱلۡمَسۡجِدَ كَمَا دَخَلُوهُ أَوَّلَ مَرَّةٖ وَلِيُتَبِّرُواْ مَا عَلَوۡاْ تَتۡبِيرًا

-Ey İsrailoğulları!- Eğer sizden istenilen şekilde iyi amel işlerseniz, bunun sevabı size döner. Sizin yapmış olduğunuz amellerinize yüce Allah'ın hiçbir ihtiyacı yoktur. Eğer kötü amel işlerseniz bunun sonucu size döner. İyi amellerinizin Allah Teâlâ'ya hiçbir faydası olmadığı gibi yaptığınız kötülüğün hiçbiri de O'na zarar veremez. İkinci fesat çıkarmanızın zamanı geldiğinde, sizi zelil etmeleri için tekrar düşmanlarınızı sizin üzerinize musallat ederiz. Size aşağılamanın çeşitlerinden tattırarak kötülük yapıp yüzlerinizi karartacaklardır. İlk geldiklerinde girip tahrip ettikleri gibi Beytu'l-Makdis'e girecekler ve tahrip edecekler ve memlekette ele geçirdikleri her yeri tamamen yıkıp, talan edeceklerdir. info
التفاسير:
இப்பக்கத்தின் வசனங்களிலுள்ள பயன்கள்:
• في قوله: ﴿الْمَسْجِدِ الْأَقْصَا﴾: إشارة لدخوله في حكم الإسلام؛ لأن المسجد موطن عبادةِ المسلمين.
Ayette adı geçen el-Mescid-i'l-Aksa ifadesi ile buranın tekrardan Müslümanların hükmüne geçmesine işaret vardır. Zira, Müslümanların ibadet ettikleri yere mescit denilir. info

• بيان فضيلة الشكر، والاقتداء بالشاكرين من الأنبياء والمرسلين.
Burada şükrün fazileti beyan edilmektedir. Aynı zamanda şükreden peygamberleri ve resulleri örnek alıp onlara uymak gerektiği bildirilmiştir. info

• من حكمة الله وسُنَّته أن يبعث على المفسدين من يمنعهم من الفساد؛ لتتحقق حكمة الله في الإصلاح.
Yüce Allah'ın hikmetlerinden ve sünnetlerinden biri de; Allah Teâlâ'nın, ıslah etmesindeki hikmetinin gerçekleşmesi için fesat çıkaranları yapmış oldukları fesattan alıkoyacak kimseler göndermesidir. info

• التحذير لهذه الأمة من العمل بالمعاصي؛ لئلا يصيبهم ما أصاب بني إسرائيل، فسُنَّة الله واحدة لا تتبدل ولا تتحول.
İsrailoğulları'nın başına geldiği gibi bu ümmetin de başına gelmemesi için günah işlemekten sakındırma vardır. Çünkü yüce Allah'ın sünneti, kanunu birdir değişmez/sabittir, tebdil edilmez. info