د قرآن کریم د معناګانو ژباړه - د المختصر في تفسیر القرآن الکریم ترکي ژباړه

د مخ نمبر:close

external-link copy
19 : 57

وَٱلَّذِينَ ءَامَنُواْ بِٱللَّهِ وَرُسُلِهِۦٓ أُوْلَٰٓئِكَ هُمُ ٱلصِّدِّيقُونَۖ وَٱلشُّهَدَآءُ عِندَ رَبِّهِمۡ لَهُمۡ أَجۡرُهُمۡ وَنُورُهُمۡۖ وَٱلَّذِينَ كَفَرُواْ وَكَذَّبُواْ بِـَٔايَٰتِنَآ أُوْلَٰٓئِكَ أَصۡحَٰبُ ٱلۡجَحِيمِ

Allah'a iman eden ve aralarında hiçbir ayrım yapmadan resullerine iman edenler var ya, işte onlar sıddıklar (sözü, özü doğru kimseler) ve Rableri katında şehitlerdir. Onlar için hazırlanmış çok değerli mükâfat vardır. Kıyamet günü nurlarını önlerinde ve sağlarında koşarken görürsün. Yüce Allah'ı ve resullerini küfredenler, resulümüze indirdiğimiz ayetlerimizi yalanlayanlara gelince; işte onlar cehennem ehlidir. Kıyamet günü oraya girecek, orada ebedî kalacak ve oradan hiçbir şekilde çıkamayacaklardır. info
التفاسير:

external-link copy
20 : 57

ٱعۡلَمُوٓاْ أَنَّمَا ٱلۡحَيَوٰةُ ٱلدُّنۡيَا لَعِبٞ وَلَهۡوٞ وَزِينَةٞ وَتَفَاخُرُۢ بَيۡنَكُمۡ وَتَكَاثُرٞ فِي ٱلۡأَمۡوَٰلِ وَٱلۡأَوۡلَٰدِۖ كَمَثَلِ غَيۡثٍ أَعۡجَبَ ٱلۡكُفَّارَ نَبَاتُهُۥ ثُمَّ يَهِيجُ فَتَرَىٰهُ مُصۡفَرّٗا ثُمَّ يَكُونُ حُطَٰمٗاۖ وَفِي ٱلۡأٓخِرَةِ عَذَابٞ شَدِيدٞ وَمَغۡفِرَةٞ مِّنَ ٱللَّهِ وَرِضۡوَٰنٞۚ وَمَا ٱلۡحَيَوٰةُ ٱلدُّنۡيَآ إِلَّا مَتَٰعُ ٱلۡغُرُورِ

Şunu iyi bilin ki, dünya hayatı bedenlerin oynadığı bir oyun, kalpler için bir eğlence, kendisi ile güzelleştiğiniz bir süs, mülk ve eşya bakımından aranızda bir övünme, mal ve evlatlarınızın çokluğu bakımından bir kibirlenmeden ibarettir. Tıpkı bir yağmur gibidir. Onun bitirdiği ürünler çiftçilerin çok hoşuna gider. Sonra bu yeşil olan bitki belirli bir zaman sonra kurur. -Ey bunu gören kişi!- Bu bitkinin yeşerdikten sonra sarardığını görürsün. Sonra da Yüce Allah onu çer çöp haline getirir. Ahirette kâfir ve münafıklar için şiddetli bir azap vardır. Yüce Allah tarafından Mümin kullarının günahları için bir bağışlanma ve rızası vardır. Dünya hayatı kalıcı olmayan, yok olacak geçimlikten başka bir şey değildir. Kim, geçici nimetleri ahiret nimetlerine tercih ederse aldanıp hüsrana uğrayanlardan olur. info
التفاسير:

external-link copy
21 : 57

سَابِقُوٓاْ إِلَىٰ مَغۡفِرَةٖ مِّن رَّبِّكُمۡ وَجَنَّةٍ عَرۡضُهَا كَعَرۡضِ ٱلسَّمَآءِ وَٱلۡأَرۡضِ أُعِدَّتۡ لِلَّذِينَ ءَامَنُواْ بِٱللَّهِ وَرُسُلِهِۦۚ ذَٰلِكَ فَضۡلُ ٱللَّهِ يُؤۡتِيهِ مَن يَشَآءُۚ وَٱللَّهُ ذُو ٱلۡفَضۡلِ ٱلۡعَظِيمِ

-Ey insanlar!- Tövbe ederek ve diğer salih amelleri işleyerek bu salih amellerde yarışın. Böylece günahlarınızın af olunmasına ve genişliği yer ve gökler kadar olan cennete nail olursunuz. Yüce Allah, kendisine ve resullerine iman edenler için bu cenneti hazırlamıştır. Bu mükâfat Yüce Allah'ın dilediği kullarına verdiği lütfudur. Allah -Subhanehu ve Teâlâ- Mümin kullarına karşı büyük lütuf sahibidir. info
التفاسير:

external-link copy
22 : 57

مَآ أَصَابَ مِن مُّصِيبَةٖ فِي ٱلۡأَرۡضِ وَلَا فِيٓ أَنفُسِكُمۡ إِلَّا فِي كِتَٰبٖ مِّن قَبۡلِ أَن نَّبۡرَأَهَآۚ إِنَّ ذَٰلِكَ عَلَى ٱللَّهِ يَسِيرٞ

Yeryüzünde kuraklık ve bunun gibi insanlara isabet eden musibet ve başlarına gelen hiçbir bela yoktur ki, bütün bunlar yaratılmadan önce Levh-i Mahfuz'da yazılı olmasın. Şüphesiz bu, Yüce Allah için çok kolaydır. info
التفاسير:

external-link copy
23 : 57

لِّكَيۡلَا تَأۡسَوۡاْ عَلَىٰ مَا فَاتَكُمۡ وَلَا تَفۡرَحُواْ بِمَآ ءَاتَىٰكُمۡۗ وَٱللَّهُ لَا يُحِبُّ كُلَّ مُخۡتَالٖ فَخُورٍ

-Ey insanlar!- Kaybettiklerinize üzülmeyesiniz ve size verdiğimiz nimetlerle şımarmayasınız diye böyle yaptık. Şüphesiz Yüce Allah, verdiği ile insanlara karşı kibirlenen ve övünen kimseyi sevmez. info
التفاسير:

external-link copy
24 : 57

ٱلَّذِينَ يَبۡخَلُونَ وَيَأۡمُرُونَ ٱلنَّاسَ بِٱلۡبُخۡلِۗ وَمَن يَتَوَلَّ فَإِنَّ ٱللَّهَ هُوَ ٱلۡغَنِيُّ ٱلۡحَمِيدُ

Harcamaları gerekli olan şeyler hakkında cimrilik ederek harcamayanlar ve başkalarına da cimriliği emredenler hüsrana uğramış kimselerdir. Kim Yüce Allah'a itaat etmekten yüz çeviririrse, asla Allah'a zarar veremez. Ancak kendine zarar verir. Şüphesiz Yüce Allah, çok zengindir. Kullarının itaat etmelerine ihtiyaç duymaz. Her halukârda hamt edilmeye layık olandır. info
التفاسير:
په دې مخ کې د ایتونو د فایدو څخه:
• الزهد في الدنيا وما فيها من شهوات، والترغيب في الآخرة وما فيها من نعيم دائم يُعينان على سلوك الصراط المستقيم.
İçinde barındırdığı arzulara rağmen dünyada züht sahibi olmak, içinde barındırdığı devamlı nimetleri olan ahirete teşvik etmek dosdoğru yolda ilerlemeye yardımcı olan iki husustur. info

• وجوب الإيمان بالقدر.
Kadere iman etmek farzdır. info

• من فوائد الإيمان بالقدر عدم الحزن على ما فات من حظوظ الدنيا.
Kadere imanın faydalarından biri de elden kaçan dünya nimetlerine üzüntü duymamaktır. info

• البخل والأمر به خصلتان ذميمتان لا يتصف بهما المؤمن.
Cimrilik ve cimriliği emretmek, yerilmiş iki özelliktir. Mümin bir kul, bu iki özelliği asla taşımaz. info