د قرآن کریم د معناګانو ژباړه - د المختصر في تفسیر القرآن الکریم ترکي ژباړه

د مخ نمبر:close

external-link copy
24 : 48

وَهُوَ ٱلَّذِي كَفَّ أَيۡدِيَهُمۡ عَنكُمۡ وَأَيۡدِيَكُمۡ عَنۡهُم بِبَطۡنِ مَكَّةَ مِنۢ بَعۡدِ أَنۡ أَظۡفَرَكُمۡ عَلَيۡهِمۡۚ وَكَانَ ٱللَّهُ بِمَا تَعۡمَلُونَ بَصِيرًا

Seksen kişi olarak sizlere kötülük isabet ettirmek isteğiyle geldiklerinde, müşriklerin ellerini sizin üzerinizden çeken ve sizin ellerinizi de sizleri, onları esir almaya muktedir kıldığı halde kendilerini serbest bırakarak öldürmek ve onlara eziyet etmekten el çektiren O'dur. Allah, sizin yaptıklarınızı hakkıyla görendir. Yaptıklarınızdan hiçbir şey O'na gizli kalmaz. info
التفاسير:

external-link copy
25 : 48

هُمُ ٱلَّذِينَ كَفَرُواْ وَصَدُّوكُمۡ عَنِ ٱلۡمَسۡجِدِ ٱلۡحَرَامِ وَٱلۡهَدۡيَ مَعۡكُوفًا أَن يَبۡلُغَ مَحِلَّهُۥۚ وَلَوۡلَا رِجَالٞ مُّؤۡمِنُونَ وَنِسَآءٞ مُّؤۡمِنَٰتٞ لَّمۡ تَعۡلَمُوهُمۡ أَن تَطَـُٔوهُمۡ فَتُصِيبَكُم مِّنۡهُم مَّعَرَّةُۢ بِغَيۡرِ عِلۡمٖۖ لِّيُدۡخِلَ ٱللَّهُ فِي رَحۡمَتِهِۦ مَن يَشَآءُۚ لَوۡ تَزَيَّلُواْ لَعَذَّبۡنَا ٱلَّذِينَ كَفَرُواْ مِنۡهُمۡ عَذَابًا أَلِيمًا

Onlar Allah'ı ve resulünü inkâr eden, sizleri Mescid-i Haram'dan alıkoyan ve kurbanların kurban edilme yerleri olan Harem bölgesine ulaşmasına engel olan kâfirlerdir. Sizlerin kendilerini tanıyamadığınız için kâfirlerle birlikte öldürülme ihtimali olan Mümin erkek ve Mümin kadınlar olmasaydı Allah, sizin Mekke'yi (savaşarak) fethetmenize izin verirdi. Şayet onlarla savaşsaydınız tanımadığınız Müminleri öldürmeniz sebebi ile siz günaha girmiş olurdunuz ve sizlerin diyet vermesi gerekirdi. Allah, Mekke'deki Mümin kullarından dilediklerine rahmet etmek için böyle yapmıştır. Eğer kâfirler Mekke'de Mümin olanlardan ayırt edilmiş olsalardı, Allah'ı ve resulünü inkâr edenleri elemli bir azaba çarptırırdık. info
التفاسير:

external-link copy
26 : 48

إِذۡ جَعَلَ ٱلَّذِينَ كَفَرُواْ فِي قُلُوبِهِمُ ٱلۡحَمِيَّةَ حَمِيَّةَ ٱلۡجَٰهِلِيَّةِ فَأَنزَلَ ٱللَّهُ سَكِينَتَهُۥ عَلَىٰ رَسُولِهِۦ وَعَلَى ٱلۡمُؤۡمِنِينَ وَأَلۡزَمَهُمۡ كَلِمَةَ ٱلتَّقۡوَىٰ وَكَانُوٓاْ أَحَقَّ بِهَا وَأَهۡلَهَاۚ وَكَانَ ٱللَّهُ بِكُلِّ شَيۡءٍ عَلِيمٗا

Allah'ı ve O'nun resulünü inkâr edenler, kalplerine cahiliye taassubunu yerleştirip de kendilerini hakkı gerçekleştirmeye bağlı kılmak yerine sadece hevâya bağlı kılıp Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-'in Hudeybiye yılında Mekke'ye girmesi sebebiyle kendilerini yeneceğine dair korkuya kapılıp Mekke'ye girmesinden korktuklarında Allah da, katından kendi elçisine ve Müminlere huzur ve güvenini indirdi. Böylece kızgınlıkları, müşriklerin onlara yaptıklarının aynısını müşriklere yapmaya sevk etmedi. Allah, Müminleri hak söze kelime-i tevhide (Allah'tan başka ibadet edilecek hak ilah olmadığına) bağlı kıldı ve onların bu hak sözü hakkı ile yerine getirmelerini sağladı. Zaten Müminler kalplerinde var olan ve Allah'ın bildiği hayır sebebi ile hak sözü yerine getirmek hususunda herkesten daha layık ve ehil kimselerdi. Allah, her şeyi hakkıyla bilendir. Hiçbir şey O'na gizli kalmaz. info
التفاسير:

external-link copy
27 : 48

لَّقَدۡ صَدَقَ ٱللَّهُ رَسُولَهُ ٱلرُّءۡيَا بِٱلۡحَقِّۖ لَتَدۡخُلُنَّ ٱلۡمَسۡجِدَ ٱلۡحَرَامَ إِن شَآءَ ٱللَّهُ ءَامِنِينَ مُحَلِّقِينَ رُءُوسَكُمۡ وَمُقَصِّرِينَ لَا تَخَافُونَۖ فَعَلِمَ مَا لَمۡ تَعۡلَمُواْ فَجَعَلَ مِن دُونِ ذَٰلِكَ فَتۡحٗا قَرِيبًا

Ant olsun ki Allah, elçisine gösterdiği ve onun da ashabına haber verdiği rüyasını doğru çıkardı. O'nun rüyası kendisinin, ashabı ile birlikte (hac) ibadetinin bitişinin habercisi olarak bir kısmının saçlarını kazıtmış bir kısmının ise saçlarını kısaltmış olduğu halde düşmanlarından güvende olarak Mekke'ye girmeleriydi. -Ey Müminler!- Sizler kendi maslahatınıza (yararınıza) olan şeyi bilmezken Allah bunu bilmekteydi ve Mekke'ye girişinize dair olan rüyanın gerçekleşmesinden önce sizlere o sene yakın bir fetih vermişti. İşte o fetih; Allah Teâlâ'nın Hudeybiye Anlaşması ve onun devamında Hudeybiye'ye katılan Müminlerin elleri ile gerçekleştirmiş olduğu Hayber'in Fethi idi. info
التفاسير:

external-link copy
28 : 48

هُوَ ٱلَّذِيٓ أَرۡسَلَ رَسُولَهُۥ بِٱلۡهُدَىٰ وَدِينِ ٱلۡحَقِّ لِيُظۡهِرَهُۥ عَلَى ٱلدِّينِ كُلِّهِۦۚ وَكَفَىٰ بِٱللَّهِ شَهِيدٗا

Peygamberi Muhammed -sallallahu aleyhi ve sellem-'i apaçık bir beyan ve hak din olan İslam Dini ile o dinin kendisine muhalif olan bütün dinlere üstün gelmesi için gönderen Allah'tır. Allah, buna şahitlik etmiştir ve şahit olarak Allah yeter. info
التفاسير:
په دې مخ کې د ایتونو د فایدو څخه:
• الصد عن سبيل الله جريمة يستحق أصحابها العذاب الأليم.
Yüce Allah'ın yolundan alıkoymak, sahibinin çok acıklı bir azabı hak ettiği büyük bir günahtır. info

• تدبير الله لمصالح عباده فوق مستوى علمهم المحدود.
Yüce Allah'ın, kullarının yararına olan şeyleri onların sınırlı ilimlerinin üstünde bilip düzenlemesi beyan edilmiştir. info

• التحذير من استبدال رابطة الدين بحمية النسب أو الجاهلية.
Din bağını soy yahut cahiliye taassubu ile değiştirmekten sakındırılmıştır. info

• ظهور دين الإسلام سُنَّة ووعد إلهي تحقق.
İslam dininin zuhur etmesi ve üstün gelmesi gerçekleşecek olan ilahi bir kanun ve ilahi bir vaattir. info