د قرآن کریم د معناګانو ژباړه - د المختصر في تفسیر القرآن الکریم ترکي ژباړه

د مخ نمبر:close

external-link copy
23 : 34

وَلَا تَنفَعُ ٱلشَّفَٰعَةُ عِندَهُۥٓ إِلَّا لِمَنۡ أَذِنَ لَهُۥۚ حَتَّىٰٓ إِذَا فُزِّعَ عَن قُلُوبِهِمۡ قَالُواْ مَاذَا قَالَ رَبُّكُمۡۖ قَالُواْ ٱلۡحَقَّۖ وَهُوَ ٱلۡعَلِيُّ ٱلۡكَبِيرُ

Allah -Subhanehu ve Teâlâ- katında kendisinin izin verdiği kimseden başkasının şefaati fayda vermez ve Allah, ancak kendisinden razı olduğu kimseye şefaat etmesi için izin verir. Semaların üstünde konuştuğu zaman, meleklerin kanatlarını vurarak O'nun sözüne boyun eğip itaat etmeleri Yüce Allah'ın yüceliklerindendir. Ta ki korku, onların (meleklerin) kalplerinden giderilir ve melekler; Cebrail -aleyhisselam-'a: "Rabbiniz ne buyurdu?" derler. Cebrail -aleyhisselam-: "Hak olanı buyurdu." der. Allah; zatı ve galip gelmesi ile yüce ve yüksek olandır, her şeyden büyüktür. info
التفاسير:

external-link copy
24 : 34

۞ قُلۡ مَن يَرۡزُقُكُم مِّنَ ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَٱلۡأَرۡضِۖ قُلِ ٱللَّهُۖ وَإِنَّآ أَوۡ إِيَّاكُمۡ لَعَلَىٰ هُدًى أَوۡ فِي ضَلَٰلٖ مُّبِينٖ

Ey Rasûl! O müşriklere de ki: "Gökyüzünden yağmuru indirerek ve yeryüzünden meyveler, ekinler, mahsuller ve bunların dışında diğer şeyleri çıkararak sizi rızıklandıran kimdir?" De ki: "Sizi oradan rızıklandıran Allah'tır." De ki: "Ey müşrikler! Biz veya siz, ikimizden biri ya doğru yol üzerinde veya hak yoldan apaçık bir sapıklık içindedir. İkimizden biri kaçınılmaz olarak sapıklık üzerindedir. Şüphesiz hidayet ve doğru yol üzere olanlar Müminlerdir. Sapıklık ehli olanlar ise müşriklerdir.'' info
التفاسير:

external-link copy
25 : 34

قُل لَّا تُسۡـَٔلُونَ عَمَّآ أَجۡرَمۡنَا وَلَا نُسۡـَٔلُ عَمَّا تَعۡمَلُونَ

Ey Resul! Onlara de ki: "Sizler, kıyamet günü bizim işlemiş olduğumuz günahlarımızdan sorulmayacaksınız. Biz de sizin yapmakta olduklarınızdan sorulacak değiliz." info
التفاسير:

external-link copy
26 : 34

قُلۡ يَجۡمَعُ بَيۡنَنَا رَبُّنَا ثُمَّ يَفۡتَحُ بَيۡنَنَا بِٱلۡحَقِّ وَهُوَ ٱلۡفَتَّاحُ ٱلۡعَلِيمُ

Onlara de ki: "Kıyamet günü Allah hepimizi bir araya toplayacak, sonra da sizinle bizim aramızda adaletle hükmedecektir. Böylece (Allah) hak ehlini batıl ehlinden ayırıp ortaya çıkarır. O; adalet ile hükmeden ve hükmettiği şeyi hakkıyla bilendir." info
التفاسير:

external-link copy
27 : 34

قُلۡ أَرُونِيَ ٱلَّذِينَ أَلۡحَقۡتُم بِهِۦ شُرَكَآءَۖ كَلَّاۚ بَلۡ هُوَ ٱللَّهُ ٱلۡعَزِيزُ ٱلۡحَكِيمُ

Ey Resul! Onlara de ki: "İbadette kendilerini Allah'a ortak koştuklarınızı bana gösterin." Hayır! Durum sizin tasavvur ettiğiniz gibi değildir, O'nun (Allah'ın) ortakları yoktur. O; hiç kimsenin kendisine galip gelemediği Yüce Allah'tır. O; yaratmasında, kudretinde ve idare edip düzenlemesinde çok hikmet sahibidir. info
التفاسير:

external-link copy
28 : 34

وَمَآ أَرۡسَلۡنَٰكَ إِلَّا كَآفَّةٗ لِّلنَّاسِ بَشِيرٗا وَنَذِيرٗا وَلَٰكِنَّ أَكۡثَرَ ٱلنَّاسِ لَا يَعۡلَمُونَ

Ey Resul! Biz, seni ancak takva ehlini cennet ile müjdelemen, küfür ehli ve yoldan çıkanları da korkutman için insanların tamamına gönderdik. Fakat insanların çoğu bunu bilmezler. Eğer bilmiş olsalardı seni yalanlamazlardı. info
التفاسير:

external-link copy
29 : 34

وَيَقُولُونَ مَتَىٰ هَٰذَا ٱلۡوَعۡدُ إِن كُنتُمۡ صَٰدِقِينَ

Kendisi ile korkutuldukları azap hususunda acele eden müşrikler şöyle derler: Hak olduğunu iddia ettiğinizde doğru sözlü iseniz azap vaadi ne zamandır? info
التفاسير:

external-link copy
30 : 34

قُل لَّكُم مِّيعَادُ يَوۡمٖ لَّا تَسۡتَـٔۡخِرُونَ عَنۡهُ سَاعَةٗ وَلَا تَسۡتَقۡدِمُونَ

Ey Resul! Azabın gelmesi hususunda acele edenlere de ki: "Sizin için belirli bir gün vadedilmiştir ki; siz ondan ne bir an geri kalabilirsiniz, ne de ileri geçebilirsiniz. İşte o gün; kıyamet günüdür." info
التفاسير:

external-link copy
31 : 34

وَقَالَ ٱلَّذِينَ كَفَرُواْ لَن نُّؤۡمِنَ بِهَٰذَا ٱلۡقُرۡءَانِ وَلَا بِٱلَّذِي بَيۡنَ يَدَيۡهِۗ وَلَوۡ تَرَىٰٓ إِذِ ٱلظَّٰلِمُونَ مَوۡقُوفُونَ عِندَ رَبِّهِمۡ يَرۡجِعُ بَعۡضُهُمۡ إِلَىٰ بَعۡضٍ ٱلۡقَوۡلَ يَقُولُ ٱلَّذِينَ ٱسۡتُضۡعِفُواْ لِلَّذِينَ ٱسۡتَكۡبَرُواْ لَوۡلَآ أَنتُمۡ لَكُنَّا مُؤۡمِنِينَ

Allah'a iman etmeyerek kâfir olanlar şöyle dediler: "Biz, Muhammed'in kendisine indirildiğini iddia ettiği bu Kur'an'a ve önceki semavi kitaplara asla iman etmeyiz." Ey Resul! Sen o zalimleri, kıyamet günü Rablerinin huzurunda hesap için tutulup alıkonuldukları ve birbirlerine söz atarlarken bir görsen! Onlardan her biri sorumluluğu ve kınamayı başkasının üzerine atar. Dünyada, büyükleri ve yüceleri tarafından zayıf düşürülmüş olanlar ise şöyle derler: "Eğer sizler, bizleri saptırmamış olsaydınız, bizler Allah'a ve resulüne iman ederdik." info
التفاسير:
په دې مخ کې د ایتونو د فایدو څخه:
• التلطف بالمدعو حتى لا يلوذ بالعناد والمكابرة.
İnat ve büyüklenmenin arkasına sığınmaması için davet edilen kimseye iltifatta bulunulmalıdır. info

• صاحب الهدى مُسْتَعْلٍ بالهدى مرتفع به، وصاحب الضلال منغمس فيه محتقر.
Hidayet sahibi kimse hidayet ile yükselip yücelir iken dalalet sahibi kimse ise sapıklık ile alçalarak hakir olur. info

• شمول رسالة النبي صلى الله عليه وسلم للبشرية جمعاء، والجن كذلك.
Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem-'in peygamber olarak, tüm insan ve cinlere gönderildiği beyan edilmiştir. info