ߞߎ߬ߙߣߊ߬ ߞߟߊߒߞߋ ߞߘߐ ߟߎ߬ ߘߟߊߡߌߘߊ - ߟߊߘߛߏߣߍ߲ ߕߙߎߞߌ߫ ߘߟߊߡߌߘߊ ߞߎ߬ߙߣߊ߬ ߞߟߊߒߞߋ ߞߘߐߦߌߘߊ ߘߐ߫

ߞߐߜߍ ߝߙߍߕߍ:close

external-link copy
4 : 59

ذَٰلِكَ بِأَنَّهُمۡ شَآقُّواْ ٱللَّهَ وَرَسُولَهُۥۖ وَمَن يُشَآقِّ ٱللَّهَ فَإِنَّ ٱللَّهَ شَدِيدُ ٱلۡعِقَابِ

Onlar hakkında gerçekleşen bu şey, onların küfürleri ve ahitlerini bozarak Allah'a ve resulüne karşı gelmeleri sebebiyledir. Her kim Allah'a karşı gelirse; şüphesiz Allah Teâlâ cezalandırması şiddetli olandır. O kimseye O'nun şiddetli cezalandırması erişecektir. info
التفاسير:

external-link copy
5 : 59

مَا قَطَعۡتُم مِّن لِّينَةٍ أَوۡ تَرَكۡتُمُوهَا قَآئِمَةً عَلَىٰٓ أُصُولِهَا فَبِإِذۡنِ ٱللَّهِ وَلِيُخۡزِيَ ٱلۡفَٰسِقِينَ

-Ey Müminler topluluğu!- Beni Nadîr Gazvesi'nde Allah'ın düşmanlarını gazaplandırmak için kesmiş olduğunuz yahut kendisinden yararlanmak için kökleri üzerinde bırakmış olduğunuz hurma ağaçları Allah'ın emriyledir. Bu; onların iddia ettiği gibi yeryüzünde yapılmış bir bozgun değildir. Bu; Allah'ın taatinden çıkan, ahitlerini bozan ve vefa yolunu seçmek yerine hıyanet yolunu seçen Yahudileri rezil etmesi içindir. info
التفاسير:

external-link copy
6 : 59

وَمَآ أَفَآءَ ٱللَّهُ عَلَىٰ رَسُولِهِۦ مِنۡهُمۡ فَمَآ أَوۡجَفۡتُمۡ عَلَيۡهِ مِنۡ خَيۡلٖ وَلَا رِكَابٖ وَلَٰكِنَّ ٱللَّهَ يُسَلِّطُ رُسُلَهُۥ عَلَىٰ مَن يَشَآءُۚ وَٱللَّهُ عَلَىٰ كُلِّ شَيۡءٖ قَدِيرٞ

Yüce Allah’ın, Nadîr Oğulları'nın mallarından resulüne verdiği şeyler için siz ne at ve ne deve koşturdunuz ve size ne de bir meşakkat isabet etti. Fakat Allah, resulünü dilediğine hakim kılıp ona karşı üstün kılar. O, resulünü Nadîr Oğulları'na hakim kılıp onlara karşı üstün kılmış ve onların beldelerinin fethini savaşmaksızın nasip etmiştir. Allah’ın her şeye gücü yeter. Hiçbir şey O'nu aciz bırakamaz. info
التفاسير:

external-link copy
7 : 59

مَّآ أَفَآءَ ٱللَّهُ عَلَىٰ رَسُولِهِۦ مِنۡ أَهۡلِ ٱلۡقُرَىٰ فَلِلَّهِ وَلِلرَّسُولِ وَلِذِي ٱلۡقُرۡبَىٰ وَٱلۡيَتَٰمَىٰ وَٱلۡمَسَٰكِينِ وَٱبۡنِ ٱلسَّبِيلِ كَيۡ لَا يَكُونَ دُولَةَۢ بَيۡنَ ٱلۡأَغۡنِيَآءِ مِنكُمۡۚ وَمَآ ءَاتَىٰكُمُ ٱلرَّسُولُ فَخُذُوهُ وَمَا نَهَىٰكُمۡ عَنۡهُ فَٱنتَهُواْۚ وَٱتَّقُواْ ٱللَّهَۖ إِنَّ ٱللَّهَ شَدِيدُ ٱلۡعِقَابِ

Yüce Allah’ın (fethedilen) kasaba halkından savaşmadan alınarak Peygamberine verdiği fey Allah'a aittir. Allah onu dilediği kimseye verir. Yine resule mülk olarak verir. Haşimoğulları'ndan ve Abdulmuttalip Oğulları'ndan olan akrabalarına verir. Bu, sadakadan men edilmeleri sebebi ile onlar için bir telafidir. Yine yetimler, fakirler, yolda kalmış ve nafakasını yitirmiş olan kimseler içindir. Bu; malların, sadece zengin olanlar arasında dönüp dolaşmaması ve fakirlere de verilmesi içindir. -Ey Müminler!- Resul -sallallahu aleyhi ve sellem- size fey mallarından ne verdiyse, onu alın ve sizi neyden sakındırmışsa ondan kaçının. Emirlerine itaat ederek ve yasaklarından kaçınarak Allah'tan korkun. Muhakkak ki Yüce Allah, cezalandırması çetin olandır. O'nun cezalandırmasından sakının. info
التفاسير:

external-link copy
8 : 59

لِلۡفُقَرَآءِ ٱلۡمُهَٰجِرِينَ ٱلَّذِينَ أُخۡرِجُواْ مِن دِيَٰرِهِمۡ وَأَمۡوَٰلِهِمۡ يَبۡتَغُونَ فَضۡلٗا مِّنَ ٱللَّهِ وَرِضۡوَٰنٗا وَيَنصُرُونَ ٱللَّهَ وَرَسُولَهُۥٓۚ أُوْلَٰٓئِكَ هُمُ ٱلصَّٰدِقُونَ

Bu mallardan bir kısmı Allah yolunda mallarını ve evlatlarını terk etmeye mecbur kılınmış, Allah'tan dünyada rızık ve ahirette rıza dileyen, Allah yolunda cihat ile Allah'ın dinine ve Peygamberine yardım eden fakir muhacirlerindir. İşte gerçekten imanda kararlı ve sağlam olanlar bu sıfatlar ile sıfatlanmış olanlardır. info
التفاسير:

external-link copy
9 : 59

وَٱلَّذِينَ تَبَوَّءُو ٱلدَّارَ وَٱلۡإِيمَٰنَ مِن قَبۡلِهِمۡ يُحِبُّونَ مَنۡ هَاجَرَ إِلَيۡهِمۡ وَلَا يَجِدُونَ فِي صُدُورِهِمۡ حَاجَةٗ مِّمَّآ أُوتُواْ وَيُؤۡثِرُونَ عَلَىٰٓ أَنفُسِهِمۡ وَلَوۡ كَانَ بِهِمۡ خَصَاصَةٞۚ وَمَن يُوقَ شُحَّ نَفۡسِهِۦ فَأُوْلَٰٓئِكَ هُمُ ٱلۡمُفۡلِحُونَ

Muhacirlerden önce Medine'yi yurt edinip Allah'a ve Allah'ın resulüne iman etmeyi seçen ensar, Mekke'den kendilerine hicret eden kimseleri severler. Feyden, Allah yolunda hicret edenlere verilen maldan kendilerine verilmemesinden dolayı onlara karşı gönüllerinde bir öfke ve haset beslemezler. Kendileri ihtiyaç ve fakirlik içerisinde olsalar dahi dünvevi arzularda muhacirleri kendi nefislerine tercih ederler. Kim nefsini mal hırsından korur ve malını Allah yolunda sarf ederse, işte istediklerine nail olarak ve korktuklarından kurtularak asıl kurtuluşa erenler onlardır. info
التفاسير:
ߟߝߊߙߌ ߟߎ߫ ߢߊ߬ߕߣߐ ߘߏ߫ ߞߐߜߍ ߣߌ߲߬ ߞߊ߲߬:
• فعل ما يُظنُّ أنه مفسدة لتحقيق مصلحة عظمى لا يدخل في باب الفساد في الأرض.
Bozgunculuk olduğu sanılan bir şeyin, daha büyük bir maslahatın gerçekleşmesi için işlenmesi, yeryüzünde bozgunculuk yapmak sayılmaz. info

• من محاسن الإسلام مراعاة ذي الحاجة للمال، فَصَرَفَ الفيء لهم دون الأغنياء المكتفين بما عندهم.
İslam'ın güzelliklerinden biri de mala ihtiyacı olan kimselerin gözetilmesidir. İslam, savaşmadan elde edilen ganimetlerin (feylerin) kendilerine yetecek kadar mal bulunan zenginlere vermeksizin ihtiyaç sahiplerine vermiştir. info

• الإيثار منقبة عظيمة من مناقب الإسلام ظهرت في الأنصار أحسن ظهور.
Ensar'da en güzel şekilde ortaya çıkan kardeşini kendi nefsine tercih etme erdemi İslam'ın yüce erdemlerindendir. info