ߞߎ߬ߙߣߊ߬ ߞߟߊߒߞߋ ߞߘߐ ߟߎ߬ ߘߟߊߡߌߘߊ - ߟߊߘߛߏߣߍ߲ ߕߙߎߞߌ߫ ߘߟߊߡߌߘߊ ߞߎ߬ߙߣߊ߬ ߞߟߊߒߞߋ ߞߘߐߦߌߘߊ ߘߐ߫

external-link copy
18 : 40

وَأَنذِرۡهُمۡ يَوۡمَ ٱلۡأٓزِفَةِ إِذِ ٱلۡقُلُوبُ لَدَى ٱلۡحَنَاجِرِ كَٰظِمِينَۚ مَا لِلظَّٰلِمِينَ مِنۡ حَمِيمٖ وَلَا شَفِيعٖ يُطَاعُ

-Ey Resul!- Kıyamet günü ile onları korkut. O kıyamet günü yaklaşmış ve gelecektir. Her gelecek olan şey yakındır. O günün şiddetli korkusundan kalpler, o kimselerin boğazlarına kadar yükselir. Rahman'ın izin verdikleri hariç, onlardan hiçbiri konuşamaz ve konuşmadan sessizce beklerler. Kendi nefislerine şirk ve günah ile zulmedenler için o gün bir dost ya da yakın yoktur. Eğer ona şefaat edecek olduğu farz edilse, sözü dinlenecek bir şefaatçisi de yoktur. info
التفاسير:
ߟߝߊߙߌ ߟߎ߫ ߢߊ߬ߕߣߐ ߘߏ߫ ߞߐߜߍ ߣߌ߲߬ ߞߊ߲߬:
• التذكير بيوم القيامة من أعظم الروادع عن المعاصي.
Kıyamet gününün hatırlatılması, günahların terk edilmesindeki en büyük caydırıcı sebeplerdendir. info

• إحاطة علم الله بأعمال عباده؛ خَفِيَّة كانت أم ظاهرة.
Yüce Allah'ın ilmi; kullarının amelleri ister gizli, isterse de açık olsun onları kuşatmıştır. info

• الأمر بالسير في الأرض للاتعاظ بحال المشركين الذين أهلكوا.
Helak olan müşriklerin hallerinden ibret almak için yeryüzünde gezip dolaşmak emredilmiştir. info