ߞߎ߬ߙߣߊ߬ ߞߟߊߒߞߋ ߞߘߐ ߟߎ߬ ߘߟߊߡߌߘߊ - ߟߊߘߛߏߣߍ߲ ߕߙߎߞߌ߫ ߘߟߊߡߌߘߊ ߞߎ߬ߙߣߊ߬ ߞߟߊߒߞߋ ߞߘߐߦߌߘߊ ߘߐ߫

ߞߐߜߍ ߝߙߍߕߍ:close

external-link copy
84 : 2

وَإِذۡ أَخَذۡنَا مِيثَٰقَكُمۡ لَا تَسۡفِكُونَ دِمَآءَكُمۡ وَلَا تُخۡرِجُونَ أَنفُسَكُم مِّن دِيَٰرِكُمۡ ثُمَّ أَقۡرَرۡتُمۡ وَأَنتُمۡ تَشۡهَدُونَ

Tevrat'ta birbirinizin kanını dökmenin ve birbirinizi yurtlarınızdan çıkarmanın haram kılındığı ile ilgili sizden aldığımız o sapasağlam sözü hatırlayın. Sonra bu hususta sizden aldığımız sözü itiraf ettiniz ve bunun doğru olduğuna şahitlik etmektesiniz. info
التفاسير:

external-link copy
85 : 2

ثُمَّ أَنتُمۡ هَٰٓؤُلَآءِ تَقۡتُلُونَ أَنفُسَكُمۡ وَتُخۡرِجُونَ فَرِيقٗا مِّنكُم مِّن دِيَٰرِهِمۡ تَظَٰهَرُونَ عَلَيۡهِم بِٱلۡإِثۡمِ وَٱلۡعُدۡوَٰنِ وَإِن يَأۡتُوكُمۡ أُسَٰرَىٰ تُفَٰدُوهُمۡ وَهُوَ مُحَرَّمٌ عَلَيۡكُمۡ إِخۡرَاجُهُمۡۚ أَفَتُؤۡمِنُونَ بِبَعۡضِ ٱلۡكِتَٰبِ وَتَكۡفُرُونَ بِبَعۡضٖۚ فَمَا جَزَآءُ مَن يَفۡعَلُ ذَٰلِكَ مِنكُمۡ إِلَّا خِزۡيٞ فِي ٱلۡحَيَوٰةِ ٱلدُّنۡيَاۖ وَيَوۡمَ ٱلۡقِيَٰمَةِ يُرَدُّونَ إِلَىٰٓ أَشَدِّ ٱلۡعَذَابِۗ وَمَا ٱللَّهُ بِغَٰفِلٍ عَمَّا تَعۡمَلُونَ

Sonra sizler vermiş olduğunuz bu söze muhalefet ediyorsunuz. Birbirinizi öldürüyorsunuz. Sizden bir takım insanlara karşı zulüm ve düşmanlık ediyor ve düşmanlardan yardım alarak onları yurtlarından çıkarıyorsunuz. Düşmanın elinden esir olarak geldiklerinde ise, onları fidye verip kurtarmak için çaba sarf ediyorsunuz. Bununla birlikte onları yurtlarından çıkarmak size haram kılınmıştır. Yoksa siz Tevrat'ta esirlerin fidyesini ödemenin gerekliliğine iman ediyor ve onda zikredilen kanların (canların) muhafaza edilmesi ve birbirinizi yurtlarınızdan çıkarmanın yasaklanmasını inkâr mı ediyorsunuz? Artık sizden bunu yapanın cezası, dünya hayatında rezil olmak ve alçaklıktan başka bir şey değildir. Kıyamet gününde ise onlar azabın en şiddetlisine uğratılırlar. Allah, yaptıklarınızdan habersiz değildir. Bilakis O, yaptıklarınızdan haberdar olandır. Bunun ile size yaptıklarınızın karşılığını verecektir. info
التفاسير:

external-link copy
86 : 2

أُوْلَٰٓئِكَ ٱلَّذِينَ ٱشۡتَرَوُاْ ٱلۡحَيَوٰةَ ٱلدُّنۡيَا بِٱلۡأٓخِرَةِۖ فَلَا يُخَفَّفُ عَنۡهُمُ ٱلۡعَذَابُ وَلَا هُمۡ يُنصَرُونَ

Onlar baki olanı fani olana tercih ederek, ahireti dünya hayatına değişmiş kimselerdir. Ahirette azap onlara hafifletilmeyecektir. Ve o gün onlara yardım eden bir yardımcıları da olmayacaktır. info
التفاسير:

external-link copy
87 : 2

وَلَقَدۡ ءَاتَيۡنَا مُوسَى ٱلۡكِتَٰبَ وَقَفَّيۡنَا مِنۢ بَعۡدِهِۦ بِٱلرُّسُلِۖ وَءَاتَيۡنَا عِيسَى ٱبۡنَ مَرۡيَمَ ٱلۡبَيِّنَٰتِ وَأَيَّدۡنَٰهُ بِرُوحِ ٱلۡقُدُسِۗ أَفَكُلَّمَا جَآءَكُمۡ رَسُولُۢ بِمَا لَا تَهۡوَىٰٓ أَنفُسُكُمُ ٱسۡتَكۡبَرۡتُمۡ فَفَرِيقٗا كَذَّبۡتُمۡ وَفَرِيقٗا تَقۡتُلُونَ

Andolsun, Mûsâ’ya Tevrat’ı verdik. O’ndan sonra birbiri ardınca onun izinden giden peygamberler gönderdik. Meryemoğlu İsâ’ya da ölüleri diriltmek, doğuştan kör çocukları, hastaları ve abraş/alacalıyı iyileştirmek gibi onun doğruluğunu açıklayan apaçık mucizeler verdik. O’nu Cebrâil -aleyhisselam- ile destekledik. -Ey İsrailoğulları!- Size ne zaman Allah tarafından bir peygamber hoşunuza gitmeyen bir şey getirse, hakka karşı büyüklük tasladınız ve Allah'ın rasûllerine karşı kendinizi üstün görerek bir kısmını yalanlayıp bir kısmını da öldürmediniz mi? info
التفاسير:

external-link copy
88 : 2

وَقَالُواْ قُلُوبُنَا غُلۡفُۢۚ بَل لَّعَنَهُمُ ٱللَّهُ بِكُفۡرِهِمۡ فَقَلِيلٗا مَّا يُؤۡمِنُونَ

Yahudiler Muhammed -sallallahu aleyhi ve sellem-'e ittiba etmemelerinin bahanesini şu sözlerle beyan ettiler: Bizim kalplerimiz perdelidir, senin söylediğin hiçbir söz ona ulaşmaz, söylediklerini de anlamaz. Ancak durum onların iddia ettikleri gibi değildir. Bilakis Allah küfürlerinden dolayı onları rahmetinden uzaklaştırmıştır. Allah'ın indirdiğinin azı hariç bir çok şeye iman etmezler. info
التفاسير:
ߟߝߊߙߌ ߟߎ߫ ߢߊ߬ߕߣߐ ߘߏ߫ ߞߐߜߍ ߣߌ߲߬ ߞߊ߲߬:
• من أعظم الكفر: الإيمان ببعض ما أنزل الله والكفر ببعضه؛ لأن فاعل ذلك قد جعل إلهه هواه.
En büyük küfürlerden biri de, Allah'ın indirdiğinin bazısına iman edip bazısını inkâr etmeleridir. Çünkü bunu yapan kimse hevâsını ilah edinmiştir. info

• عِظَم ما بلغه اليهود من العناد، واتباع الهوى، والتلاعب بما أنزل الله تعالى.
Yahudiler inat ederek, hevâlarına uyarak Allah Teâlâ'nın indirdiğiyle oynayarak çok tehlikeli bir noktaya ulaşmışlardır. info

• فضل الله تعالى ورحمته بخلقه، حيث تابع عليهم إرسال الرسل وإنزال الكتب لهدايتهم للرشاد.
Allah Teâlâ'nın kullarına olan rahmeti ve lütfu geniştir. Öyle ki, onlara peş peşe resuller göndermiş ve doğru yolu bulmaları için kitaplar indirmiştir. info

• أن الله يعاقب المعرضين عن الهدى المعاندين لأوامره بالطبع على قلوبهم وطردهم من رحمته؛ فلا يهتدون إلى الحق، ولا يعملون به.
Şüphesiz ki Allah, hidayet yolundan yüz çevirip, emirlere karşı inat edenleri, kalplerini mühürleyip, rahmetinden uzaklaştırarak cezalandıracaktır. Bundan dolayı hakkı bulamayıp onunla amel edemeyeceklerdir. info