पवित्र कुरअानको अर्थको अनुवाद - पवित्र कुर्आनको संक्षिप्त व्याख्याको टर्की भाषामा अनुवाद ।

رقم الصفحة:close

external-link copy
7 : 9

كَيۡفَ يَكُونُ لِلۡمُشۡرِكِينَ عَهۡدٌ عِندَ ٱللَّهِ وَعِندَ رَسُولِهِۦٓ إِلَّا ٱلَّذِينَ عَٰهَدتُّمۡ عِندَ ٱلۡمَسۡجِدِ ٱلۡحَرَامِۖ فَمَا ٱسۡتَقَٰمُواْ لَكُمۡ فَٱسۡتَقِيمُواْ لَهُمۡۚ إِنَّ ٱللَّهَ يُحِبُّ ٱلۡمُتَّقِينَ

-Ey Müslümanlar!- Allah'a ortak koşan müşriklerin Allah katında ve resulü yanında bir anlaşmalarının ve emanlarının olması doğru olmaz. Mescid-i Haram'ın yanında Hudeybiye anlaşmasında kendileriyle anlaşma yaptığınız müşrikler bunun dışındadırlar. Bunlar, size doğru dürüst davrandıkları ve ahitlerini bozmadıkları sürece siz de onlara karşı dürüst davranın ve onlarla olan ahitlerinizi bozmayın. Şüphesiz Allah Teâlâ, kullarından emirlerini yerine getirip yasaklarından kaçınarak takva sahibi olanları sever. info
التفاسير:

external-link copy
8 : 9

كَيۡفَ وَإِن يَظۡهَرُواْ عَلَيۡكُمۡ لَا يَرۡقُبُواْ فِيكُمۡ إِلّٗا وَلَا ذِمَّةٗۚ يُرۡضُونَكُم بِأَفۡوَٰهِهِمۡ وَتَأۡبَىٰ قُلُوبُهُمۡ وَأَكۡثَرُهُمۡ فَٰسِقُونَ

Sizin düşmanlarınız oldukları halde onlar için nasıl bir ahit ve eman olabilir? Şayet onlar, size karşı galip gelselerdi; ne Allah'a, ne akrabalığa ve ne de anlaşmaya bakarlardı. Bilakis sizleri en kötü azapla azaplandırırlardı. Onlar dilleriyle konuştukları güzel sözlerle sizleri hoşnut ederler. Fakat kalpleri dillerini doğrulamaz. Söylediklerini de yerine getirmezler. Onların çoğu, anlaşmalarını bozmaları sebebiyle Allah Teâlâ'ya tâatten çıkmışlardır. info
التفاسير:

external-link copy
9 : 9

ٱشۡتَرَوۡاْ بِـَٔايَٰتِ ٱللَّهِ ثَمَنٗا قَلِيلٗا فَصَدُّواْ عَن سَبِيلِهِۦٓۚ إِنَّهُمۡ سَآءَ مَا كَانُواْ يَعۡمَلُونَ

Ahitlere vefa göstermenin de dahil olduğu Yüce Allah'ın tüm ayetlerine tabi olmayı kendisi ile şehvetlerine ve hevâlarına ulaştıkları dünyanın geçici ve değersiz şeyleri ile değiştirdiler. Kendi nefislerini hakka tabi olmaktan alıkoydular. Kendileri dışındakileri de haktan alıkoydular. Yapmış oldukları amelleri gerçekten ne kötüdür. info
التفاسير:

external-link copy
10 : 9

لَا يَرۡقُبُونَ فِي مُؤۡمِنٍ إِلّٗا وَلَا ذِمَّةٗۚ وَأُوْلَٰٓئِكَ هُمُ ٱلۡمُعۡتَدُونَ

Üzerinde oldukları düşmanlık sebebi ile bir Mümin hakkında ne bir akrabalık ve ne de bir anlaşma gözetirler. Onlar zulüm ve düşmanlıkla vasıflandıklarından dolayı Allah'ın sınırlarını çiğnemişlerdir. info
التفاسير:

external-link copy
11 : 9

فَإِن تَابُواْ وَأَقَامُواْ ٱلصَّلَوٰةَ وَءَاتَوُاْ ٱلزَّكَوٰةَ فَإِخۡوَٰنُكُمۡ فِي ٱلدِّينِۗ وَنُفَصِّلُ ٱلۡأٓيَٰتِ لِقَوۡمٖ يَعۡلَمُونَ

Eğer Allah Teâlâ'ya küfürlerinden tövbe ederler, kelime-i şehadeti söylerler, namazı dosdoğru kılarlar ve mallarının zekâtını verirlerse Müslüman olmuşlardır. Böylece onlar sizin din kardeşlerinizdir. Sizin lehinize olan şey onların da lehinedir, sizin aleyhinize olan şey onların da aleyhinedir. Onlara karşı savaşmanız size helal olmaz. Müslüman olmaları, onların mallarını, kanlarını ve ırzlarını koruma altına alır. Biz ayetleri, bilen bir kavim için işte böyle açıklıyoruz. Ayetlerden istifade edenler ve bu ayetler ile başkalarına fayda verenler de onlardır. info
التفاسير:

external-link copy
12 : 9

وَإِن نَّكَثُوٓاْ أَيۡمَٰنَهُم مِّنۢ بَعۡدِ عَهۡدِهِمۡ وَطَعَنُواْ فِي دِينِكُمۡ فَقَٰتِلُوٓاْ أَئِمَّةَ ٱلۡكُفۡرِ إِنَّهُمۡ لَآ أَيۡمَٰنَ لَهُمۡ لَعَلَّهُمۡ يَنتَهُونَ

Bu müşrikler kendileri ile savaşmayı terk etmeye dair belirli bir süre için yapmış olduğunuz anlaşmalarını ve sözleşmelerini bozar, sizin dininize dil uzatır ve anlaşmalarından bir şeyi eksiltirlerse onlarla savaşın. Çünkü onlar küfrün ele başlarıdır. Artık onlara verilmiş olan kanlarının dökülmesini engelleyecek bir söz yoktur. Küfürlerinin, anlaşmayı bozmalarının ve dini eksik görmelerinin son bulması için onlarla savaşın. info
التفاسير:

external-link copy
13 : 9

أَلَا تُقَٰتِلُونَ قَوۡمٗا نَّكَثُوٓاْ أَيۡمَٰنَهُمۡ وَهَمُّواْ بِإِخۡرَاجِ ٱلرَّسُولِ وَهُم بَدَءُوكُمۡ أَوَّلَ مَرَّةٍۚ أَتَخۡشَوۡنَهُمۡۚ فَٱللَّهُ أَحَقُّ أَن تَخۡشَوۡهُ إِن كُنتُم مُّؤۡمِنِينَ

-Ey iman edenler!- Size olan ahitlerini bozan, Darun Nedve'de peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem-'in Mekke'den çıkarılması için toplanan, bunun için çalışan, sizinle savaşmaya ilk önce kendileri başlayan ve Peygamber'in müttefikleri olan Huzaa kabilesine karşı Kureyş'in müttefikleri olan Bekr kabilesine yardım eden müşriklerle niçin savaşmıyorsunuz? Yoksa onlardan korktuğunuz için mi onlarla savaşmıyorsunuz? Gerçekten hakkıyla iman ediyorsanız Allah -Subhanehu ve Teâlâ- kendisinden korkulmaya daha layıktır. info
التفاسير:
यस पृष्ठको अायतहरूका लाभहरूमध्येबाट:
• دلَّت الآيات على أن قتال المشركين الناكثين العهد كان لأسباب كثيرة، أهمها: نقضهم العهد.
Ayetler, ahitlerini bozan müşrikler ile savaşmanın pek çok sebebi olduğuna delalet etmektedir ki, bunların en önemlilerinden biri anlaşmayı bozmaktır. info

• في الآيات دليل على أن من امتنع من أداء الصلاة أو الزكاة فإنه يُقاتَل حتى يؤديهما، كما فعل أبو بكر رضي الله عنه.
Ayetlerde, namazı ve zekâtı eda etmekten imtina eden kimselerle namazı ve zekâtı eda edinceye kadar savaşılacağına dair deliller vardır. Nitekim Ebu Bekir -radıyallahu anh-'da böyle yapmıştır. info

• استدل بعض العلماء بقوله تعالى:﴿وَطَعَنُوا فِي دِينِكُمْ﴾ على وجوب قتل كل من طعن في الدّين عامدًا مستهزئًا به.
Âlimler, Allah Teâlâ'nın; "Sizin dininize dil uzatırlarsa" ayetini, din ile bilerek alay edip dini karalayan kimsenin ödürülmesinin farz olduğuna delil olarak göstermişlerdir. info

• في الآيات دلالة على أن المؤمن الذي يخشى الله وحده يجب أن يكون أشجع الناس وأجرأهم على القتال.
Ayetler, sadece Allah'tan korkan Mümin bir kimsenin savaşmak hususunda insanların en cesaretlisi olması gerektiğine delalet etmektedir. info