पवित्र कुरअानको अर्थको अनुवाद - पवित्र कुर्आनको संक्षिप्त व्याख्याको टर्की भाषामा अनुवाद ।

رقم الصفحة:close

external-link copy
44 : 7

وَنَادَىٰٓ أَصۡحَٰبُ ٱلۡجَنَّةِ أَصۡحَٰبَ ٱلنَّارِ أَن قَدۡ وَجَدۡنَا مَا وَعَدَنَا رَبُّنَا حَقّٗا فَهَلۡ وَجَدتُّم مَّا وَعَدَ رَبُّكُمۡ حَقّٗاۖ قَالُواْ نَعَمۡۚ فَأَذَّنَ مُؤَذِّنُۢ بَيۡنَهُمۡ أَن لَّعۡنَةُ ٱللَّهِ عَلَى ٱلظَّٰلِمِينَ

Kalıcı olan cennet ehli, kalıcı olan cehennem ehline her birinin kendisi için hazırlanmış makamlara girmesinin ardından şöyle seslenir: “Muhakkak biz, Rabbimizin bize cennette vadettiklerini hakikaten gerçekleşmiş olarak bulduk. O, bizi cennete soktu. Ey kâfirler! Sizler de, Allah’ın size vadettiklerini cehennemde gerçekleşmiş olarak buldunuz mu?” Kâfirler dediler ki: “Bizler de cehennemde ne vadedilmişse hakikaten bulduk.” Bir münadi, zalimlerin Allah’ın rahmetinden kovulmasını isteyerek seslenir. Oysa onlara, dünya hayatında rahmet kapıları açılmıştı, fakat onlar yüz çevirmişlerdi. info
التفاسير:

external-link copy
45 : 7

ٱلَّذِينَ يَصُدُّونَ عَن سَبِيلِ ٱللَّهِ وَيَبۡغُونَهَا عِوَجٗا وَهُم بِٱلۡأٓخِرَةِ كَٰفِرُونَ

O zalimler, Allah’ın yolundan kendileri yüz çevirdiği gibi başkalarını da yüz çevirmeye sürüklerler. İnsanlar o yola girmesinler diye hak yolun eğri olmasını arzu ederler. Onlar ahirete hazırlık yapmaz ve o günü inkâr ederler. info
التفاسير:

external-link copy
46 : 7

وَبَيۡنَهُمَا حِجَابٞۚ وَعَلَى ٱلۡأَعۡرَافِ رِجَالٞ يَعۡرِفُونَ كُلَّۢا بِسِيمَىٰهُمۡۚ وَنَادَوۡاْ أَصۡحَٰبَ ٱلۡجَنَّةِ أَن سَلَٰمٌ عَلَيۡكُمۡۚ لَمۡ يَدۡخُلُوهَا وَهُمۡ يَطۡمَعُونَ

Bu iki grup arasında; Cennet ve Cehennem ashabı arasında A'raf adı verilen yüksekçe bir sur vardır. Bu yüksek surların üzerinde iyilikleri ve kötülükleri eşit seviyede kalmış adamlar vardır. Bunlar Cennet ashabını yüzlerinin beyazlığı gibi alametlerinden tanırlar. Cehennem ashabını da yüzlerinin siyahlığı gibi alametlerinden tanırlar. Bu adamlar Cennet ahalisine seslenip onlara ikram olarak şöyle derler: “Sizlere selam olsun!” O vakit A'raf ashabı, henüz Cennet'e girmemiştir. Onlar Allah’ın rahmetiyle Cennet'e girmeyi umut ederler. info
التفاسير:

external-link copy
47 : 7

۞ وَإِذَا صُرِفَتۡ أَبۡصَٰرُهُمۡ تِلۡقَآءَ أَصۡحَٰبِ ٱلنَّارِ قَالُواْ رَبَّنَا لَا تَجۡعَلۡنَا مَعَ ٱلۡقَوۡمِ ٱلظَّٰلِمِينَ

A'raf ashabının bakışları cehennem ashabına çevrilip onların içinde bulundukları şiddetli azabı gördüklerinde Allah’a dua ederek şöyle derler: "Ey Rabbimiz! Bizleri, seni inkâr eden ve sana ortak koşan zalimler topluluğuyla beraber kılma!" info
التفاسير:

external-link copy
48 : 7

وَنَادَىٰٓ أَصۡحَٰبُ ٱلۡأَعۡرَافِ رِجَالٗا يَعۡرِفُونَهُم بِسِيمَىٰهُمۡ قَالُواْ مَآ أَغۡنَىٰ عَنكُمۡ جَمۡعُكُمۡ وَمَا كُنتُمۡ تَسۡتَكۡبِرُونَ

A'raf’ta bulunanlar, cehennem ashabından yüzlerinin siyahlığı ve gözlerinin maviliği gibi, alametlerinden bildikleri kâfir kimselere seslenerek onlara şöyle derler: “Mallarınız ve adamlarınızın çokluğu size bir fayda vermedi. Haktan büyüklenerek ve kibirlenerek yüz çevirmeniz de size bir fayda vermedi.” info
التفاسير:

external-link copy
49 : 7

أَهَٰٓؤُلَآءِ ٱلَّذِينَ أَقۡسَمۡتُمۡ لَا يَنَالُهُمُ ٱللَّهُ بِرَحۡمَةٍۚ ٱدۡخُلُواْ ٱلۡجَنَّةَ لَا خَوۡفٌ عَلَيۡكُمۡ وَلَآ أَنتُمۡ تَحۡزَنُونَ

Allah Teâlâ, kâfirleri kınayarak onlara şöyle der: “Sizlerin, Allah’ın katından bir rahmete nail olmayacaklarına dair yemin ettikleriniz bu kimseler mi? Allah, Müminlere de şöyle der: "Ey müminler! Artık cennete girin! Karşılaşacak olduğunuz şeylerde sizler için bir korku yoktur ve de karşılaştığınız kalıcı nimetlerden ötürü dünya hazlarından kaçırdıklarınız adına da üzülmeyeceksiniz." info
التفاسير:

external-link copy
50 : 7

وَنَادَىٰٓ أَصۡحَٰبُ ٱلنَّارِ أَصۡحَٰبَ ٱلۡجَنَّةِ أَنۡ أَفِيضُواْ عَلَيۡنَا مِنَ ٱلۡمَآءِ أَوۡ مِمَّا رَزَقَكُمُ ٱللَّهُۚ قَالُوٓاْ إِنَّ ٱللَّهَ حَرَّمَهُمَا عَلَى ٱلۡكَٰفِرِينَ

Cehennem ashabı cennet ashabına seslenir, onlardan istekte bulunur ve şöyle derler: "Ey cennet ashabı! Bize su verin veya Allah’ın sizlere verdiği rızıklardan bizlere de göndererek ihsanda bulunun.” Cennet ashabı ise onlara şöyle diyerek cevap verir: “Muhakkak Allah, küfürleri sebebiyle o ikisini kâfirlere haram kıldı. Bizler Yüce Allah’ın sizlere haram kıldığı şeyleri sizlere vererek ihtiyacınızı karşılamayacağız.” info
التفاسير:

external-link copy
51 : 7

ٱلَّذِينَ ٱتَّخَذُواْ دِينَهُمۡ لَهۡوٗا وَلَعِبٗا وَغَرَّتۡهُمُ ٱلۡحَيَوٰةُ ٱلدُّنۡيَاۚ فَٱلۡيَوۡمَ نَنسَىٰهُمۡ كَمَا نَسُواْ لِقَآءَ يَوۡمِهِمۡ هَٰذَا وَمَا كَانُواْ بِـَٔايَٰتِنَا يَجۡحَدُونَ

Bu kâfirler, dinlerini alay ve eğlence kılmış, dünya hayatının süs ve ziynetleri onları aldatmıştır. Kıyamet günüyle karşılaşmayı unuttukları ve onun için çalışmadıkları gibi kıyamet günü de Allah onları unutacak ve onları azap görür bir halde terk edecektir. Onlar, Allah’ın burhan ve kanıtlarını inkâr ettikleri ve hak olduklarını bildikleri halde kâfir oldukları için hazırlık yapmadılar. info
التفاسير:
यस पृष्ठको अायतहरूका लाभहरूमध्येबाट:
• عدم الإيمان بالبعث سبب مباشر للإقبال على الشهوات.
Öldükten sonra yeniden dirilişe iman etmemek, şehvet ve nefse hoş gelen şeylere yönelmek konusunda direk bir sebeptir. info

• يتيقن الناس يوم القيامة تحقق وعد الله لأهل طاعته، وتحقق وعيده للكافرين.
Kıyamet günü insanlar, Allah’ın kendisine itaat eden kimselere olan vaatlerinin gerçekleşeceğini ve kâfir olan kimselere de tehdit ettiklerinin gerçekleşeceğini yakinen bilip, anlarlar. info

• الناس يوم القيامة فريقان: فريق في الجنة وفريق في النار، وبينهما فريق في مكان وسط لتساوي حسناتهم وسيئاتهم، ومصيرهم إلى الجنة.
Kıyamet günü insanlar iki sınıftır: Bir grup cennette ve bir grup da cehennemdedir. Bu ikisinin arasında, tam orta yerde iyilikleri ve kötülükleri eşit olan başka bir grup daha vardır. Onların sonuçta varacağı yer ise, cennettir. info

• على الذين يملكون المال والجاه وكثرة الأتباع أن يعلموا أن هذا كله لن يغني عنهم من الله شيئًا، ولن ينجيهم من عذاب الله.
Servet, itibar ve çok fazla takipçisi olan kimseler bu sahip oldukları şeylerin Yüce Allah katında kendilerine bir fayda sağlamayacağını ve Allah’ın azabından kurtaramayacağını çok iyi bilmesi gerekir. info