पवित्र कुरअानको अर्थको अनुवाद - पवित्र कुर्आनको संक्षिप्त व्याख्याको टर्की भाषामा अनुवाद ।

رقم الصفحة:close

external-link copy
135 : 4

۞ يَٰٓأَيُّهَا ٱلَّذِينَ ءَامَنُواْ كُونُواْ قَوَّٰمِينَ بِٱلۡقِسۡطِ شُهَدَآءَ لِلَّهِ وَلَوۡ عَلَىٰٓ أَنفُسِكُمۡ أَوِ ٱلۡوَٰلِدَيۡنِ وَٱلۡأَقۡرَبِينَۚ إِن يَكُنۡ غَنِيًّا أَوۡ فَقِيرٗا فَٱللَّهُ أَوۡلَىٰ بِهِمَاۖ فَلَا تَتَّبِعُواْ ٱلۡهَوَىٰٓ أَن تَعۡدِلُواْۚ وَإِن تَلۡوُۥٓاْ أَوۡ تُعۡرِضُواْ فَإِنَّ ٱللَّهَ كَانَ بِمَا تَعۡمَلُونَ خَبِيرٗا

Ey Allah’a iman eden ve resulüne tabi olanlar! Her hâlükârda adaletli olun ve hak, sizin, anne babanızın veya akrabalarınızın aleyhine olsa bile herkese karşı hak olan şahitliği yerine getirin. Bir kişinin fakir veya zengin olması sizi şahitlik etmeye veya şahitlik etmemeye taşımasın. Allah sizin için fakirden ve zenginden daha evladır ve onların yararlarına olanı sizden daha iyi bilir. Yaptığınız şahitliklerde haktan ayrılmamak için arzularınıza tabi olmayın. Şahitlik yaparken olduğu halin dışında gerçeği çarptırırsanız veya şahitlik yapmaktan yüz çevirirseniz şüphesiz Allah sizin yaptıklarınızdan haberdardır. info
التفاسير:

external-link copy
136 : 4

يَٰٓأَيُّهَا ٱلَّذِينَ ءَامَنُوٓاْ ءَامِنُواْ بِٱللَّهِ وَرَسُولِهِۦ وَٱلۡكِتَٰبِ ٱلَّذِي نَزَّلَ عَلَىٰ رَسُولِهِۦ وَٱلۡكِتَٰبِ ٱلَّذِيٓ أَنزَلَ مِن قَبۡلُۚ وَمَن يَكۡفُرۡ بِٱللَّهِ وَمَلَٰٓئِكَتِهِۦ وَكُتُبِهِۦ وَرُسُلِهِۦ وَٱلۡيَوۡمِ ٱلۡأٓخِرِ فَقَدۡ ضَلَّ ضَلَٰلَۢا بَعِيدًا

Ey İman edenler! Allah’a, resulüne, peygamberine indirdiği Kur'an'a ve daha önceki peygamberlere indirdiği kitaplara olan imanınızda sebat gösterin. Kim Allah’ı, kitaplarını, peygamberlerini, kıyamet gününü inkâr ederse, dosdoğru yoldan çok büyük bir mesafeyle uzaklaşmış olur. info
التفاسير:

external-link copy
137 : 4

إِنَّ ٱلَّذِينَ ءَامَنُواْ ثُمَّ كَفَرُواْ ثُمَّ ءَامَنُواْ ثُمَّ كَفَرُواْ ثُمَّ ٱزۡدَادُواْ كُفۡرٗا لَّمۡ يَكُنِ ٱللَّهُ لِيَغۡفِرَ لَهُمۡ وَلَا لِيَهۡدِيَهُمۡ سَبِيلَۢا

İman ettikten sonra kendilerinden defalarca küfür sadır olan, iman ettikten sonra ondan dönüp sonra tekrar iman edip sonra tekrar küfre dönenler ve küfürde ısrar edip bu hal üzere ölenlerin günahlarını yüce Allah bağışlamayacaktır. Onları kendisine (Allah) Teâlâ'ya ulaştıran dosdoğru yola da muvaffak kılmayacaktır. info
التفاسير:

external-link copy
138 : 4

بَشِّرِ ٱلۡمُنَٰفِقِينَ بِأَنَّ لَهُمۡ عَذَابًا أَلِيمًا

-Ey Peygamber!- İman etmiş gibi görünüp küfürlerini gizleyen münafıklara, onlar için Allah’ın katında kıyamet günü olan elem verici bir azabı müjdele. info
التفاسير:

external-link copy
139 : 4

ٱلَّذِينَ يَتَّخِذُونَ ٱلۡكَٰفِرِينَ أَوۡلِيَآءَ مِن دُونِ ٱلۡمُؤۡمِنِينَۚ أَيَبۡتَغُونَ عِندَهُمُ ٱلۡعِزَّةَ فَإِنَّ ٱلۡعِزَّةَ لِلَّهِ جَمِيعٗا

Bu azap, onların müminleri bırakıp, kâfirleri yardımcı ve yaren edinmelerinden ötürüdür. Onları dost edinmeleri şaşılacak bir iştir. Kendisi ile yükselmeleri için onlardan kuvvet ve koruyuculuk mu istiyorlar? Oysa güç ve koruma bütünüyle Allah’ındır. info
التفاسير:

external-link copy
140 : 4

وَقَدۡ نَزَّلَ عَلَيۡكُمۡ فِي ٱلۡكِتَٰبِ أَنۡ إِذَا سَمِعۡتُمۡ ءَايَٰتِ ٱللَّهِ يُكۡفَرُ بِهَا وَيُسۡتَهۡزَأُ بِهَا فَلَا تَقۡعُدُواْ مَعَهُمۡ حَتَّىٰ يَخُوضُواْ فِي حَدِيثٍ غَيۡرِهِۦٓ إِنَّكُمۡ إِذٗا مِّثۡلُهُمۡۗ إِنَّ ٱللَّهَ جَامِعُ ٱلۡمُنَٰفِقِينَ وَٱلۡكَٰفِرِينَ فِي جَهَنَّمَ جَمِيعًا

-Ey Müminler!- Yüce Allah sizlere indirdiği Kur'an-ı Kerim’de şunu bildirmiştir: Bir mecliste oturduğunuzda Allah’ın ayetlerini inkâr eden ve onlarla alay eden kimseler duyarsanız, onlar Allah’ın ayetlerini inkâr etmekten ve onlarla alay etmekten vazgeçip başka konularda konuşuncaya dek, sizin orada onlarla beraber oturmayı terk etmeniz ve meclislerinden ayrılmanız gerekir. Onlar Allah’ın ayetlerini inkâr edip alay ettikleri halde onları işittikten sonra onlarla oturmaya devam ederseniz Allah’ın emrine karşı gelmede onlarla aynı olursunuz. Çünkü onların inkâr ederek Allah’a karşı geldikleri gibi, siz de orada oturarak Allah’a karşı gelmiş olursunuz. Şüphesiz Allah kıyamet günü İslam’ı (Müslümanlıklarını) gösterip küfürlerini gizleyen münafıkları kâfirlerle beraber cehennem ateşinde toplayacaktır. info
التفاسير:
यस पृष्ठको अायतहरूका लाभहरूमध्येबाट:
• وجوب العدل في القضاء بين الناس وعند أداء الشهادة، حتى لو كان الحق على النفس أو على أحد من القرابة.
Hakikat kendi veya akrabalarından birinin aleyhine dahi olsa, insanlar arasında hüküm verirken ve şahitlik ederken adaletli olmanın farz olduğu ifade edilmiştir. info

• على المؤمن أن يجتهد في فعل ما يزيد إيمانه من أعمال القلوب والجوارح، ويثبته في قلبه.
Müminin yapması gereken, kalp ve beden amellerini yerine getirmekte gayret göstermesi ve onu (imanı) kalbinde sabit kılmasıdır. info

• عظم خطر المنافقين على الإسلام وأهله؛ ولهذا فقد توعدهم الله بأشد العقوبة في الآخرة.
Münafıkların İslam’a ve Müslümanlara karşı tehlikesinin ne kadar büyük olduğu ifade edilmiştir. Bu yüzden yüce Allah, onları ahiretteki en şiddetli azapla tehdit etmiştir. info

• إذا لم يستطع المؤمن الإنكار على من يتطاول على آيات الله وشرعه، فلا يجوز له الجلوس معه على هذه الحال.
Allah’ın ayetlerine ve dinine dil uzatan kimselerin yaptığını inkâr etmeye gücü yetmediği durumlarda Mümin kimsenin onlarla beraber oturması caiz değildir. info