വിശുദ്ധ ഖുർആൻ പരിഭാഷ - തുർകിഷ് വിവർത്തനം - ഡോ. അലി ഓസ്കും സംഘവും

പേജ് നമ്പർ:close

external-link copy
20 : 77

أَلَمۡ نَخۡلُقكُّم مِّن مَّآءٖ مَّهِينٖ

(Ey insanlar!) Biz sizi dayanıksız bir sudan yaratmadık mı? info
التفاسير:

external-link copy
21 : 77

فَجَعَلۡنَٰهُ فِي قَرَارٖ مَّكِينٍ

İşte o suyu, sağlam bir yere yerleştirdik. info
التفاسير:

external-link copy
22 : 77

إِلَىٰ قَدَرٖ مَّعۡلُومٖ

Belli bir süreye kadar… info
التفاسير:

external-link copy
23 : 77

فَقَدَرۡنَا فَنِعۡمَ ٱلۡقَٰدِرُونَ

Biz buna güç yetirmişizdir. Ve bizim gücümüz ne büyüktür! info
التفاسير:

external-link copy
24 : 77

وَيۡلٞ يَوۡمَئِذٖ لِّلۡمُكَذِّبِينَ

O gün (hakikatleri) yalan sayanların vay haline! info
التفاسير:

external-link copy
25 : 77

أَلَمۡ نَجۡعَلِ ٱلۡأَرۡضَ كِفَاتًا

Biz, yeryüzünü toplanma yeri yapmadık mı? info
التفاسير:

external-link copy
26 : 77

أَحۡيَآءٗ وَأَمۡوَٰتٗا

Dirilere ve ölülere. info
التفاسير:

external-link copy
27 : 77

وَجَعَلۡنَا فِيهَا رَوَٰسِيَ شَٰمِخَٰتٖ وَأَسۡقَيۡنَٰكُم مَّآءٗ فُرَاتٗا

Yeryüzünde haşmetli dağlar yarattık, sizlere tatlı sular içirdik. info
التفاسير:

external-link copy
28 : 77

وَيۡلٞ يَوۡمَئِذٖ لِّلۡمُكَذِّبِينَ

O gün, (hakikatleri) yalan sayanların vay haline! info
التفاسير:

external-link copy
29 : 77

ٱنطَلِقُوٓاْ إِلَىٰ مَا كُنتُم بِهِۦ تُكَذِّبُونَ

(İnkarcılara o gün şöyle denilir:) yalan sayageldiğiniz azaba doğru gidin! info
التفاسير:

external-link copy
30 : 77

ٱنطَلِقُوٓاْ إِلَىٰ ظِلّٖ ذِي ثَلَٰثِ شُعَبٖ

Üç kola ayrılmış, (ama) bir gölgeye gidin. info
التفاسير:

external-link copy
31 : 77

لَّا ظَلِيلٖ وَلَا يُغۡنِي مِنَ ٱللَّهَبِ

Ne gölgelendiren, ne de alevden koruyan. info
التفاسير:

external-link copy
32 : 77

إِنَّهَا تَرۡمِي بِشَرَرٖ كَٱلۡقَصۡرِ

O, saray gibi kocaman kıvılcım saçar. info
التفاسير:

external-link copy
33 : 77

كَأَنَّهُۥ جِمَٰلَتٞ صُفۡرٞ

Her bir kıvılcım, sanki birer sarı deve gibidir. info
التفاسير:

external-link copy
34 : 77

وَيۡلٞ يَوۡمَئِذٖ لِّلۡمُكَذِّبِينَ

O gün, (hakikatleri) yalan sayanların vay haline! info
التفاسير:

external-link copy
35 : 77

هَٰذَا يَوۡمُ لَا يَنطِقُونَ

Bu, (kâfirlerin) konuşamayacağı bir gündür. info
التفاسير:

external-link copy
36 : 77

وَلَا يُؤۡذَنُ لَهُمۡ فَيَعۡتَذِرُونَ

Onlara izin de verilmez ki (sözde) mazeretlerini beyan etsinler. info
التفاسير:

external-link copy
37 : 77

وَيۡلٞ يَوۡمَئِذٖ لِّلۡمُكَذِّبِينَ

O gün, (hakikatleri) yalan sayanların vay haline! info
التفاسير:

external-link copy
38 : 77

هَٰذَا يَوۡمُ ٱلۡفَصۡلِۖ جَمَعۡنَٰكُمۡ وَٱلۡأَوَّلِينَ

(O zaman şöyle denir:) Bu, ayırım günüdür. Sizi ve sizden öncekileri bir araya getirdik. info
التفاسير:

external-link copy
39 : 77

فَإِن كَانَ لَكُمۡ كَيۡدٞ فَكِيدُونِ

(Azaptan kurtulmanız için) bir hileniz varsa, gösterin bana hilenizi! info
التفاسير:

external-link copy
40 : 77

وَيۡلٞ يَوۡمَئِذٖ لِّلۡمُكَذِّبِينَ

O gün, (hakikatleri) yalan sayanların vay haline! info
التفاسير:

external-link copy
41 : 77

إِنَّ ٱلۡمُتَّقِينَ فِي ظِلَٰلٖ وَعُيُونٖ

Şüphesiz (o gün) takvâ sahipleri, gölgeliklerde ve pınar başlarında, info
التفاسير:

external-link copy
42 : 77

وَفَوَٰكِهَ مِمَّا يَشۡتَهُونَ

canlarının çektiğinden çeşit çeşit meyveler (arasında olacaklardır.) info
التفاسير:

external-link copy
43 : 77

كُلُواْ وَٱشۡرَبُواْ هَنِيٓـَٔۢا بِمَا كُنتُمۡ تَعۡمَلُونَ

(Kendilerine:) «İşlediklerinizin karşılığı olarak şimdi âfîyetle yiyin için» (denir). info
التفاسير:

external-link copy
44 : 77

إِنَّا كَذَٰلِكَ نَجۡزِي ٱلۡمُحۡسِنِينَ

İşte, biz iyilik yapanları böyle mükâfatlandırırız. info
التفاسير:

external-link copy
45 : 77

وَيۡلٞ يَوۡمَئِذٖ لِّلۡمُكَذِّبِينَ

O gün, (hakikatleri) yalan sayanların vay haline! info
التفاسير:

external-link copy
46 : 77

كُلُواْ وَتَمَتَّعُواْ قَلِيلًا إِنَّكُم مُّجۡرِمُونَ

(Ey inkârcılar!) yiyiniz, (dünyadan) faydalanınız biraz! Gerçek şu ki, sizler suçlusunuz! info
التفاسير:

external-link copy
47 : 77

وَيۡلٞ يَوۡمَئِذٖ لِّلۡمُكَذِّبِينَ

O gün, (hakikatleri) yalan sayanların vay haline! info
التفاسير:

external-link copy
48 : 77

وَإِذَا قِيلَ لَهُمُ ٱرۡكَعُواْ لَا يَرۡكَعُونَ

Onlar, kendilerine: «Allah'ın huzurunda eğilin!» denildiği vakit eğilmezler. info
التفاسير:

external-link copy
49 : 77

وَيۡلٞ يَوۡمَئِذٖ لِّلۡمُكَذِّبِينَ

O gün, (hakikatleri) yalan sayanların vay haline! info
التفاسير:

external-link copy
50 : 77

فَبِأَيِّ حَدِيثِۭ بَعۡدَهُۥ يُؤۡمِنُونَ

Onlar artık bundan (Kur'an'dan) sonra hangi söze inanacaklar?  info
التفاسير: