വിശുദ്ധ ഖുർആൻ പരിഭാഷ - അൽ മുഖ്തസ്വർ ഫീ തഫ്സീറിൽ ഖുർആനിൽ കരീം (തുർകി വിവർത്തനം)

പേജ് നമ്പർ:close

external-link copy
12 : 58

يَٰٓأَيُّهَا ٱلَّذِينَ ءَامَنُوٓاْ إِذَا نَٰجَيۡتُمُ ٱلرَّسُولَ فَقَدِّمُواْ بَيۡنَ يَدَيۡ نَجۡوَىٰكُمۡ صَدَقَةٗۚ ذَٰلِكَ خَيۡرٞ لَّكُمۡ وَأَطۡهَرُۚ فَإِن لَّمۡ تَجِدُواْ فَإِنَّ ٱللَّهَ غَفُورٞ رَّحِيمٌ

Sahabilerin, Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem- ile gizlice sırlarını konuşma talepleri çoğalınca, Allah Teâlâ şöyle buyurdu: Ey iman edenler! Rasûlle bir sırrınızı konuşacağınız zaman bunu yapmadan önce bir sadaka verin. Önce sadaka vermeniz, sizin için daha hayırlı ve daha temizdir. Zira böyle davranmanız kalpleri temizleyen bir itaattir. Sadaka olarak verecek bir şey bulamamanız durumda peygamberle sırrınızı konuşmanızda bir beis yoktur. Şüphesiz Allah, kullarının günahlarını çokça bağışlayandır, onlara karşı çok merhametlidir. Onları, güçlerinin yettiğinden başkasıyla sorumlu tutmaz. info
التفاسير:

external-link copy
13 : 58

ءَأَشۡفَقۡتُمۡ أَن تُقَدِّمُواْ بَيۡنَ يَدَيۡ نَجۡوَىٰكُمۡ صَدَقَٰتٖۚ فَإِذۡ لَمۡ تَفۡعَلُواْ وَتَابَ ٱللَّهُ عَلَيۡكُمۡ فَأَقِيمُواْ ٱلصَّلَوٰةَ وَءَاتُواْ ٱلزَّكَوٰةَ وَأَطِيعُواْ ٱللَّهَ وَرَسُولَهُۥۚ وَٱللَّهُ خَبِيرُۢ بِمَا تَعۡمَلُونَ

Resul ile gizli bir şey konuşmanızdan önce sadaka verme sebebiyle fakirlikten mi çekindiniz? Allah'ın emrettiğini yapmadığınıza ve bir ruhsat olarak da Allah sizi affettiğine göre artık namazı en kamil bir şekilde kılın, mallarınızın zekâtını verin, Allah'a ve Rasûlüne itaat edin. Allah yaptıklarınızdan hakkıyla haberdardır. Yaptıklarınızdan hiçbir şey O'na gizli kalmaz. Buna göre size karşılığını verecektir. info
التفاسير:

external-link copy
14 : 58

۞ أَلَمۡ تَرَ إِلَى ٱلَّذِينَ تَوَلَّوۡاْ قَوۡمًا غَضِبَ ٱللَّهُ عَلَيۡهِم مَّا هُم مِّنكُمۡ وَلَا مِنۡهُمۡ وَيَحۡلِفُونَ عَلَى ٱلۡكَذِبِ وَهُمۡ يَعۡلَمُونَ

-Ey Peygamber!- Küfür ve isyanları sebebi ile Allah'ın kendilerine gazap ettiği bir topluluk olan Yahudileri dost edinen münafıkları görmedin mi? O münafıklar ne Müminlerden ve ne de Yahudilerdendir. Onlar bu iki grup arasında herhangi birine karar veremez bir durumdadırlar. (Ne tam olarak onlara, ne de tam olarak bunlara meylederler) Müminlerin haberlerini Yahudilere aktardıkları halde kendilerinin Müslümanlar olduklarına dair yemin ederler. Onlar yeminlerinde yalancı olanlardır. info
التفاسير:

external-link copy
15 : 58

أَعَدَّ ٱللَّهُ لَهُمۡ عَذَابٗا شَدِيدًاۖ إِنَّهُمۡ سَآءَ مَا كَانُواْ يَعۡمَلُونَ

Münafıkları ateşin en alt tabakasına girdirerek Yüce Allah onlar için ahirette şiddetli bir azap hazırlamıştır. Şüphesiz onlar; dünyada yapmakta oldukları çok kötü küfür amelleri üzerinedirler. info
التفاسير:

external-link copy
16 : 58

ٱتَّخَذُوٓاْ أَيۡمَٰنَهُمۡ جُنَّةٗ فَصَدُّواْ عَن سَبِيلِ ٱللَّهِ فَلَهُمۡ عَذَابٞ مُّهِينٞ

Onlar ettikleri yeminleri ile Müslümanlıklarını ortaya koyarak mallarını ve canlarını korumak ve öldürülmelerine engel olmak için yeminlerini kalkan edindiler. Müslümanları zayıflatarak ve haktan alıkoyarak insanları haktan uzaklaştırdılar. Bu yüzden onları küçük düşüren ve rezil eden bir azap vardır. info
التفاسير:

external-link copy
17 : 58

لَّن تُغۡنِيَ عَنۡهُمۡ أَمۡوَٰلُهُمۡ وَلَآ أَوۡلَٰدُهُم مِّنَ ٱللَّهِ شَيۡـًٔاۚ أُوْلَٰٓئِكَ أَصۡحَٰبُ ٱلنَّارِۖ هُمۡ فِيهَا خَٰلِدُونَ

Onların malları da oğulları da Allah'a karşı kendilerine bir fayda vermez. Onlar cehennem ahalisidir. Orada ebedî kalacaklardır ve onların azabı asla son bulmayacaktır. info
التفاسير:

external-link copy
18 : 58

يَوۡمَ يَبۡعَثُهُمُ ٱللَّهُ جَمِيعٗا فَيَحۡلِفُونَ لَهُۥ كَمَا يَحۡلِفُونَ لَكُمۡ وَيَحۡسَبُونَ أَنَّهُمۡ عَلَىٰ شَيۡءٍۚ أَلَآ إِنَّهُمۡ هُمُ ٱلۡكَٰذِبُونَ

O gün Yüce Allah ceza/karşılık vermek için onların hepsini yeniden diriltecektir. -Ey Müminler!- Onlar dünyada iken küfür ve nifak üzere oldukları halde Allah'ı razı etmek için amel eden Müslümanlar olduklarına dair size yemin ettikleri gibi ahirette de O'na (Yüce Allah'a) yemin edeceklerdir. Onlar ettikleri bu yeminleri ile kendilerine fayda getirecek yahut kendilerinden zararı savacak bir şey üzerinde olduklarını sanırlar. İyi bilin ki onlar, dünyadaki yeminlerinde de ahiretteki yeminlerinde de gerçekten yalancıdırlar. info
التفاسير:

external-link copy
19 : 58

ٱسۡتَحۡوَذَ عَلَيۡهِمُ ٱلشَّيۡطَٰنُ فَأَنسَىٰهُمۡ ذِكۡرَ ٱللَّهِۚ أُوْلَٰٓئِكَ حِزۡبُ ٱلشَّيۡطَٰنِۚ أَلَآ إِنَّ حِزۡبَ ٱلشَّيۡطَٰنِ هُمُ ٱلۡخَٰسِرُونَ

Şeytan onları hükmü altına almış ve vesvesesi ile onlara Allah'ın zikrini unutturmuştur. Böylece onlar, Allah'ı razı edecek olan amelleri yapmamışlar, ancak Allah'ı gazaplandıracak amelleri işlemişlerdir. İşte bu sıfatlar ile vasfolunmuş olan kimseler İblis'in ordusu ve İblis'e tabi olanlardır. Dünyada ve ahirette asıl hüsrana uğrayanlar İblis'in ordusu ve İblis'e tabi olanlardır. Onlar sapıklığa karşılık olarak hidayeti, cehenneme karşılık olarak ise cenneti satmışlardır. info
التفاسير:

external-link copy
20 : 58

إِنَّ ٱلَّذِينَ يُحَآدُّونَ ٱللَّهَ وَرَسُولَهُۥٓ أُوْلَٰٓئِكَ فِي ٱلۡأَذَلِّينَ

Şüphesiz Allah’a ve resulüne düşmanlık edip muhalefet edenler; işte onlar Allah'ın, kendilerini dünyada ve ahirette zelil kıldığı, aynı zamanda alçalttığı kâfirler zümresindendir. info
التفاسير:

external-link copy
21 : 58

كَتَبَ ٱللَّهُ لَأَغۡلِبَنَّ أَنَا۠ وَرُسُلِيٓۚ إِنَّ ٱللَّهَ قَوِيٌّ عَزِيزٞ

Yüce Allah, ezeli ilminde; “Ben ve elçilerim mutlaka düşmanlarımıza karşı delil ve güç ile galip geleceğiz." diye hükmetmiştir. Şüphesiz Yüce Allah, elçilerine yardım etmek hususunda çok güçlüdür ve onların düşmanlarından öç alma hususunda çok güçlüdür. info
التفاسير:
ഈ പേജിലെ ആയത്തുകളിൽ നിന്നുള്ള പാഠങ്ങൾ:
• لطف الله بنبيه صلى الله عليه وسلم؛ حيث أدَّب صحابته بعدم المشقَّة عليه بكثرة المناجاة.
Allah Teâlâ'nın Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem-'e olan lütfu beyan edilmiştir ki Allah Teâlâ, Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem-'in ashabını ona karşı çok münacâtta (sır söylemede) bulunarak meşakkat vermemeleri hususunda edeplendirmiştir. info

• ولاية اليهود من شأن المنافقين.
Yahudileri dost edinmek münafıkların yaptıkları işlerdendir. info

• خسران أهل الكفر وغلبة أهل الإيمان سُنَّة إلهية قد تتأخر، لكنها لا تتخلف.
Geç olarak gerçekleşse bile inkâr ehlinin hüsrana uğraması ve iman ehlinin onlara üstün gelmesi ilahi bir sünnettir. Bu husus değişmez ve sapmaz. info