വിശുദ്ധ ഖുർആൻ പരിഭാഷ - അൽ മുഖ്തസ്വർ ഫീ തഫ്സീറിൽ ഖുർആനിൽ കരീം (തുർകി വിവർത്തനം)

പേജ് നമ്പർ:close

external-link copy
38 : 4

وَٱلَّذِينَ يُنفِقُونَ أَمۡوَٰلَهُمۡ رِئَآءَ ٱلنَّاسِ وَلَا يُؤۡمِنُونَ بِٱللَّهِ وَلَا بِٱلۡيَوۡمِ ٱلۡأٓخِرِۗ وَمَن يَكُنِ ٱلشَّيۡطَٰنُ لَهُۥ قَرِينٗا فَسَآءَ قَرِينٗا

Aynı şekilde mallarını insanlar onları görsünler ve övsünler diye infak edenler için de azap hazırladık. Onlar Allah'a ve kıyamet gününe de iman etmezler. İşte onlara rezil eden o azabı hazırladık. Onları şeytana tabi olmalarından başka bir şey saptırmadı. Şeytan, kimin sürekli beraber olduğu arkadaşı olursa, o ne kötü bir arkadaştır. info
التفاسير:

external-link copy
39 : 4

وَمَاذَا عَلَيۡهِمۡ لَوۡ ءَامَنُواْ بِٱللَّهِ وَٱلۡيَوۡمِ ٱلۡأٓخِرِ وَأَنفَقُواْ مِمَّا رَزَقَهُمُ ٱللَّهُۚ وَكَانَ ٱللَّهُ بِهِمۡ عَلِيمًا

Şayet Allah’a ve kıyamet gününe hakkıyla iman etseler ve Allah'ın kendilerine rızık olarak verdiklerinden Allah'ın sevdiği ve razı olduğu yollarda infak etselerdi onlara ne zarar verebilirdi? Bilakis bunda bütünüyle hayır vardır. Oysa Allah onları bilir, onların halleri Allah'a gizli kalmaz. Onların hepsine amellerinin karşılığını verecektir info
التفاسير:

external-link copy
40 : 4

إِنَّ ٱللَّهَ لَا يَظۡلِمُ مِثۡقَالَ ذَرَّةٖۖ وَإِن تَكُ حَسَنَةٗ يُضَٰعِفۡهَا وَيُؤۡتِ مِن لَّدُنۡهُ أَجۡرًا عَظِيمٗا

Şüphesiz Allah Teâlâ adildir, kullarına hiç zulmetmez. Kulunun yapmış olduğu iyiliklerden karınca yavrusu miktarı kadar dahi eksiltmez. Yapmış olduğu kötülüklere de hiçbir şey eklemez. Zerre miktarınca bir iyilik dahi olsa lütfuyla sevabını katlar, kat kat artırarak çok büyük sevap verir. info
التفاسير:

external-link copy
41 : 4

فَكَيۡفَ إِذَا جِئۡنَا مِن كُلِّ أُمَّةِۭ بِشَهِيدٖ وَجِئۡنَا بِكَ عَلَىٰ هَٰٓؤُلَآءِ شَهِيدٗا

Ey Peygamber! Kıyamet günü bütün peygamberleri ümmetlerinin yaptıklarına şahit olarak getirdiğimizde ve seni de ümmetine karşı şahit tuttuğumuzda durum nasıl olacak? info
التفاسير:

external-link copy
42 : 4

يَوۡمَئِذٖ يَوَدُّ ٱلَّذِينَ كَفَرُواْ وَعَصَوُاْ ٱلرَّسُولَ لَوۡ تُسَوَّىٰ بِهِمُ ٱلۡأَرۡضُ وَلَا يَكۡتُمُونَ ٱللَّهَ حَدِيثٗا

İşte o büyük günde Allah’ı inkâr eden ve resulüne karşı gelenler, onlar yerle bir olmayı dileyecekler. Yapmış oldukları hiçbir şeyi Allah'tan gizleyemeyecekler. Çünkü Allah, onların dillerini mühürleyecek, konuşamayacaklar. Yaptığı amellere şahitlik etmesi için azalarına izin verecektir. info
التفاسير:

external-link copy
43 : 4

يَٰٓأَيُّهَا ٱلَّذِينَ ءَامَنُواْ لَا تَقۡرَبُواْ ٱلصَّلَوٰةَ وَأَنتُمۡ سُكَٰرَىٰ حَتَّىٰ تَعۡلَمُواْ مَا تَقُولُونَ وَلَا جُنُبًا إِلَّا عَابِرِي سَبِيلٍ حَتَّىٰ تَغۡتَسِلُواْۚ وَإِن كُنتُم مَّرۡضَىٰٓ أَوۡ عَلَىٰ سَفَرٍ أَوۡ جَآءَ أَحَدٞ مِّنكُم مِّنَ ٱلۡغَآئِطِ أَوۡ لَٰمَسۡتُمُ ٱلنِّسَآءَ فَلَمۡ تَجِدُواْ مَآءٗ فَتَيَمَّمُواْ صَعِيدٗا طَيِّبٗا فَٱمۡسَحُواْ بِوُجُوهِكُمۡ وَأَيۡدِيكُمۡۗ إِنَّ ٱللَّهَ كَانَ عَفُوًّا غَفُورًا

Ey Allah’a iman eden ve resulüne tabi olanlar! Sarhoş olduğunuz durumlarda ayılana ve söylediğiniz sözleri ayırt edene kadar namaz kılmayınız. -Bu hüküm içkinin bütünüyle haram kılınmasından önceydi- Ayrıca cünüp olduğunuz durumlarda da namaz kılmayın. Bu durumda oralarda kalmayıp geçiş için kullanmak dışında banyo yapana kadar mescitlere girmeyin. Eğer size su kullanmanızın mümkün olmadığı bir hastalık isabet ettiyse, yolculuktaysanız, abdestinizi bozduysanız veya hanımlarınızla ilişkiye girmişseniz ve bu hallerde su bulamadıysanız temiz toprakla alın. O toprakla yüzünüzü ve ellerinizi mesh edin. Şüphesiz Allah kusurlarınızı bağışlar ve sizleri affeder. info
التفاسير:

external-link copy
44 : 4

أَلَمۡ تَرَ إِلَى ٱلَّذِينَ أُوتُواْ نَصِيبٗا مِّنَ ٱلۡكِتَٰبِ يَشۡتَرُونَ ٱلضَّلَٰلَةَ وَيُرِيدُونَ أَن تَضِلُّواْ ٱلسَّبِيلَ

Ey Peygamber! Allah’ın kendilerine Tevrat'la ilimden bir pay verdiği, hidayeti sapıklığa değiştiren Yahudilerin işini bilmiyor musun? Ey müminler! Onların doğru olmayan yoluna giresiniz diye, sizleri peygamberin getirdiği dosdoğru yoldan -saptırmaya çok gayretlidirler-. info
التفاسير:
ഈ പേജിലെ ആയത്തുകളിൽ നിന്നുള്ള പാഠങ്ങൾ:
• من كمال عدله تعالى وتمام رحمته أنه لا يظلم عباده شيئًا مهما كان قليلًا، ويتفضل عليهم بمضاعفة حسناتهم.
Kullarına az da olsa asla zulmetmemesi Allah Teâlâ'nın adaletinin kemalinden ve rahmetinin tam olmasındandır. Yaptıkları iyilikleri kat kat arttırarak onlara ihsanda bulunur. info

• من شدة هول يوم القيامة وعظم ما ينتظر الكافر يتمنى أن يكون ترابًا.
Kıyamet gününün dehşetinin korkunçluğundan ve kâfirleri bekleyen azabın büyüklüğünden dolayı kâfirler toprak olmayı temenni edeceklerdir. info

• الجنابة تمنع من الصلاة والبقاء في المسجد، ولا بأس من المرور به دون مُكْث فيه.
Cünüplük, namaz kılmaya ve camide kalmaya engeldir. Beklemeden mescidin içinden geçilmesinde ise bir sakınca yoktur. info

• تيسير الله على عباده بمشروعية التيمم عند فقد الماء أو عدم القدرة على استعماله.
Suyun bulunmadığı veya kullanma imkânının olmadığı durumlarda Allah, teyemmüm yapmaya izin vererek, kullarına kolaylık sağlamıştır. info