വിശുദ്ധ ഖുർആൻ പരിഭാഷ - അൽ മുഖ്തസ്വർ ഫീ തഫ്സീറിൽ ഖുർആനിൽ കരീം (തുർകി വിവർത്തനം)

പേജ് നമ്പർ:close

external-link copy
39 : 17

ذَٰلِكَ مِمَّآ أَوۡحَىٰٓ إِلَيۡكَ رَبُّكَ مِنَ ٱلۡحِكۡمَةِۗ وَلَا تَجۡعَلۡ مَعَ ٱللَّهِ إِلَٰهًا ءَاخَرَ فَتُلۡقَىٰ فِي جَهَنَّمَ مَلُومٗا مَّدۡحُورًا

İşte bu, Rabbinin sana açıklamış olduğu emir-yasak ve hükümler hikmet olarak vahyettiği şeylerdendir. -Ey insan!- Allah ile birlikte bir başka ilah edinme! Kıyamet gününde hem nefsin ve hem de insanlar seni kınarlar ve bütün hayırlardan kovulmuş ve kınanmış olarak Cehennem'e atılırsın. info
التفاسير:

external-link copy
40 : 17

أَفَأَصۡفَىٰكُمۡ رَبُّكُم بِٱلۡبَنِينَ وَٱتَّخَذَ مِنَ ٱلۡمَلَٰٓئِكَةِ إِنَٰثًاۚ إِنَّكُمۡ لَتَقُولُونَ قَوۡلًا عَظِيمٗا

-Ey müşrikler!- Meleklerin Allah'ın kızları olduğunu iddia ediyorsunuz ve Rabbiniz size oğulları tahsis edip de kendisine meleklerden kızlar edindiğini mi söylüyorsunuz? Allah -Subhânuhu ve Teâlâ- söylemiş olduklarınızdan çok yücedir. Kesinlikle siz her noksanlıktan münezzeh Allah -Subhânehu ve Teâlâ- hakkında son derece çirkin ve büyük bir lâf ediyorsunuz. O'na çocuk nispet edip küfürde daha da aşırı giderek kızların Allah'a ait olduğunu iddia ediyorsunuz. info
التفاسير:

external-link copy
41 : 17

وَلَقَدۡ صَرَّفۡنَا فِي هَٰذَا ٱلۡقُرۡءَانِ لِيَذَّكَّرُواْ وَمَا يَزِيدُهُمۡ إِلَّا نُفُورٗا

İnsanların öğütleri kabul edip ve kendilerine faydalı olanı almaları, zarar vereni de terk edip bırakmaları için biz, bu Kur'an'da, hükümleri, öğütleri, kıssaları ayrıntılı olarak açıkladık. Ne var ki, bu durum fıtratları ters yüz olan kimselerin hakka karşı nefretini arttırmaktan ve ondan uzaklaşmalarından başka bir işe yaramadı. info
التفاسير:

external-link copy
42 : 17

قُل لَّوۡ كَانَ مَعَهُۥٓ ءَالِهَةٞ كَمَا يَقُولُونَ إِذٗا لَّٱبۡتَغَوۡاْ إِلَىٰ ذِي ٱلۡعَرۡشِ سَبِيلٗا

-Ey Resul!- Bu müşriklere de ki: İftira ve yalan atarak söylediklerine göre eğer Allah Teâlâ ile birlikte başka ilahlar olsaydı, var olduğu iddia edilen o mabutlar (batıl ilahlar) arşın sahibi olan Yüce Allah ile mülkünde çekişip O'na galip gelmek için bir yol ararlardı. info
التفاسير:

external-link copy
43 : 17

سُبۡحَٰنَهُۥ وَتَعَٰلَىٰ عَمَّا يَقُولُونَ عُلُوّٗا كَبِيرٗا

Fakat Allah -Subhânehu ve Teâlâ-, müşriklerin O'nu vasfettiklerinden münezzehtir, mukaddestir. Çok yüce ve uludur. info
التفاسير:

external-link copy
44 : 17

تُسَبِّحُ لَهُ ٱلسَّمَٰوَٰتُ ٱلسَّبۡعُ وَٱلۡأَرۡضُ وَمَن فِيهِنَّۚ وَإِن مِّن شَيۡءٍ إِلَّا يُسَبِّحُ بِحَمۡدِهِۦ وَلَٰكِن لَّا تَفۡقَهُونَ تَسۡبِيحَهُمۡۚ إِنَّهُۥ كَانَ حَلِيمًا غَفُورٗا

Gökler Allah'ı tespih eder. Yer Allah'ı tespih eder. Göklerde ve yerde bulunan yaratılmışların hepsi yüce Allah'ı tespih ederler. Hiçbir varlık yoktur ki Allah'ı övgüyle beraber tenzih etmiş olmasın. Fakat siz onların tespihlerinin keyfiyetini anlayamazsınız. Şüphesiz sizler ancak sizin lisanınızla tespih edenin tespihini anlarsınız. Muhakkak ki Allah -Subhânehu ve Teâlâ- Halîm'dir. (Günahkârları) cezalandırmada acele etmez, kendisine tövbe edenleri çok bağışlayıcıdır. info
التفاسير:

external-link copy
45 : 17

وَإِذَا قَرَأۡتَ ٱلۡقُرۡءَانَ جَعَلۡنَا بَيۡنَكَ وَبَيۡنَ ٱلَّذِينَ لَا يُؤۡمِنُونَ بِٱلۡأٓخِرَةِ حِجَابٗا مَّسۡتُورٗا

Ey Resul! Sen Kur'an'ı okuduğun zaman, onda bulunan yasakları ve öğütleri dinlediklerinde, senin ile kıyamet gününe iman etmeyenlerin arasına hakkı kabul etmeyip yüz çevirmelerinden dolayı onlara ceza olması için Kur'an'ı anlamalarını engelleyen bir perde çekeriz. info
التفاسير:

external-link copy
46 : 17

وَجَعَلۡنَا عَلَىٰ قُلُوبِهِمۡ أَكِنَّةً أَن يَفۡقَهُوهُ وَفِيٓ ءَاذَانِهِمۡ وَقۡرٗاۚ وَإِذَا ذَكَرۡتَ رَبَّكَ فِي ٱلۡقُرۡءَانِ وَحۡدَهُۥ وَلَّوۡاْ عَلَىٰٓ أَدۡبَٰرِهِمۡ نُفُورٗا

Kur'an'ı anlamalarına engel olmak için kalplerine örtüler yaptık. Onu duyduklarında faydalanmamaları için de kulaklarına ağırlıklar koyduk. Eğer Kur'an'da Rabbini bir tek olarak zikredip/anıp sözde ilahlarını anmadığında onlar da tevhidi Allah'a halis kılmaktan uzak bir şekilde arkalarını dönüp giderler. info
التفاسير:

external-link copy
47 : 17

نَّحۡنُ أَعۡلَمُ بِمَا يَسۡتَمِعُونَ بِهِۦٓ إِذۡ يَسۡتَمِعُونَ إِلَيۡكَ وَإِذۡ هُمۡ نَجۡوَىٰٓ إِذۡ يَقُولُ ٱلظَّٰلِمُونَ إِن تَتَّبِعُونَ إِلَّا رَجُلٗا مَّسۡحُورًا

Biz, onların önde gelenlerinin Kur'an'ı dinleme hedeflerini çok iyi biliyoruz. Onlar Kur'an'ı hidayete ermek için dinlemezler. Bilakis sen Kur'an'ı okurken; küçümsemek, hafife alıp eğlenmek için dinlerler. Biz onların gizli konuşmalarında Kur'an''ı yalanlamayı ve engel olmayı amaçladıklarını çok iyi biliyoruz. Küfrederek/inkâr ederek kendi nefislerine zulmeden o kimseler şöyle derler: -Ey insanlar!- "Siz ancak büyülenmiş, aklı karışmış bir adama uyuyorsunuz." info
التفاسير:

external-link copy
48 : 17

ٱنظُرۡ كَيۡفَ ضَرَبُواْ لَكَ ٱلۡأَمۡثَالَ فَضَلُّواْ فَلَا يَسۡتَطِيعُونَ سَبِيلٗا

-Ey Resul!- Seni vasfetmiş oldukları yerilmiş olan çeşitli özellikleri bir düşün! Bu yüzden sapıtmışlardır. Şaşkınlık içerisindeler ve doğru yolu da bulamamışlardır. info
التفاسير:

external-link copy
49 : 17

وَقَالُوٓاْ أَءِذَا كُنَّا عِظَٰمٗا وَرُفَٰتًا أَءِنَّا لَمَبۡعُوثُونَ خَلۡقٗا جَدِيدٗا

Müşrikler ölümden sonra tekrar dirilmeyi inkâr ederek şöyle dediler: Biz kemik olup cesetlerimiz çürüdükten sonra, yeni bir yaratılışla tekrar diriltilecek miyiz? Kesinlikle bu imkansız ve olacak gibi de değildir. info
التفاسير:
ഈ പേജിലെ ആയത്തുകളിൽ നിന്നുള്ള പാഠങ്ങൾ:
• الزعم بأن الملائكة بنات الله افتراء كبير، وقول عظيم الإثم عند الله عز وجل.
Meleklerin Allah'ın kızları olduklarını iddia etmek, büyük bir iftiradır ve Allah -Azze ve Celle-'nin katında çok büyük bir günahtır. info

• أكثر الناس لا تزيدهم آيات الله إلا نفورًا؛ لبغضهم للحق ومحبتهم ما كانوا عليه من الباطل.
İnsanların çoğu hakka buğuz etmelerinden ve üzerinde oldukları batıla olan sevgilerinden dolayı, Allah'ın ayetleri, yalnızca onların nefretlerini arttırır. info

• ما من مخلوق في السماوات والأرض إلا يسبح بحمد الله تعالى فينبغي للعبد ألا تسبقه المخلوقات بالتسبيح.
Göklerde ve yerde ne kadar yaratılmış varsa hepsi Allah -Subhânehu ve Teâla-'yı hamt ile tespih ederler. Kulun yapması gereken Allah'ı tespih etmede, yaratılmışların onu geçmemeleridir. info

• من حلم الله على عباده أنه لا يعاجلهم بالعقوبة على غفلتهم وسوء صنيعهم، فرحمته سبقت غضبه.
Allah'ın kullarına karşı halim olması (yumuşaklıkla muamelesi) sebebiyle içinde bulundukları gaflet ve işledikleri günahlar sebebiyle onları cezalandırmada acele etmez. Çünkü rahmeti gazabını geçmiştir. info