ការបកប្រែអត្ថន័យគួរអាន - ការបកប្រែជាភាសាទួរគី - បណ្ឌិត​ អាលី អូហ្សុីក និងអ្នកដទៃទៀត

Sûretu'l-Beyyine

external-link copy
1 : 98

لَمۡ يَكُنِ ٱلَّذِينَ كَفَرُواْ مِنۡ أَهۡلِ ٱلۡكِتَٰبِ وَٱلۡمُشۡرِكِينَ مُنفَكِّينَ حَتَّىٰ تَأۡتِيَهُمُ ٱلۡبَيِّنَةُ

Apaçık delil kendilerine gelinceye kadar ehli kitaptan ve müşriklerden inkârcılar (küfürden) ayrılacak değillerdi. info
التفاسير:

external-link copy
2 : 98

رَسُولٞ مِّنَ ٱللَّهِ يَتۡلُواْ صُحُفٗا مُّطَهَّرَةٗ

(İşte o apaçık delil,) Allah tarafından gönderilen bir elçi o tertemiz sahifeleri okumaktadır. info
التفاسير:

external-link copy
3 : 98

فِيهَا كُتُبٞ قَيِّمَةٞ

O sahifelerde en doğru hükümler vardır. info
التفاسير:

external-link copy
4 : 98

وَمَا تَفَرَّقَ ٱلَّذِينَ أُوتُواْ ٱلۡكِتَٰبَ إِلَّا مِنۢ بَعۡدِ مَا جَآءَتۡهُمُ ٱلۡبَيِّنَةُ

Kendilerine kitap verilenler ancak O açık delil (peygamber ) kendilerine geldikten sonra ayrılığa düştüler . info
التفاسير:

external-link copy
5 : 98

وَمَآ أُمِرُوٓاْ إِلَّا لِيَعۡبُدُواْ ٱللَّهَ مُخۡلِصِينَ لَهُ ٱلدِّينَ حُنَفَآءَ وَيُقِيمُواْ ٱلصَّلَوٰةَ وَيُؤۡتُواْ ٱلزَّكَوٰةَۚ وَذَٰلِكَ دِينُ ٱلۡقَيِّمَةِ

Halbuki onlara ancak, dini yalnız O'na has kılarak ve hanifler olarak Allah'a kulluk etmeleri, namazı dosdoğru kılmaları ve zekât vermeleri emrolunmuştu. Sağlam din de budur. info
التفاسير: