ការបកប្រែអត្ថន័យគួរអាន - ការបកប្រែជាភាសាទួរគី - មជ្ឈមណ្ឌល​បកប្រែរ៉ូវ៉ាទ

លេខ​ទំព័រ:close

external-link copy
5 : 18

مَّا لَهُم بِهِۦ مِنۡ عِلۡمٖ وَلَا لِأٓبَآئِهِمۡۚ كَبُرَتۡ كَلِمَةٗ تَخۡرُجُ مِنۡ أَفۡوَٰهِهِمۡۚ إِن يَقُولُونَ إِلَّا كَذِبٗا

Onların da atalarının da o konu hakkında bir bilgisi yoktur. Ağızlarından çıkan bu söz pek büyüktür. Onlar yalandan başkasını söylemiyorlar. info
التفاسير:

external-link copy
6 : 18

فَلَعَلَّكَ بَٰخِعٞ نَّفۡسَكَ عَلَىٰٓ ءَاثَٰرِهِمۡ إِن لَّمۡ يُؤۡمِنُواْ بِهَٰذَا ٱلۡحَدِيثِ أَسَفًا

Belki de sen, bu kitaba iman etmiyorlar diye onların arkasından üzüntüden kendini helâk edeceksin. info
التفاسير:

external-link copy
7 : 18

إِنَّا جَعَلۡنَا مَا عَلَى ٱلۡأَرۡضِ زِينَةٗ لَّهَا لِنَبۡلُوَهُمۡ أَيُّهُمۡ أَحۡسَنُ عَمَلٗا

İnsanların hangisi daha güzel amel işleyecek diye imtihan etmek için yeryüzünde bulunanları, oranın süsü yaptık. info
التفاسير:

external-link copy
8 : 18

وَإِنَّا لَجَٰعِلُونَ مَا عَلَيۡهَا صَعِيدٗا جُرُزًا

Bununla beraber Biz bunun üstünde olan şeyleri elbet kupkuru bir toprak yaparız. info
التفاسير:

external-link copy
9 : 18

أَمۡ حَسِبۡتَ أَنَّ أَصۡحَٰبَ ٱلۡكَهۡفِ وَٱلرَّقِيمِ كَانُواْ مِنۡ ءَايَٰتِنَا عَجَبًا

Sen, yoksa Kehf ve Rakim ehlini bizim (tek) şaşılacak ayetlerimizden mi sandın? info
التفاسير:

external-link copy
10 : 18

إِذۡ أَوَى ٱلۡفِتۡيَةُ إِلَى ٱلۡكَهۡفِ فَقَالُواْ رَبَّنَآ ءَاتِنَا مِن لَّدُنكَ رَحۡمَةٗ وَهَيِّئۡ لَنَا مِنۡ أَمۡرِنَا رَشَدٗا

Hani bir kaç genç mağaraya sığınmıştı ve şöyle demişlerdi: "Rabbimiz, bize katından bir rahmet ver ve bu işimizde doğruyu bize nasip et!" info
التفاسير:

external-link copy
11 : 18

فَضَرَبۡنَا عَلَىٰٓ ءَاذَانِهِمۡ فِي ٱلۡكَهۡفِ سِنِينَ عَدَدٗا

Bunun üzerine Biz de nice yıllar onların kulaklarına perde koyduk (onları uyuttuk). info
التفاسير:

external-link copy
12 : 18

ثُمَّ بَعَثۡنَٰهُمۡ لِنَعۡلَمَ أَيُّ ٱلۡحِزۡبَيۡنِ أَحۡصَىٰ لِمَا لَبِثُوٓاْ أَمَدٗا

Sonra da iki gruptan hangisinin (mağarada) bekledikleri süreyi daha iyi hesap ettiğini ortaya çıkarmak için onları uyandırdık. info
التفاسير:

external-link copy
13 : 18

نَّحۡنُ نَقُصُّ عَلَيۡكَ نَبَأَهُم بِٱلۡحَقِّۚ إِنَّهُمۡ فِتۡيَةٌ ءَامَنُواْ بِرَبِّهِمۡ وَزِدۡنَٰهُمۡ هُدٗى

Biz sana onların haberlerini hak/gerçek olarak anlatıyoruz. Onlar, Rablerine iman etmiş gençlerdi. Biz de onların hidayetini arttırmıştık. info
التفاسير:

external-link copy
14 : 18

وَرَبَطۡنَا عَلَىٰ قُلُوبِهِمۡ إِذۡ قَامُواْ فَقَالُواْ رَبُّنَا رَبُّ ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَٱلۡأَرۡضِ لَن نَّدۡعُوَاْ مِن دُونِهِۦٓ إِلَٰهٗاۖ لَّقَدۡ قُلۡنَآ إِذٗا شَطَطًا

Ayağa kalkarak: "Bizim Rabbimiz göklerin ve yerin Rabbidir. Ondan başka bir ilaha dua etmeyeceğiz" O takdirde gerçekten son derece batıl bir söz söylemiş oluruz” dediklerinde Biz onların kalplerini sağlamlaştırdık. info
التفاسير:

external-link copy
15 : 18

هَٰٓؤُلَآءِ قَوۡمُنَا ٱتَّخَذُواْ مِن دُونِهِۦٓ ءَالِهَةٗۖ لَّوۡلَا يَأۡتُونَ عَلَيۡهِم بِسُلۡطَٰنِۭ بَيِّنٖۖ فَمَنۡ أَظۡلَمُ مِمَّنِ ٱفۡتَرَىٰ عَلَى ٱللَّهِ كَذِبٗا

Şu bizim kavmimiz Allah'tan başka ilahlar edindiler. Onlar hakkında açık bir delil getirselerdi ya! Allah hakkında yalan uydurandan daha zalimi kimdir? info
التفاسير: