ការបកប្រែអត្ថន័យគួរអាន - ការអធិប្បាយសង្ខេបអំពីគម្ពីគួរអានជាភាសាទួរគី

លេខ​ទំព័រ:close

external-link copy
96 : 5

أُحِلَّ لَكُمۡ صَيۡدُ ٱلۡبَحۡرِ وَطَعَامُهُۥ مَتَٰعٗا لَّكُمۡ وَلِلسَّيَّارَةِۖ وَحُرِّمَ عَلَيۡكُمۡ صَيۡدُ ٱلۡبَرِّ مَا دُمۡتُمۡ حُرُمٗاۗ وَٱتَّقُواْ ٱللَّهَ ٱلَّذِيٓ إِلَيۡهِ تُحۡشَرُونَ

Allah size denizdeki av hayvanlarını ve sizden mukim ya da yolcu olanların azık olarak istifade etmeleri için denizin diri ve ölü olarak kıyıya attıklarını helal kıldı. Hac ve umre için ihramlı olduğunuz müddetçe karadaki av hayvanlarını da haram kılmıştır. Emirlerine itaat ederek ve yasaklarından kaçınarak Allah'tan korkun. Kıyamet gününde Yüce Allah'a döneceksiniz ve amellerinizin karşılığını göreceksiniz. info
التفاسير:

external-link copy
97 : 5

۞ جَعَلَ ٱللَّهُ ٱلۡكَعۡبَةَ ٱلۡبَيۡتَ ٱلۡحَرَامَ قِيَٰمٗا لِّلنَّاسِ وَٱلشَّهۡرَ ٱلۡحَرَامَ وَٱلۡهَدۡيَ وَٱلۡقَلَٰٓئِدَۚ ذَٰلِكَ لِتَعۡلَمُوٓاْ أَنَّ ٱللَّهَ يَعۡلَمُ مَا فِي ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَمَا فِي ٱلۡأَرۡضِ وَأَنَّ ٱللَّهَ بِكُلِّ شَيۡءٍ عَلِيمٌ

Allah Kâbe'yi; Beyt-i Haram'ı insanların namaz, hac ve umre gibi yararlarına olan dinî ibadetleri, harem bölgesinde güvende olma ve bütün ürünlerin orada toplanması gibi dünyevi işleri yerine getirebilmeleri için uygun bir yer kılmıştır. Aynı zamanda Allah; zilkade, zilhicce, muharrem ve recep haram aylarını başkaları ile savaş etmekten emniyette olmaları için güvenli kılmıştır. Hac kurbanı ve Harem'e götürüldüğünün göstergesi olarak bu kurbanlara takılı olan gerdanlıklar sahiplerinin eziyete maruz kalmaktan emniyette olmaları içindir. Böylece Allah, size ihsanda bulunmuştur. Şunu iyi bilin ki, Yüce Allah göklerde ve yerde olanı hakkıyla bilendir. Ve şüphesiz Allah her şeyi hakkıyla bilir. Bunun için koyduğu hükümler - sizin için yararlı şeylerin elde edilmesi ve henüz ortaya çıkmadan önce zararlı şeylerin de def edilmesi içindir- kulları için nelerin faydalı olacağını bildiğinin bir delilidir. info
التفاسير:

external-link copy
98 : 5

ٱعۡلَمُوٓاْ أَنَّ ٱللَّهَ شَدِيدُ ٱلۡعِقَابِ وَأَنَّ ٱللَّهَ غَفُورٞ رَّحِيمٞ

Ey insanlar! Biliniz ki Allah, kendisine asi olanlara karşı cezası şiddetli olandır. Kendisine tövbe edenlere de çok bağışlayıcı ve çok merhamet edendir. info
التفاسير:

external-link copy
99 : 5

مَّا عَلَى ٱلرَّسُولِ إِلَّا ٱلۡبَلَٰغُۗ وَٱللَّهُ يَعۡلَمُ مَا تُبۡدُونَ وَمَا تَكۡتُمُونَ

Resulün görevi, Allah'ın kendisine tebliğ etmesini emrettiği şeyleri ulaştırmaktır. İnsanları hidayete muvaffak kılma görevi yoktur. Hidayet sadece Allah'ın elindedir. Allah, hidayet ve sapıklıktan açıkladığınızı ve gizlediğinizi hakkıyla bilir. Bunun karşılığını size verecektir. info
التفاسير:

external-link copy
100 : 5

قُل لَّا يَسۡتَوِي ٱلۡخَبِيثُ وَٱلطَّيِّبُ وَلَوۡ أَعۡجَبَكَ كَثۡرَةُ ٱلۡخَبِيثِۚ فَٱتَّقُواْ ٱللَّهَ يَٰٓأُوْلِي ٱلۡأَلۡبَٰبِ لَعَلَّكُمۡ تُفۡلِحُونَ

-Ey Resul!- De ki: Kötülüğün çokluğu seni şaşırtsa bile bir şeyde bulunan kötülük ile bir şeyde bulunan iyilik asla eşit olmaz. Kesinlikle kötünün çok olması onun daha üstün olduğuna delil değildir. -Ey akıl sahipleri!- Kötü olanı terk etmekle ve iyi olanı işlemekle Allah'tan sakının, umulur ki bununla cenneti kazanırsınız. info
التفاسير:

external-link copy
101 : 5

يَٰٓأَيُّهَا ٱلَّذِينَ ءَامَنُواْ لَا تَسۡـَٔلُواْ عَنۡ أَشۡيَآءَ إِن تُبۡدَ لَكُمۡ تَسُؤۡكُمۡ وَإِن تَسۡـَٔلُواْ عَنۡهَا حِينَ يُنَزَّلُ ٱلۡقُرۡءَانُ تُبۡدَ لَكُمۡ عَفَا ٱللَّهُ عَنۡهَاۗ وَٱللَّهُ غَفُورٌ حَلِيمٞ

Ey iman edenler! İhtiyacınız olmayan ve dininiz ile ilgili size yardımcı olmayacak şeyleri Rasûlünüze sormayınız. Eğer o sorduğunuz şeylerin içinde olan zorluklar sizlere açıklanır ise bunlar sizi üzer. Şayet sormanız yasaklanan şeyleri, vahiy Rasûle inerken sorarsanız, sizlere bunlar açıklanır. Bu ise Allah için çok kolaydır. Kesinlikle Allah, Kur'an'ın bahsetmediği şeylerden sizleri sorumlu tutmayacaktır. Siz de bunları sorup araştırmayınız. Eğer onlar hakkında soru sorarsanız üzerinize onlarla ilgili zor hükümler iner. Allah, tövbe ettiklerinde kullarının günahlarını affeden, günahlardan dolayı onları cezalandırmada acele etmeyendir. info
التفاسير:

external-link copy
102 : 5

قَدۡ سَأَلَهَا قَوۡمٞ مِّن قَبۡلِكُمۡ ثُمَّ أَصۡبَحُواْ بِهَا كَٰفِرِينَ

Şüphe yok ki, sizden önce gelen bir topluluk bu konuda benzer sorular sordular. Bu sordukları sorular sebebiyle üzerlerine sorumluluk yüklenince onunla amel etmediler ve kâfir oldular. info
التفاسير:

external-link copy
103 : 5

مَا جَعَلَ ٱللَّهُ مِنۢ بَحِيرَةٖ وَلَا سَآئِبَةٖ وَلَا وَصِيلَةٖ وَلَا حَامٖ وَلَٰكِنَّ ٱلَّذِينَ كَفَرُواْ يَفۡتَرُونَ عَلَى ٱللَّهِ ٱلۡكَذِبَۖ وَأَكۡثَرُهُمۡ لَا يَعۡقِلُونَ

Allah, deve, sığır ve küçükbaş hayvanları helal kılmıştır. Yoksa müşriklerin putlarına adayarak kendilerine haram kıldığı gibi haram kılmamıştır. (Müşriklerin haram kıldıkları) hayvanlardan bir tanesi de, bahîredir. Bahîre; belli sayıda yavru doğurduktan sonra kulağı kesilen deveye, sâibe; belli bir yaşa ulaştıktan sonra putlara bırakılan deveye, vasîle; peş peşe dişi doğuran deveye, hâm; erkek deve olup soyundan bir kaç erkek doğan deveye denir. Fakat kâfirler, Allah adına yalan söyleyerek ve iftirada bulunarak Yüce Allah'ın bu zikredilenleri haram kıldığını iddia etmişlerdir. Kâfirlerin çoğu hak ile batılın, helal ile haramın arasını ayırt edemezler. info
التفاسير:
ក្នុង​ចំណោម​អត្ថប្រយោជន៍​នៃអាយ៉ាត់ទាំងនេះក្នុងទំព័រនេះ:
• الأصل في شعائر الله تعالى أنها جاءت لتحقيق مصالح العباد الدنيوية والأخروية، ودفع المضار عنهم.
Allah Teâlâ'nın emrettiği dinî nişanelerdeki asıl kural, kullar için dünyevi ve uhrevi yararların gerçekleşmesi ve zararların def edilmesidir. info

• عدم الإعجاب بالكثرة، فإنّ كثرة الشيء ليست دليلًا على حِلِّه أو طِيبه، وإنما الدليل يكمن في الحكم الشرعي.
Çok olan ile övünmemek gerekir. Bir şeyin çok olması onun helal ve temiz olduğuna delil sayılmaz. Ancak delil, şeri hükümlerde aranır. info

• من أدب المُسْتفتي: تقييد السؤال بحدود معينة، فلا يسوغ السؤال عما لا حاجة للمرء ولا غرض له فيه.
Sorulacak sorunun belirli çerçevede sorulması, soru soran kimsenin dikkat etmesi gereken edep kurallarındandır. İhtiyacı olmayan ve amacı olmayan meselede soru sormak uygun değildir. info

• ذم مسالك المشركين فيما اخترعوه وزعموه من محرمات الأنعام ك: البَحِيرة، والسائبة، والوصِيلة، والحامي.
Müşrikler kendilerince uydurarak, bâhira, sâibe, vâsile ve hâm gibi hayvanları haram saymışlardır. Onların bu tutumları zemmedilmiştir. info