ការបកប្រែអត្ថន័យគួរអាន - ការអធិប្បាយសង្ខេបអំពីគម្ពីគួរអានជាភាសាទួរគី

លេខ​ទំព័រ:close

external-link copy
12 : 47

إِنَّ ٱللَّهَ يُدۡخِلُ ٱلَّذِينَ ءَامَنُواْ وَعَمِلُواْ ٱلصَّٰلِحَٰتِ جَنَّٰتٖ تَجۡرِي مِن تَحۡتِهَا ٱلۡأَنۡهَٰرُۖ وَٱلَّذِينَ كَفَرُواْ يَتَمَتَّعُونَ وَيَأۡكُلُونَ كَمَا تَأۡكُلُ ٱلۡأَنۡعَٰمُ وَٱلنَّارُ مَثۡوٗى لَّهُمۡ

Şüphesiz Allah Teâlâ, Allah'a ve resulüne iman edip salih ameller işleyenleri sarayları ve ağaçları altından ırmaklar akan cennetlere koyacaktır. Allah'ı ve Allah'ın resulünü inkâr edenlere gelince onlar, dünyada arzularına göre istifade ederler. Hayvanların yedikleri gibi yerler. Onların, karınları ve cinsel arzuları dışında bir kaygıları yoktur. Kıyamet günü onların varıp yerleşeceği yer ateştir. info
التفاسير:

external-link copy
13 : 47

وَكَأَيِّن مِّن قَرۡيَةٍ هِيَ أَشَدُّ قُوَّةٗ مِّن قَرۡيَتِكَ ٱلَّتِيٓ أَخۡرَجَتۡكَ أَهۡلَكۡنَٰهُمۡ فَلَا نَاصِرَ لَهُمۡ

Peygamberlerini yalanlamaları sebebiyle seni Mekke'den çıkaran Mekke halkından daha güçlü ve daha çok mala ve evlada sahip olan önceki ümmetlerden nicelerini helak ettik. Allah'ın azabı kendilerine geldiğinde onlardan bu azabı savacak bir yardımcıları da yoktu. Bunun içindir ki, şayet dilersek Mekke halkını da helak ederiz de bu konuda hiçbir şey bizi aciz bırakamaz. info
التفاسير:

external-link copy
14 : 47

أَفَمَن كَانَ عَلَىٰ بَيِّنَةٖ مِّن رَّبِّهِۦ كَمَن زُيِّنَ لَهُۥ سُوٓءُ عَمَلِهِۦ وَٱتَّبَعُوٓاْ أَهۡوَآءَهُم

Rabbinden apaçık bir delil üzerinde bulunan ve basiret ile Rabbine ibadet eden kimse, şeytanın kötü amelini kendisine süslü gösterdiği, hevâ ve heveslerinin kendilerini putlara ibadet etmeye, günah işlemeye ve peygamberleri yalanlamaya sevk ettiği kimse gibi olur mu? info
التفاسير:

external-link copy
15 : 47

مَّثَلُ ٱلۡجَنَّةِ ٱلَّتِي وُعِدَ ٱلۡمُتَّقُونَۖ فِيهَآ أَنۡهَٰرٞ مِّن مَّآءٍ غَيۡرِ ءَاسِنٖ وَأَنۡهَٰرٞ مِّن لَّبَنٖ لَّمۡ يَتَغَيَّرۡ طَعۡمُهُۥ وَأَنۡهَٰرٞ مِّنۡ خَمۡرٖ لَّذَّةٖ لِّلشَّٰرِبِينَ وَأَنۡهَٰرٞ مِّنۡ عَسَلٖ مُّصَفّٗىۖ وَلَهُمۡ فِيهَا مِن كُلِّ ٱلثَّمَرَٰتِ وَمَغۡفِرَةٞ مِّن رَّبِّهِمۡۖ كَمَنۡ هُوَ خَٰلِدٞ فِي ٱلنَّارِ وَسُقُواْ مَآءً حَمِيمٗا فَقَطَّعَ أَمۡعَآءَهُمۡ

Allah'ın, -emirlerini yerine getirip yasaklarından kaçınan- müttakîlere vadetmiş olduğu ve onları koyacağı cennetin özellikleri şöyledir; uzun müddet kaldığı halde içinde tadı ve kokusu değişip bozulmayan sudan ırmaklar, tadı değişmeyen sütten ırmaklar, içenlere lezzet veren şaraptan ırmaklar ve tortulardan arındırılmış süzme baldan ırmaklar vardır. Orada onlar için meyvelerin her çeşidi ve diledikleri her şey vardır. Bir de bunun üzerine Rablerinden günahlarını bağışlama vardır. O, günahlarından dolayı onları hesaba çekmez. Karşılığı bu olan kimselerin durumu ile ateşte ebedî kalan ve oradan asla çıkamayacak olan, sıcaklığının şiddeti sebebi ile bağırsaklarını parça parça edecek kaynar su içirilen kimselerin durumu gibi olur mu? info
التفاسير:

external-link copy
16 : 47

وَمِنۡهُم مَّن يَسۡتَمِعُ إِلَيۡكَ حَتَّىٰٓ إِذَا خَرَجُواْ مِنۡ عِندِكَ قَالُواْ لِلَّذِينَ أُوتُواْ ٱلۡعِلۡمَ مَاذَا قَالَ ءَانِفًاۚ أُوْلَٰٓئِكَ ٱلَّذِينَ طَبَعَ ٱللَّهُ عَلَىٰ قُلُوبِهِمۡ وَٱتَّبَعُوٓاْ أَهۡوَآءَهُمۡ

-Ey Peygamber!- Münafıklardan bazıları sana kulak verirler. Ancak onların bu kulak verişleri kabul ettikleri için değildir. Bilakis onlar yüz çevirirler. Öyle ki onlar, senin yanından çıktıklarında Allah'ın kendisine ilim verdiği kimseye; "O, az önce ne söylemişti?" derler. Onlar bunu bilmezlikten gelerek ve yüz çevirerek yaparlar. İşte bunlar, Allah'ın kalplerinin üzerine mühür vurduğu kimselerdir. Onların kalplerine hayır ulaşmaz. Onlar, hevâlarına tabi olurlar. Öyle ki hevâları sebebiyle hakkı göremezler. info
التفاسير:

external-link copy
17 : 47

وَٱلَّذِينَ ٱهۡتَدَوۡاْ زَادَهُمۡ هُدٗى وَءَاتَىٰهُمۡ تَقۡوَىٰهُمۡ

Hak yola hidayet edilenlere ve Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-'in getirdiklerine tabi olanlara gelince Rableri, kendilerini hayırda muvaffak kılarak onların hidayetini artırmış ve onlara, kendilerini ateşten koruyacak amelleri ilham etmiştir. info
التفاسير:

external-link copy
18 : 47

فَهَلۡ يَنظُرُونَ إِلَّا ٱلسَّاعَةَ أَن تَأۡتِيَهُم بَغۡتَةٗۖ فَقَدۡ جَآءَ أَشۡرَاطُهَاۚ فَأَنَّىٰ لَهُمۡ إِذَا جَآءَتۡهُمۡ ذِكۡرَىٰهُمۡ

O kâfirler, kendisinden habersiz oldukları bir anda kıyametin habersiz bir şekilde aniden gelip çatmasını mı bekliyorlar? Şüphesiz onun alametleri gelmiştir. Muhammed -sallallahu aleyhi ve sellem-'in peygamber olarak gönderilmesi ve Ay'ın yarılması kıyametin alametlerindendir. Onların, kıyamet kendilerine gelip çatınca ibret almaları neye yarar? info
التفاسير:

external-link copy
19 : 47

فَٱعۡلَمۡ أَنَّهُۥ لَآ إِلَٰهَ إِلَّا ٱللَّهُ وَٱسۡتَغۡفِرۡ لِذَنۢبِكَ وَلِلۡمُؤۡمِنِينَ وَٱلۡمُؤۡمِنَٰتِۗ وَٱللَّهُ يَعۡلَمُ مُتَقَلَّبَكُمۡ وَمَثۡوَىٰكُمۡ

-Ey Peygamber!- Yakinen bil ki, Allah'tan başka hakkıyla ibadete layık hiçbir ilah yoktur. Kendi günahlarının, Mümin erkeklerin ve Mümin kadınların günahlarının bağışlanmasını Yüce Allah'tan dile! Muhakkak ki Allah, sizin gündüzlerinizde ne yaptığınızı da gecelerinizde duracağınız yerlerinizi de bilir. Bundan hiçbir şey O'na gizli kalmaz. info
التفاسير:
ក្នុង​ចំណោម​អត្ថប្រយោជន៍​នៃអាយ៉ាត់ទាំងនេះក្នុងទំព័រនេះ:
• اقتصار همّ الكافر على التمتع في الدنيا بالمتع الزائلة.
Kâfirin dünyada iken sadece geçici metalara önem verdiği beyan edilmiştir. info

• المقابلة بين جزاء المؤمنين وجزاء الكافرين تبيّن الفرق الشاسع بينهما؛ ليختار العاقل أن يكون مؤمنًا، ويختار الأحمق أن يكون كافرًا.
Müminlerin mükâfatı ile kâfirlerin alacaklarına karşılık, arasındaki karşılaştırma zikredilerek bunlar arasındaki büyük fark beyan edilmiştir. Böylece akıllı kimse Mümin olmayı, ahmak olan kimse ise kâfir olmayı seçip, tercih eder. info

• بيان سوء أدب المنافقين مع رسول الله صلى الله عليه وسلم.
Münafıkların, Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-'e karşı sergiledikleri kötü ahlakları beyan edilmiştir. info

• العلم قبل القول والعمل.
İlim, söz söylemekten ve amel etmekten öncedir. info