ការបកប្រែអត្ថន័យគួរអាន - ការអធិប្បាយសង្ខេបអំពីគម្ពីគួរអានជាភាសាទួរគី

លេខ​ទំព័រ:close

external-link copy
101 : 3

وَكَيۡفَ تَكۡفُرُونَ وَأَنتُمۡ تُتۡلَىٰ عَلَيۡكُمۡ ءَايَٰتُ ٱللَّهِ وَفِيكُمۡ رَسُولُهُۥۗ وَمَن يَعۡتَصِم بِٱللَّهِ فَقَدۡ هُدِيَ إِلَىٰ صِرَٰطٖ مُّسۡتَقِيمٖ

İman üzere sebat etmeniz için en büyük sebep sizinle beraberken nasıl olur da Allah'a iman ettikten sonra onu inkâr edersiniz? Allah'ın ayetleri size okunuyor ve resulü Muhammed -sallallahu aleyhi ve sellem- bu ayetleri size açıklıyor. Kim Allah'ın kitabına ve resulünün sünnetine sımsıkı sarılırsa, Allah o kimseyi hiçbir eğriliğin bulunmadığı dosdoğru yolda muvaffak kılar. info
التفاسير:

external-link copy
102 : 3

يَٰٓأَيُّهَا ٱلَّذِينَ ءَامَنُواْ ٱتَّقُواْ ٱللَّهَ حَقَّ تُقَاتِهِۦ وَلَا تَمُوتُنَّ إِلَّا وَأَنتُم مُّسۡلِمُونَ

Ey Allah'a iman eden ve resulüne tabi olanlar! Hakkıyla Rabbinizden korkun. Bu da ancak emirlerini yerine getirip yasaklarından kaçınmak, nimetlerine şükretmek ile olur. Sizler bu hal üzere devam edin ve ölüm size gelene kadar dininize sımsıkı sarılın. info
التفاسير:

external-link copy
103 : 3

وَٱعۡتَصِمُواْ بِحَبۡلِ ٱللَّهِ جَمِيعٗا وَلَا تَفَرَّقُواْۚ وَٱذۡكُرُواْ نِعۡمَتَ ٱللَّهِ عَلَيۡكُمۡ إِذۡ كُنتُمۡ أَعۡدَآءٗ فَأَلَّفَ بَيۡنَ قُلُوبِكُمۡ فَأَصۡبَحۡتُم بِنِعۡمَتِهِۦٓ إِخۡوَٰنٗا وَكُنتُمۡ عَلَىٰ شَفَا حُفۡرَةٖ مِّنَ ٱلنَّارِ فَأَنقَذَكُم مِّنۡهَاۗ كَذَٰلِكَ يُبَيِّنُ ٱللَّهُ لَكُمۡ ءَايَٰتِهِۦ لَعَلَّكُمۡ تَهۡتَدُونَ

-Ey Müminler!- Kitaba ve sünnete sımsıkı sarılın. Sizi ayrılığa düşürecek işlere kalkışmayın. Allah'ın sizin üzerindeki nimetlerini hatırlayın. İslam'dan önce en ufak sebeplerden dolayı birbirinizle savaşan düşmanlar idiniz. Bunun akabinde (Allah) İslam ile kalplerinizi bir araya topladı. O'nun lütfu ile birbirine rahmet eden, nasihat eden din kardeşi oldunuz. Bundan önce küfrünüz sebebiyle cehenneme girmeye çok yakındınız. Allah sizi İslam ile bundan kurtardı ve size imanın yolunu gösterdi. Allah size bunu beyan ettiği gibi dünya ve ahirette durumunuzu düzeltecek şeyleri de açıkladı ki, doğru yolu bulup istikamet üzere ilerleyesiniz. info
التفاسير:

external-link copy
104 : 3

وَلۡتَكُن مِّنكُمۡ أُمَّةٞ يَدۡعُونَ إِلَى ٱلۡخَيۡرِ وَيَأۡمُرُونَ بِٱلۡمَعۡرُوفِ وَيَنۡهَوۡنَ عَنِ ٱلۡمُنكَرِۚ وَأُوْلَٰٓئِكَ هُمُ ٱلۡمُفۡلِحُونَ

-Ey Müminler!- Sizin içinizden Allah'ın sevdiği bütün hayırlara davet eden, aklın güzel gördüğü ve dinin gösterdiği iyiliği emredip, aklın kötü gördüğü ve dinin yasakladığı münkerden men eden bir topluluk bulunsun. Bu sıfatlarla vasıflananlar; işte onlar, dünya ve ahirette tam bir şekilde kurtuluşa erenlerdir. info
التفاسير:

external-link copy
105 : 3

وَلَا تَكُونُواْ كَٱلَّذِينَ تَفَرَّقُواْ وَٱخۡتَلَفُواْ مِنۢ بَعۡدِ مَا جَآءَهُمُ ٱلۡبَيِّنَٰتُۚ وَأُوْلَٰٓئِكَ لَهُمۡ عَذَابٌ عَظِيمٞ

-Ey Müminler!- Kitap ehli gibi ayrılığa düşüp hizip ve gruplara ayrılanlardan olmayın. Kendilerine Allah Teâlâ'dan apaçık deliller geldiğinde dinlerinde ayrılığa düştüler. İşte bu adı geçen kimseler için Allah katından büyük bir azap vardır. info
التفاسير:

external-link copy
106 : 3

يَوۡمَ تَبۡيَضُّ وُجُوهٞ وَتَسۡوَدُّ وُجُوهٞۚ فَأَمَّا ٱلَّذِينَ ٱسۡوَدَّتۡ وُجُوهُهُمۡ أَكَفَرۡتُم بَعۡدَ إِيمَٰنِكُمۡ فَذُوقُواْ ٱلۡعَذَابَ بِمَا كُنتُمۡ تَكۡفُرُونَ

Kıyamet gününde bu büyük azapla karşılaşırlar. İman ehlinin yüzleri sevinç ve mutluluktan ağaracak ve kâfirlerin yüzleri de hüzün ve kederden dolayı kararacaktır. Bu büyük günde yüzleri kararacak olanları azarlamak için şöyle denilecektir: Tasdik edip ikrar ettikten sonra Allah'ı birlemeyi ve O'na hiçbir şeyi ortak koşmama adına sizden aldığı sözü inkâr mı ettiniz? Küfrünüzden dolayı Allah'ın sizin için hazırladığı azabını tadın. info
التفاسير:

external-link copy
107 : 3

وَأَمَّا ٱلَّذِينَ ٱبۡيَضَّتۡ وُجُوهُهُمۡ فَفِي رَحۡمَةِ ٱللَّهِۖ هُمۡ فِيهَا خَٰلِدُونَ

Yüzleri ağaranların kalacağı yer Naim cennetleridir. Orada ebedî kalacaklardır. Oradaki nimetler ne zail olur, ne de değişikliğe uğrar. info
التفاسير:

external-link copy
108 : 3

تِلۡكَ ءَايَٰتُ ٱللَّهِ نَتۡلُوهَا عَلَيۡكَ بِٱلۡحَقِّۗ وَمَا ٱللَّهُ يُرِيدُ ظُلۡمٗا لِّلۡعَٰلَمِينَ

-Ey Peygamber!- Allah'ın vaadini ve tehdidini içeren, haberlerinde doğru, hükümlerinde adaletli olan ayetlerini okuyoruz. Allah, alemlerdeki hiçbir kimseye zulmetmek istemez. Bilakis ona kendi eliyle kazandığından başka azap etmez. info
التفاسير:
ក្នុង​ចំណោម​អត្ថប្រយោជន៍​នៃអាយ៉ាត់ទាំងនេះក្នុងទំព័រនេះ:
• متابعة أهل الكتاب في أهوائهم تقود إلى الضلال والبعد عن دين الله تعالى.
Ehlikitabın hevâlarına tabi olmak sapıklığa sürükler ve Allah Teâlâ'nın dininden uzaklaştırır. info

• الاعتصام بالكتاب والسُّنَّة والاستمساك بهديهما أعظم وسيلة للثبات على الحق، والعصمة من الضلال والافتراق.
Kitap ve sünnete sarılmak ve o ikisinin azametli yoluna sımsıkı bağlanmak, hak üzere sebat etmek, sapıklık ve ayrılığa düşmekten korunmak için en büyük vesiledir. info

• الافتراق والاختلاف الواقع في هذه الأمة في قضايا الاعتقاد فيه مشابهة لمن سبق من أهل الكتاب.
Bu ümmette meydana gelen inanç konularındaki ihtilaf ve ayrılık, geçmiş dönemlerdeki kitap ehline benzemenin bir sonucudur. info

• وجوب الأمر بالمعروف والنهي عن المنكر؛ لأن به فلاح الأمة وسبب تميزها.
İyiliği emredip kötülüğü yasaklamak farzdır. Çünkü ümmet bununla kurtuluşa erer ve diğer ümmetlerden ayrılır. info