Terjemahan makna Alquran Alkarim - Terjemahan Al-Mukhtaṣar fī Tafsīr Al-Qur`ān Al-Karīm ke bahasa Turki

Nomor Halaman: 168:151 close

external-link copy
150 : 7

وَلَمَّا رَجَعَ مُوسَىٰٓ إِلَىٰ قَوۡمِهِۦ غَضۡبَٰنَ أَسِفٗا قَالَ بِئۡسَمَا خَلَفۡتُمُونِي مِنۢ بَعۡدِيٓۖ أَعَجِلۡتُمۡ أَمۡرَ رَبِّكُمۡۖ وَأَلۡقَى ٱلۡأَلۡوَاحَ وَأَخَذَ بِرَأۡسِ أَخِيهِ يَجُرُّهُۥٓ إِلَيۡهِۚ قَالَ ٱبۡنَ أُمَّ إِنَّ ٱلۡقَوۡمَ ٱسۡتَضۡعَفُونِي وَكَادُواْ يَقۡتُلُونَنِي فَلَا تُشۡمِتۡ بِيَ ٱلۡأَعۡدَآءَ وَلَا تَجۡعَلۡنِي مَعَ ٱلۡقَوۡمِ ٱلظَّٰلِمِينَ

Musa, Rabbi ile münacat etmesinin ardından buzağıya tapmalarından dolayı kavmine karşı öfke ve üzüntü ile gelerek onlara şöyle dedi: "Ey kavmim! Benim sizden ayrılıp gitmemden sonra ardımdan hak yoldan sapmanız sizi helake götüren ne kötü bir haldir. Beni beklemekten bıktınız da buzağıya ibadet etmeye mi yöneldiniz? Musa üzüntüsünün ve öfkesinin şiddetinden dolayı taşımış olduğu Tevrat'ın o levhalarını yere attı. Kardeşi Harun'un kavmi ile birlikte kalıp onların buzağıya ibadet etmelerini gördüğü halde değiştirmemesine (öfkelenerek) kardeşinin saçını ve sakalını tutup kendine doğru çekti. Harun bunun üzerine Musa'dan özür dileyerek ve şefkatli olmasını bekleyerek dedi ki: "Ey Anamın oğlu! Kuşkusuz bu kavim beni zayıf sayarak küçümsediler ve neredeyse beni öldüreceklerdi. Düşmanları sevindirecek cezayla beni cezalandırma ve bana olan öfken sebebi ile beni Allah'tan başkasına ibadet eden bu zalim kavimle bir tutma!" dedi. info
التفاسير:

external-link copy
151 : 7

قَالَ رَبِّ ٱغۡفِرۡ لِي وَلِأَخِي وَأَدۡخِلۡنَا فِي رَحۡمَتِكَۖ وَأَنتَ أَرۡحَمُ ٱلرَّٰحِمِينَ

Musa, Rabbine dua ederek şöyle dedi: "Ey Rabbim! Beni ve kardeşim Harun'u bağışla, bizi rahmetine al. Rahmetin, bizim her tarafımızı kuşatsın. Ey Rabbim! Zira Sen her merhamet sahibinden daha merhametlisin." info
التفاسير:

external-link copy
152 : 7

إِنَّ ٱلَّذِينَ ٱتَّخَذُواْ ٱلۡعِجۡلَ سَيَنَالُهُمۡ غَضَبٞ مِّن رَّبِّهِمۡ وَذِلَّةٞ فِي ٱلۡحَيَوٰةِ ٱلدُّنۡيَاۚ وَكَذَٰلِكَ نَجۡزِي ٱلۡمُفۡتَرِينَ

Şüphesiz buzağıyı ibadet edilen ilah edinen kimselere Rableri tarafından bu dünyada şiddetli bir gazap ve aşağılanma erişecektir. Bu Rablerini öfkelendirdikleri ve önemsemedikleri içindir. İşte biz Allah'a böyle yalanlar uyduranları bunun gibi cezalarla cezalandırırız. info
التفاسير:

external-link copy
153 : 7

وَٱلَّذِينَ عَمِلُواْ ٱلسَّيِّـَٔاتِ ثُمَّ تَابُواْ مِنۢ بَعۡدِهَا وَءَامَنُوٓاْ إِنَّ رَبَّكَ مِنۢ بَعۡدِهَا لَغَفُورٞ رَّحِيمٞ

Ey Resul! Allah'a karşı şirk koşarak, günah işleyip kötülük yapanlar bunların ardından Allah'a tövbe ederek iman ederlerse, kuşkusuz senin Rabbin bu tövbeden ve şirkten imana, günahlardan itaatlere döndükten sonra onların günahlarını örterek bağışlar ve onlara karşı çok merhamet eder. info
التفاسير:

external-link copy
154 : 7

وَلَمَّا سَكَتَ عَن مُّوسَى ٱلۡغَضَبُ أَخَذَ ٱلۡأَلۡوَاحَۖ وَفِي نُسۡخَتِهَا هُدٗى وَرَحۡمَةٞ لِّلَّذِينَ هُمۡ لِرَبِّهِمۡ يَرۡهَبُونَ

Musa -aleyhisselam-'ın öfkesi yatışıp sakinleşince öfkesi sebebi ile atmış olduğu levhaları tekrar aldı. Bu levhalar sapıklıktan hidayete kavuşmayı, hakkın açıklanmasını, Rablerinden ve azabından korkan kimseler için rahmeti içermekteydi. info
التفاسير:

external-link copy
155 : 7

وَٱخۡتَارَ مُوسَىٰ قَوۡمَهُۥ سَبۡعِينَ رَجُلٗا لِّمِيقَٰتِنَاۖ فَلَمَّآ أَخَذَتۡهُمُ ٱلرَّجۡفَةُ قَالَ رَبِّ لَوۡ شِئۡتَ أَهۡلَكۡتَهُم مِّن قَبۡلُ وَإِيَّٰيَۖ أَتُهۡلِكُنَا بِمَا فَعَلَ ٱلسُّفَهَآءُ مِنَّآۖ إِنۡ هِيَ إِلَّا فِتۡنَتُكَ تُضِلُّ بِهَا مَن تَشَآءُ وَتَهۡدِي مَن تَشَآءُۖ أَنتَ وَلِيُّنَا فَٱغۡفِرۡ لَنَا وَٱرۡحَمۡنَاۖ وَأَنتَ خَيۡرُ ٱلۡغَٰفِرِينَ

Musa, cahillerin buzağıya tapmasından dolayı Rabbinden özür dilemeleri için kavmini temsil eden seçkinlerden yetmiş adamı seçti. Allah onlara hazır olacakları bir vakit tayin etti. O vakitte hazır olduklarında Allah'a karşı cesaret edip Musa'dan kendilerine Allah'ı apaçık gözleri ile ayan beyan görmeyi talep ettiler. İşte bunun üzerine onları şiddetli bir sarsıntı tuttu ve onun korkunçluğundan dolayı yıldırım çapmış gibi bayılıp düştüler ve helak olup öldüler. Musa, Rabbine yalvarıp yakardı ve dedi ki: "Ey Rabbim! Eğer dileseydin onları da beni de daha gelmeden önce helak ederdin. İçimizden bir takım beyinsizlerin işlediği günah yüzünden bizi helak edecek misin? Kavmimin buzağıya tapma hadisesinde bulunmaları ise, o ancak senin imtihan ve sınavından başka bir şey değildir. Bununla sen dilediğini saptırırsın, dilediğini de hidayete iletirsin. Sen bizim velimizsin, bize geniş merhametinle merhamet eyle. Sen bağışlayanların ve günahları affedenlerin en hayırlısısın." info
التفاسير:
Beberapa Faedah Ayat-ayat di Halaman Ini:
• في الآيات دليل على أن الخطأ في الاجتهاد مع وضوح الأدلة لا يعذر فيه صاحبه عند إجراء الأحكام عليه، وهو ما يسميه الفقهاء بالتأويل البعيد.
Ayetlerde, delillerin açık olması halinde içtihat yapıp hata eden kimse hakkında verilecek hükümlerde mazur görülmeyeceğine dair delil vardır. Fıkıh âlimleri bunu uzak tevil diye isimlendirirler. info

• من آداب الدعاء البدء بالنفس، حيث بدأ موسى عليه السلام دعاءه فطلب المغفرة لنفسه تأدُّبًا مع الله فيما ظهر عليه من الغضب، ثم طلب المغفرة لأخيه فيما عسى أن يكون قد ظهر منه من تفريط أو تساهل في رَدْع عَبَدة العجل عن ذلك.
Dua etmenin adabından bir tanesi de insanın ilk önce kendi nefsi için dua etmeye başlamasıdır. Musa -aleyhisselam- dua etmeye kendi nefsinden başlamış, Allah'ın kendisine gazaplanmasına karşı edepli olma adına önce kendi adına bağışlanma talep etmiştir. Sonra buzağıya tapma hususunda kavmine engel olmayıp, ihmalkâr ya da gevşek davranmış olma ihtimalinden dolayı kardeşi için bağışlanma talep etmiştir. info

• التحذير من الغضب وسلطته على عقل الشخص؛ ولذلك نسب الله للغضب فعل السكوت كأنه هو الآمر والناهي.
Öfkeden ve öfkenin kişinin aklını ele geçirmesinden sakındırılmıştır. Bu sebepten dolayı Yüce Allah, emreden ve yasaklayan öfkeymiş gibi yatışıp sakinleşme eylemini öfkeye nispet etmiştir. info

• ضرورة التوقي من غضب الله، وخوف بطشه، فانظر إلى مقام موسى عليه السلام عند ربه، وانظر خشيته من غضب ربه.
Yüce Allah'ın öfkesinden, O'nun insanı yok edip imha etmesinden korkmak gerekir. Musa -aleyhisselam-'ın Rabbinin makamındaki durumuna ve Rabbinin öfkesinden korkusuna bakılmalıdır. info