Terjemahan makna Alquran Alkarim - Terjemahan Al-Mukhtaṣar fī Tafsīr Al-Qur`ān Al-Karīm ke bahasa Turki

Sûratu's-Sâd

Tujuan Pokok Surah Ini:
ذكر المخاصمة بالباطل وعاقبتها.
Batıl ile tartışıp, mücadele etmek ve bu mücadelenin akıbeti. info

external-link copy
1 : 38

صٓۚ وَٱلۡقُرۡءَانِ ذِي ٱلذِّكۡرِ

(Sâd), Bakara suresinin başında buna benzer huruf-u mukatta harfleri ile ilgili açıklama geçmektedir. Dünya ve ahiretlerinde insanlara faydalı olacak öğütlerle dolu Kur'an'a yemin etmiştir. Müşriklerin zannettiği gibi Allah ile beraber ortakların varlığı söz konusu değildir. info
التفاسير:

external-link copy
2 : 38

بَلِ ٱلَّذِينَ كَفَرُواْ فِي عِزَّةٖ وَشِقَاقٖ

Fakat müşrikler, Allah'ın tevhidine karşı kibir ve bir gurur içerisindedirler. Aynı zamanda Muhammed -sallallahu aleyhi ve sellem-'e karşı da muhalefet ve düşmanlık içerisindedirler. info
التفاسير:

external-link copy
3 : 38

كَمۡ أَهۡلَكۡنَا مِن قَبۡلِهِم مِّن قَرۡنٖ فَنَادَواْ وَّلَاتَ حِينَ مَنَاصٖ

Biz onlardan önce resullerimizi yalanlayan nice nesilleri helak ettik. Başlarına azap indiği zaman feryat ettiler. Hâlbuki artık onlar için azaptan kurtulma zamanı değildi ki, feryatları kendilerine gelen azaba karşı faydalı olabilsin. info
التفاسير:

external-link copy
4 : 38

وَعَجِبُوٓاْ أَن جَآءَهُم مُّنذِرٞ مِّنۡهُمۡۖ وَقَالَ ٱلۡكَٰفِرُونَ هَٰذَا سَٰحِرٞ كَذَّابٌ

Kâfirler, küfürlerinde devam ettikleri müddetçe kendilerini Allah'ın azabı ile korkutan bir resulün gelmesine şaşırdılar. Kâfirler, Muhammed -sallallahu aleyhi ve sellem-'in getirdiklerinin doğruluğunu gösteren delilleri gördükleri zaman; "Bu insanları büyüleyen bir büyücü ve Allah'ın kendisine vahyettiği resullerden olduğunu iddia eden bir yalancıdır." dediler. info
التفاسير:

external-link copy
5 : 38

أَجَعَلَ ٱلۡأٓلِهَةَ إِلَٰهٗا وَٰحِدًاۖ إِنَّ هَٰذَا لَشَيۡءٌ عُجَابٞ

Bu adam pek çok olan ilahları kendisinden başka ilah olmayan tek bir ilah mı yaptı? Şüphesiz bu yaptığı son derece şaşılır bir durumdur. info
التفاسير:

external-link copy
6 : 38

وَٱنطَلَقَ ٱلۡمَلَأُ مِنۡهُمۡ أَنِ ٱمۡشُواْ وَٱصۡبِرُواْ عَلَىٰٓ ءَالِهَتِكُمۡۖ إِنَّ هَٰذَا لَشَيۡءٞ يُرَادُ

Onlardan ileri gelenler ve büyükleri kendilerine tabi olanlara: "Olduğunuz hal üzere devam edin. Muhammed'in dinine girmeyin. İlahlarınıza ibadet hususunda kararlılık gösterin. Şüphesiz Muhammed'in sizi bir tek ilaha ibadet etme daveti bize üstün gelmek ve ona tabi olmamız için önceden dikkatle hesaplanmış bir şeydir." diyerek harekete geçtiler. info
التفاسير:

external-link copy
7 : 38

مَا سَمِعۡنَا بِهَٰذَا فِي ٱلۡمِلَّةِ ٱلۡأٓخِرَةِ إِنۡ هَٰذَآ إِلَّا ٱخۡتِلَٰقٌ

Muhammed'in bizi davet ettiği Allah'ın tevhidini, ne atalarımızın üzerinde olduğu yolda bulduk, ne de İsa -aleyhisselam-'ın dininde olduğunu işittik. Kendisinden duyduğumuz bu din, ancak uydurulmuş yalan ve iftiradan ibarettir. info
التفاسير:

external-link copy
8 : 38

أَءُنزِلَ عَلَيۡهِ ٱلذِّكۡرُ مِنۢ بَيۡنِنَاۚ بَلۡ هُمۡ فِي شَكّٖ مِّن ذِكۡرِيۚ بَل لَّمَّا يَذُوقُواْ عَذَابِ

"Biz, bu kadar eşraf ve ileri gelen büyükler dururken, aramızdan özellikle ona Kur'an'ın inmesi doğru mudur?" dediler. Bilakis bu müşrikler, sana inen vahiy hakkında şüphe içindedirler. Çünkü onlar, henüz Allah'ın azabını tatmadılar. Azap için mühlet vermesine aldandılar. Eğer o azabı tatmış olsalardı; küfre, Allah'a şirk koşmaya ve sana vahyedilene şüphe ile bakmaya kalkışmazlardı. info
التفاسير:

external-link copy
9 : 38

أَمۡ عِندَهُمۡ خَزَآئِنُ رَحۡمَةِ رَبِّكَ ٱلۡعَزِيزِ ٱلۡوَهَّابِ

Kendisine hiçbir şeyin galip gelemeyeceği Azîz olan, dilediğini dilediğine veren Rabbinin lütuf hazineleri bu yalancı müşriklerin yayında mıdır? Peygamberlik de O'nun lütfunun hazinelerindendir. Onu da istediğine verir. Peygamberlik, dilediklerine bahşedip dilediklerinden de men edecekleri kendilerine ait bir şey değildir. info
التفاسير:

external-link copy
10 : 38

أَمۡ لَهُم مُّلۡكُ ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَٱلۡأَرۡضِ وَمَا بَيۡنَهُمَاۖ فَلۡيَرۡتَقُواْ فِي ٱلۡأَسۡبَٰبِ

Yoksa göklerin, yerin ve ikisi arasında bulunanların mülkü onların elinde midir ki vermede ve mani olmada hak sahibi olsunlar? Eğer bunu iddia ediyorlarsa, verme ve mani olmada istedikleri gibi hükmetmeleri için göklere ulaştıran sebeplere sarılsınlar. Bunu yapmaya asla güç yetiremezler. info
التفاسير:

external-link copy
11 : 38

جُندٞ مَّا هُنَالِكَ مَهۡزُومٞ مِّنَ ٱلۡأَحۡزَابِ

Muhammed -sallallahu aleyhi ve sellem-'i yalanlayanlar, kendilerinden önceki resulleri yalanlayanların orduları gibi bozguna uğrayacaklardır. info
التفاسير:

external-link copy
12 : 38

كَذَّبَتۡ قَبۡلَهُمۡ قَوۡمُ نُوحٖ وَعَادٞ وَفِرۡعَوۡنُ ذُو ٱلۡأَوۡتَادِ

Bu yalanlayanlar ilk yalanlayanlar değildir. Çünkü onlardan önce Nuh kavmi, Ad kavmi ve kazıkları olup insanları onlarla azaplandıran Firavun da yalanlamıştı. info
التفاسير:

external-link copy
13 : 38

وَثَمُودُ وَقَوۡمُ لُوطٖ وَأَصۡحَٰبُ لۡـَٔيۡكَةِۚ أُوْلَٰٓئِكَ ٱلۡأَحۡزَابُ

Semûd, Lût kavmi, Şuayb kavmi de yalanladılar. İşte onlar da peygamberlerini yalanlamak ve getirdiklerine küfretmek için birleşen topluluklardı. info
التفاسير:

external-link copy
14 : 38

إِن كُلٌّ إِلَّا كَذَّبَ ٱلرُّسُلَ فَحَقَّ عِقَابِ

O topluluklardan her biri gönderilen resulleri mutlaka yalanlamışlardır. Böylece Allah'ın azabı bir zamana kadar gecikmesine rağmen hak ettikleri o ceza yine başlarına geldi. info
التفاسير:

external-link copy
15 : 38

وَمَا يَنظُرُ هَٰٓؤُلَآءِ إِلَّا صَيۡحَةٗ وَٰحِدَةٗ مَّا لَهَا مِن فَوَاقٖ

Muhammed -sallallahu aleyhi ve sellem-'i yalanlayanlar geri dönüşü olmayan Sûr'a ikinci kez üfürülmesinden başkasını beklemiyorlar. Eğer onu yalanlamaları üzerine ölür iseler onlar için azap vuku bulacaktır. info
التفاسير:

external-link copy
16 : 38

وَقَالُواْ رَبَّنَا عَجِّل لَّنَا قِطَّنَا قَبۡلَ يَوۡمِ ٱلۡحِسَابِ

Alay ederek: "Ey Rabbimiz! Kıyamet gününden önce dünya hayatında azaptan olan nasibimizi bize çabucak ver." derler. info
التفاسير:
Beberapa Faedah Ayat-ayat di Halaman Ini:
• أقسم الله عز وجل بالقرآن العظيم، فالواجب تَلقِّيه بالإيمان والتصديق، والإقبال على استخراج معانيه.
Allah -azze ve celle- Kur'an-ı Azim'e yemin etmiştir. Kur'an'ı iman ve tasdik ederek kabul etmek, manasını çıkarmak için ona yönelmek farzdır. info

• غلبة المقاييس المادية في أذهان المشركين برغبتهم في نزول الوحي على السادة والكبراء.
Müşriklerin zihinlerindeki maddi kıstas ağır bastığı için, vahyin efendilerine ve büyüklerine gelmesini arzulamışlardır. info

• سبب إعراض الكفار عن الإيمان: التكبر والتجبر والاستعلاء عن اتباع الحق.
Kâfirlerin iman etmekten uzaklaşıp yüz çevirmelerinin sebebi; kibir, güç gösterisinde bulunmak ve hakka tabi olmaktan kendilerini üstün görmeleridir. info