《古兰经》译解 - 土耳其语翻译版古兰经简明注释。

页码:close

external-link copy
17 : 59

فَكَانَ عَٰقِبَتَهُمَآ أَنَّهُمَا فِي ٱلنَّارِ خَٰلِدَيۡنِ فِيهَاۚ وَذَٰلِكَ جَزَٰٓؤُاْ ٱلظَّٰلِمِينَ

Kıyamet günü şeytanın ve ona itaat edenin sonu (kendisine itaat edilen şeytan ile ona tabi olan insanın) içinde ebedî kalacakları ateştir. Onları bekleyen o ceza, Allah Teâlâ'nın sınırlarını çiğneyerek kendi nefislerine zulmeden zalimlerin cezasıdır. info
التفاسير:

external-link copy
18 : 59

يَٰٓأَيُّهَا ٱلَّذِينَ ءَامَنُواْ ٱتَّقُواْ ٱللَّهَ وَلۡتَنظُرۡ نَفۡسٞ مَّا قَدَّمَتۡ لِغَدٖۖ وَٱتَّقُواْ ٱللَّهَۚ إِنَّ ٱللَّهَ خَبِيرُۢ بِمَا تَعۡمَلُونَ

Ey Allah'a iman edip kendilerine gönderdiği din ile amel edenler! Emirlerini yerine getirip yasaklarından sakınarak Allah'tan korkun. Her nefis, kıyamet günü için sunduğu salih amellere bir baksın. Allah'tan korkup sakının. Şüphesiz Allah, yaptıklarınızdan hakkıyla haberdardır. Yaptıklarınızdan hiçbir şey O'na gizli kalmaz. Buna göre size karşılığını verecektir. info
التفاسير:

external-link copy
19 : 59

وَلَا تَكُونُواْ كَٱلَّذِينَ نَسُواْ ٱللَّهَ فَأَنسَىٰهُمۡ أَنفُسَهُمۡۚ أُوْلَٰٓئِكَ هُمُ ٱلۡفَٰسِقُونَ

Emirlerini terk edip yasaklarını çiğneyerek Allah'ı unutan, Allah'ın da onlara kendilerini unutturduğu kimseler gibi olmayın. Kendilerini Allah'ın gazabından ve cezalandırmasından koruyacak ameller işlememişlerdir. Onlar Yüce Allah'ı unutan, -Allah'ın emirlerini yerine getirmeyen ve yasaklarından geri durmayan- kimselerdir. Onlar, Allah Teâlâ'nın taatinden çıkmış olan kimselerdir. info
التفاسير:

external-link copy
20 : 59

لَا يَسۡتَوِيٓ أَصۡحَٰبُ ٱلنَّارِ وَأَصۡحَٰبُ ٱلۡجَنَّةِۚ أَصۡحَٰبُ ٱلۡجَنَّةِ هُمُ ٱلۡفَآئِزُونَ

Cehennem ehliyle cennet ehli bir olmaz. Cennet ehli ile cehennem ehli, dünyadaki amellerinde farklı oldukları gibi ahirette alacakları karşılıklarda da birbirlerinden farklıdırlar. İsteklerine kavuşup korktukları şeylerden güvende olarak asıl kurtuluşa erenler cennet ehli kimselerdir. info
التفاسير:

external-link copy
21 : 59

لَوۡ أَنزَلۡنَا هَٰذَا ٱلۡقُرۡءَانَ عَلَىٰ جَبَلٖ لَّرَأَيۡتَهُۥ خَٰشِعٗا مُّتَصَدِّعٗا مِّنۡ خَشۡيَةِ ٱللَّهِۚ وَتِلۡكَ ٱلۡأَمۡثَٰلُ نَضۡرِبُهَا لِلنَّاسِ لَعَلَّهُمۡ يَتَفَكَّرُونَ

-Ey Peygamber!- Eğer Biz bu Kur'an'ı dağa indirmiş olsaydık, Kur'an'da bulunan şiddetli tehdit ve korkutucu uyarılar sebebiyle sertliği ve sağlamlığı ile birlikte o dağın Allah korkusunun şiddetinden dolayı baş eğmiş paramparça olduğunu görürdün. Biz, bu örnekleri insanlar akıllarını kullansınlar ve onun ayetlerinin ihtiva ettiği ibretlerden ve uyarılardan ibret alsınlar diye veriyoruz. info
التفاسير:

external-link copy
22 : 59

هُوَ ٱللَّهُ ٱلَّذِي لَآ إِلَٰهَ إِلَّا هُوَۖ عَٰلِمُ ٱلۡغَيۡبِ وَٱلشَّهَٰدَةِۖ هُوَ ٱلرَّحۡمَٰنُ ٱلرَّحِيمُ

22 - 23 - O öyle Allah'tır ki, O'ndan başka hak mabut (ilah) yoktur. Görülmeyeni de görüleni de bilendir. Bundan hiçbir şey O'na gizli kalmaz. Dünyada ve ahirette Rahman'dır (çok merhametlidir). O'nun rahmeti bütün alemleri kuşatmıştır. O, Melik'tir. Her türlü eksiklikten münezzehtir, yücedir. Her kusurdan uzaktır. Peygamberlerini, ayetleri (mucizeleri) ve delilleri ile tasdikleyendir. Kullarının amellerini hakkıyla gözetendir. Hiç kimsenin kendisine galip gelemeyeceği Aziz/mutlak galiptir. O, Cebbar'dır. Her şeye ululuğu ile üstün gelendir. Mütekebbir'dir. Allah Teâlâ, müşriklerin O'na ortak koştukları putlardan ve diğer şeylerden münezzeh ve yücedir. info
التفاسير:

external-link copy
23 : 59

هُوَ ٱللَّهُ ٱلَّذِي لَآ إِلَٰهَ إِلَّا هُوَ ٱلۡمَلِكُ ٱلۡقُدُّوسُ ٱلسَّلَٰمُ ٱلۡمُؤۡمِنُ ٱلۡمُهَيۡمِنُ ٱلۡعَزِيزُ ٱلۡجَبَّارُ ٱلۡمُتَكَبِّرُۚ سُبۡحَٰنَ ٱللَّهِ عَمَّا يُشۡرِكُونَ

22 - 23 - O öyle Allah'tır ki, O'ndan başka hak mabut (ilah) yoktur. Görülmeyeni de görüleni de bilendir. Bundan hiçbir şey O'na gizli kalmaz. Dünyada ve ahirette Rahman'dır (çok merhametlidir). O'nun rahmeti bütün alemleri kuşatmıştır. O, Melik'tir. Her türlü eksiklikten münezzehtir, yücedir. Her kusurdan uzaktır. Peygamberlerini, ayetleri (mucizeleri) ve delilleri ile tasdikleyendir. Kullarının amellerini hakkıyla gözetendir. Hiç kimsenin kendisine galip gelemeyeceği Aziz/mutlak galiptir. O, Cebbar'dır. Her şeye ululuğu ile üstün gelendir. O, Mütekebbir'dir. Allah Teâlâ, müşriklerin O'na ortak koştukları putlardan ve diğer şeylerden münezzeh ve yücedir. info
التفاسير:

external-link copy
24 : 59

هُوَ ٱللَّهُ ٱلۡخَٰلِقُ ٱلۡبَارِئُ ٱلۡمُصَوِّرُۖ لَهُ ٱلۡأَسۡمَآءُ ٱلۡحُسۡنَىٰۚ يُسَبِّحُ لَهُۥ مَا فِي ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَٱلۡأَرۡضِۖ وَهُوَ ٱلۡعَزِيزُ ٱلۡحَكِيمُ

O Allah, her şeyi yaratan, yoktan var eden ve yarattıklarına dilediği gibi şekil verendir. En yüce sıfatları ihtiva eden en güzel isimler O’nundur. Göklerde ve yerde ne varsa O’nu her türlü eksiklikten tenzih eder. Hiç kimsenin kendisine galip gelemeyeceği Aziz/mutlak galiptir. Yaratmasında, şeriatinde ve takdir etmesinde çok hikmet sahibidir. info
التفاسير:
这业中每段经文的优越:
• من علامات توفيق الله للمؤمن أنه يحاسب نفسه في الدنيا قبل حسابها يوم القيامة.
Allah'ın, Mümini muvaffak kılmasının alametlerinden biri de Müminin kıyamet günü hesaba çekilmeden önce kendisini dünyada iken hesaba çekmesidir. info

• في تذكير العباد بشدة أثر القرآن على الجبل العظيم؛ تنبيه على أنهم أحق بهذا التأثر لما فيهم من الضعف.
Kur'an'ın büyük bir dağa olan şiddetli etkisi kullara hatırlatılarak zayıf olmaları sebebi ile bu etkiden en çok etkilenmeye layık ve öncelikli olanların insanlar olduğuna dair hatırlatma yapılmıştır. info

• أشارت الأسماء (الخالق، البارئ، المصور) إلى مراحل تكوين المخلوق من التقدير له، ثم إيجاده، ثم جعل له صورة خاصة به، وبذكر أحدها مفردًا فإنه يدل على البقية.
Hâlık (yaratan), Bârî (yoktan var eden) ve Musavvir (şekil veren) isimleri mahlukatın yaratılış ve meydana getiriliş merhalelerine işaret etmektedir. Bu; Yüce Allah'ın takdir etmesi, sonra var etmesi ve sonra da ona has bir suret vermesi/şekillendirmesidir. Bu isimlerden birinin tek olarak zikredilmesi bu isimlerin tamamına delalet eder. info