د قرآن کریم د معناګانو ژباړه - د المختصر في تفسیر القرآن الکریم ترکي ژباړه

د مخ نمبر:close

external-link copy
50 : 17

۞ قُلۡ كُونُواْ حِجَارَةً أَوۡ حَدِيدًا

-Ey Resul!- O müşriklere şöyle söyle: "Ey müşrikler! İster bir taşa dönüşüp kas katı çok sert olun, ister bir demir gibi çok kuvvetli olun, hâlbuki bunlara dönüşmeye de asla gücünüz yetmeyecektir. info
التفاسير:

external-link copy
51 : 17

أَوۡ خَلۡقٗا مِّمَّا يَكۡبُرُ فِي صُدُورِكُمۡۚ فَسَيَقُولُونَ مَن يُعِيدُنَاۖ قُلِ ٱلَّذِي فَطَرَكُمۡ أَوَّلَ مَرَّةٖۚ فَسَيُنۡغِضُونَ إِلَيۡكَ رُءُوسَهُمۡ وَيَقُولُونَ مَتَىٰ هُوَۖ قُلۡ عَسَىٰٓ أَن يَكُونَ قَرِيبٗا

İster taştan ve isterse de demirden veya bu ikisinden başka kalplerinize çok büyük imkânsız gibi görünen bir yaratık olun. Muhakkak Yüce Allah sizi ilk halinize döndürecek ve sizi ilk yarattığı gibi diriltecektir. Bu inatçılar diyecekler ki: Biz öldükten sonra, bizi tekrar kim diriltecek? Onlara de ki: Daha önceden hiçbir benzeriniz olmadan sizi ilk yaratan tekrar sizi diriltir. Senin onlara bu cevabının üzerine onlar sana alaylı bir tarzda başlarını sallayacaklar ve imkânsız olduğuna inanarak şöyle diyecekler: "Bu tekrar dirilme ne zaman?" Onlara de ki: "Yakında olması mümkündür. Ve her gelecek de yakındır." info
التفاسير:

external-link copy
52 : 17

يَوۡمَ يَدۡعُوكُمۡ فَتَسۡتَجِيبُونَ بِحَمۡدِهِۦ وَتَظُنُّونَ إِن لَّبِثۡتُمۡ إِلَّا قَلِيلٗا

Allah -Subhânehu ve Teâlâ-, size seslendiği gün sizi mahşer yerine çağırdığında tekrar diriltecektir. O'na hamt edip emrine boyun eğerek icabet edeceksiniz. Ve dünyada çok az bir zaman kaldığınızı zannedersiniz. info
التفاسير:

external-link copy
53 : 17

وَقُل لِّعِبَادِي يَقُولُواْ ٱلَّتِي هِيَ أَحۡسَنُۚ إِنَّ ٱلشَّيۡطَٰنَ يَنزَغُ بَيۡنَهُمۡۚ إِنَّ ٱلشَّيۡطَٰنَ كَانَ لِلۡإِنسَٰنِ عَدُوّٗا مُّبِينٗا

-Ey Resul!- Bana iman etmiş kullarıma de ki: Başkalarıyla diyalog kurduklarında, nefret ettirici kötü sözlerden kaçınsınlar. Çünkü şeytan, nefret ettirici kötü sözleri fırsat bilip dünya ve ahiret hayatlarını bozacak davranışlarda bulunmaya çalışır. Muhakkak ki şeytan insan için husumeti apaçık olan bir düşmanıdır. Müminin üzerine düşen ondan sakınmasıdır. info
التفاسير:

external-link copy
54 : 17

رَّبُّكُمۡ أَعۡلَمُ بِكُمۡۖ إِن يَشَأۡ يَرۡحَمۡكُمۡ أَوۡ إِن يَشَأۡ يُعَذِّبۡكُمۡۚ وَمَآ أَرۡسَلۡنَٰكَ عَلَيۡهِمۡ وَكِيلٗا

-Ey insanlar!- Rabbiniz sizi daha iyi bilir. Sizden hiçbir şey O'na gizli değildir. Eğer size merhamet etmeyi dilerse, merhametiyle sizi iman etmeye ve salih amel işlemeye muvaffak kılar. Eğer size azap çektirmek isterse iman etmemeniz için yardımsız bırakır ve sizi küfür üzerine öldürür. -Ey Resul!- Biz seni onları iman etmeleri için mecbur etmek, küfürden engellemek ve yapmış oldukları amellerinin hesabını yapmak için göndermedik. Sen sadece Allah'ın sana tebliğ etmeni emrettiklerini tebliğ edensin. info
التفاسير:

external-link copy
55 : 17

وَرَبُّكَ أَعۡلَمُ بِمَن فِي ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَٱلۡأَرۡضِۗ وَلَقَدۡ فَضَّلۡنَا بَعۡضَ ٱلنَّبِيِّـۧنَ عَلَىٰ بَعۡضٖۖ وَءَاتَيۡنَا دَاوُۥدَ زَبُورٗا

-Ey Resul!- Rabbin, göklerde ve yerde olan kimseleri, durumlarını ve neyi hak ettiklerini de en iyi bilendir. Biz kendilerine tabi olan ümmetlerinin çokluğuyla ve onlara indirdiğimiz kitaplarla bazı peygamberleri diğerlerine üstün kıldık. Biz Dâvûd'a bir kitap verdik ve o da Zebûr'dur. info
التفاسير:

external-link copy
56 : 17

قُلِ ٱدۡعُواْ ٱلَّذِينَ زَعَمۡتُم مِّن دُونِهِۦ فَلَا يَمۡلِكُونَ كَشۡفَ ٱلضُّرِّ عَنكُمۡ وَلَا تَحۡوِيلًا

-Ey Resul!- Bu müşriklere De ki: -Ey Müşrikler!- Allah'tan başka ilahlar olduğunu iddia ettiğiniz şeyler eğer size bir zarar gelirse onu sizin üzerinizden giderme gücüne sahip değildirler. Ve o zararı alıp bir başkasına götürme gücüne de sahip değildirler. Kimin gücü yoksa, o halde ilah da olamaz. info
التفاسير:

external-link copy
57 : 17

أُوْلَٰٓئِكَ ٱلَّذِينَ يَدۡعُونَ يَبۡتَغُونَ إِلَىٰ رَبِّهِمُ ٱلۡوَسِيلَةَ أَيُّهُمۡ أَقۡرَبُ وَيَرۡجُونَ رَحۡمَتَهُۥ وَيَخَافُونَ عَذَابَهُۥٓۚ إِنَّ عَذَابَ رَبِّكَ كَانَ مَحۡذُورٗا

Müşriklerin yalvardıkları melekler ve benzerleri, kendilerini Allah'a yakınlaştıran salih amelleri yapmayı talep ederler. Hangisi itaat ile Allah'a daha yakın olur. Bunun için birbirleriyle yarışırlar. Yüce Allah'ın kendilerine merhamet etmesini ümit ederler ve azaplandırmasından korkarlar. -Ey Resul!- Muhakkak ki Rabbinin azabı, sakınılması gereken bir azaptır. info
التفاسير:

external-link copy
58 : 17

وَإِن مِّن قَرۡيَةٍ إِلَّا نَحۡنُ مُهۡلِكُوهَا قَبۡلَ يَوۡمِ ٱلۡقِيَٰمَةِ أَوۡ مُعَذِّبُوهَا عَذَابٗا شَدِيدٗاۚ كَانَ ذَٰلِكَ فِي ٱلۡكِتَٰبِ مَسۡطُورٗا

Ne kadar kâfirlerin yaşadığı köy veya şehir varsa dünya hayatındayken küfürleri sebebiyle hepsinin üzerine azap indireceğiz ve helak edeceğiz. Yine küfürleri sebebiyle onları öldürmek gibi kuvvetli bir cezalandırma ile veya başka bir şekilde imtihan edeceğiz. Bu helak etme ve azap, ilahi bir takdir olup Levh-i Mahfuz'da yazılıdır. info
التفاسير:
په دې مخ کې د ایتونو د فایدو څخه:
• القول الحسن داع لكل خلق جميل وعمل صالح، فإنَّ من ملك لسانه ملك جميع أمره.
Güzel söz, her türlü güzel ahlaka ve salih amele davet eder. Muhakkak diline sahip olan, bütün işlerini ve hareketlerini kontrol altına alır. info

• فاضل الله بين الأنبياء بعضهم على بعض عن علم منه وحكمة.
Allah Teâlâ ilmi ve hikmeti gereğince kimi peygamberleri diğerlerine üstün kılmıştır. info

• الله لا يريد بعباده إلا ما هو الخير، ولا يأمرهم إلا بما فيه مصلحتهم.
Yüce Allah kulları için, ancak hayırlı olanı ister ve onlar için ancak faydalarının olduğu şeyi emreder. info

• علامة محبة الله أن يجتهد العبد في كل عمل يقربه إلى الله، وينافس في قربه بإخلاص الأعمال كلها لله والنصح فيها.
Allah'ı sevmenin alameti; kulun kendisini Allah'a yakınlaştıran bütün amelleri yapmaya gayret etmesi ve Allah'a yakın olmak için rekabet edip, bütün amellerini sadece Allah için yapması ve samimi olmasıdır. info